ÜNLÜLERİN MARKA YÖNETİMİ - SAHNEDE ÜN ENDÜSTRİDE ÜRÜN

ÜNLÜLERİN MARKA YÖNETİMİ - SAHNEDE ÜN ENDÜSTRİDE ÜRÜN Ünlüler üzerine yapılan sayısız çalışma ve araştırma, ünlüleri

ÜNLÜLERİN MARKA YÖNETİMİ - SAHNEDE ÜN ENDÜSTRİDE ÜRÜN
ÜNLÜLERİN MARKA YÖNETİMİ - SAHNEDE ÜN ENDÜSTRİDE ÜRÜN

Ünlüler üzerine yapılan sayısız çalışma ve araştırma, ünlülerin ışıltılı dünyasının yaşantımıza sanıldığından da fazla yansımalar getirdiğinin çok açık bir kanıtı.

Ünlüler, sadece yaşamın hay huyunda bize nefes aldıran sanal gerçeklikler olarak değil, ürün tanıtımında yer aldıkları reklamlardan rol aldıkları dizilere, moda ikonu haline gelen stillerinden gündem yaratan sosyal medya söylemlerine değin tüm gündelik yaşam pratiklerini değiştiren ve dönüştüren birer kültür ajanı olarak da değerlendirilebilir.

ÜN ENDÜSTRİSİ VE ÜNLÜYÜ YARATAN İKLİM

Ünlülerin marka yönetimi kitabında, ünlüyü “ünlü” yapan toplumsal koşulların izi sürülürken bir yandan da ünlüyü yaratan endüstriyel iklim ve kitle kültürü üzerindeki rolleri üzerinde duruluyor.

Kitap özellikle günümüzde ünlülerin sahip olması gereken özellikleri tıpkı kendisi de bir ‘ürün’müş gibi mercek altına alıyor ve ona kalıcılık, orijinallik, standartlık ve kalite anlamında sıfatlar addediyor.

BİR “ÜRÜN” OLARAK ÜNLÜ

Kitapta belki de en ilgi çekici bölüm, bize reklamında oynayarak sundukları ürünler gibi aslında kendilerinin de endüstri koşulları içinde üretilmiş birer ürün olduklarının altının çizilmesi.

Bir ünlü, kendisi de ‘meta’ olarak piyasa koşullarında çabuk alınıp satılabilen, çok özgün olmayıp standardize edilmiş olan, alıcısı (ya da tüketicisi) tarafından verdiği mesajı kolayca açımlanabilen, kısa sürede popüler olup sonra da yerini, satması gereken bir başka kısa vadeli ürüne bırakan bir ürün olarak değerlendiriliyor.

Kitapta yapılan bir karşılaştırma, günümüzde ünlünün kendisini üreten sisteme nasıl tabi olduğunu çarpıcı bir biçimde aktarıyor:

“Sözgelimi, Madonna ya da Ajda Pekkan, yaşlanmanın doğal bir şey olduğunu kabullenmek, yaşamlarının geri kalanında estetik ameliyat yaptırmadan ya da anti aging teknolojiler kullanmadan yaşlanmak lüksüne sahip değillerdir. Dünyanın ‘gıda’ ve ‘ilaç’ endüstrilerinden sonra en önemli sektörü haline gelen anti-aging/ wellness (genç görünme, iyi görünme ve iyi hissetme) sektörleri, ideolojilerini tam da bu ikonların kalbine yerleştirmiş durumdadır. … Bu yüzden de, sözgelimi, Madonna’nın yaşlanmayı tercih etmesi, hayranlarının da onu takip etmesiyle sonuçlanmayacak, endüstri, hemen yaşlanmaya savaş açan yeni bir ikonanın peşine düşüp onu ustalıkla yaratmakta gecikmeyecek ve mevcut hayran kitlesi de yeni ikonaya tapınmaya, ona itaat etmeye en kısa sürede ikna edilecektir. Sonuç olarak, endüstrinin kalbi temposunu hiç bozmadan yeni ikona transfer edilerek yaşamını yeni bir bedende sürdürecektir. Görüleceği üzere, vazgeçilmesi gereken ‘ideolojiye uymayan ikon’dur, ‘ikona uymayan ideoloji’ değil. İkonun, endüstrinin ideolojileri ve beklentileri doğrultusunda hareket etmesi konusu halledildikten sonra pazarın tüm katmanlarına nüfuz edecek Piabet bir pazarlama hamlesi gerçekleştirilmeye başlanacaktır. Bunun için de kitle iletişim araçlarının etkisiyle aşama aşama gerçekleştirilecek bir dizi eylem planlanmıştır.” s.37-38

BİR MARKA OLARAK ÜNLÜ

Ünlünün marka haline gelmesi için pazarlamanın tüm kuralları uygulanır. Markanın adından fiyatına ambalajından dağıtımına her türlü stratejik kararın pazarlama profesyonellerince alınması ve uygulamaya geçirilmesi gerekir.

“Her ürün gibi ünlüler de tüketicilerinin gözünde belli bir kalite algısına sahiptir. Ünlülerin bir marka değeri olması, kendilerini pazarda diğerlerinden farklı bir yere koyabilmelerine  (konumlandıra-bilmelerine) imkân verir ve bu sayede benzerlerinden daha fazla ‘eder’e (fiyata) sahip olabilirler. Genel anlamda ünlüler adına yapılacak bir pazarlama çalışması da tıpkı pazarda yer alan tüm ürün ve hizmetler gibi ürün üzerine yapılacak kapsamlı araştırmaları, ürünün tasarımını, paketlenerek sunumunu, dağıtımını ve reklam, halkla ilişkiler, kişisel satış gibi çabalarla duyurumunu içerecek bir dizi kararın alınmasını gerektirir.” s.79

Kitabın yazarları Doç.Dr.Nihal Paşalı Taşoğlu ve Öğr.Gör. Derya Çınar Akbaş, müzik ve sinema dünyasının ünlülerini incelerken Türkiye’de profesyonelce ün yönetimine ve endüstrisine hizmet eden isimlerden alıntılar yapmanın yanında birçok ünlü ve profesyonel isimle de birebir görüşmüşler.

Örneğin, Nino Varon, 70’li yıllardan günümüze pop müziğin tarihine ve Türkiye’deki gelişme koşullarına değinirken Kubat ve Yalın günümüz müzik üretim koşullarını değerlendirmiş, Ajda Pekkan’ın da prodüktörlüğünü yapmakta olan DMC Müzik’ten Samsun Demir, sayısız oyuncu yetiştiren oyuncu Esra Akkaya, ünlülerin menajeri Filiz Öcal gibi isimlerle de yaptıkları söyleşilerle günümüz sahne dünyasının perde arkasında ünlüyü markaya dönüştüren koşulları gözler önüne sermeye çalışmışlar.

Kitapta, modernleşme sancılarıyla kitle kültürüne dönüşen müzikal yolculuk, Orhan Gencebay, Zeki Müren, İbrahim Tatlıses, Sezen Aksu ve Tarkan ikonları üzerinden anlatılırken sosyolojik koşulları değerlendiren Can Kozanoğlu, Fehmi Ketenci, Enis Kızılkaya, Serhan Lokman ve Ahmet Can Taşdemir röportajları konuyu aydınlatmada önemli katkılar sağlıyor. Spesifik hedef kitlesiyle Kerem Görsev, operayı popülerleştiren çizgisiyle Hakan Aysev de ünü sürdürmenin ve korumanın inceliklerini röportajlarında anlatıyorlar.

Öte yandan Tolga Örnek ve Hakan Yonat gibi usta yönetmenlerin ve akademisyenlerin sinemadan kliplere- popüler yapımların izleyiciyle buluşması sürecine ilişkin ilginç sosyolojik tespitleri de kitapta geniş yer buluyor.

ÜNLÜLERİN MARKA YÖNETİMİ

Kitaba adını veren bu bölümde, ünlülerin arkasında onları üretmeye ve sunmaya adanmış kültür aracıları ve bu aracıların görev tanımları üzerinde duruluyor. Menajer, basın danışmanı, halkla ilişkiler ajansı, oyuncu ajansları, oyuncu koçları, imaj yapıcılar (image-maker), koreograflar, çalıştırıcılar, konser planlamacıları, müzik direktörleri, prodüktörler, yapımcı ve yönetmenler, bizim ünlünün yıldızı parlarken görmediğimiz, onun ışıltısının ardında kalan ama ünlüyü üreten fabrikanın çalışanları olan isimsiz kahramanlar olarak inceleniyor.

Bu isimler, endüstride kimin ünlü olacağına karar verip bir eleme yaparken birer “eşik bekçisi”, kimin ününün sürmesi ve yıldızının parlaması gerektiğine karar verirken ve katkıda bulunurken de “kanaat önderi” olarak aracı rollerini üstlenmekteler.

Kitapta bu aracılar tanımlanıyor, bir ünlünün marka olurken; “en olması, ilk olması, eşsiz bir stilinin olması, yumurtaları tek sepete koymayıp başka ilgi alanlarıyla markasını kontrollü biçimde geliştirmesi, marka değerini koruması, ürün ve hizmetlere markasını transfer etmesi gibi konulara da değiniliyor.”

Nihal Paşalı Taşoğlu ve Derya Çınar Akbaş’ın hazırladıkları bu çalışmanın, özellikle ünlünün arkasındaki endüstriyi ve endüstrinin koşullarını gözler önüne sermesi açısından ünlüleri derinlemesine inceleyen bir çalışma olduğunu söylemek mümkün.

Bu alanda çalışma yapanların, öncelikle ve özellikle sektörde ünlüler adına marka çalışması yapmada rol oynayan profesyonellerin bu kitapta bulabilecekleri çok şey var.

 

 derya hanım

 
Güncelleme Tarihi: 15 Ekim 2016, 16:59
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER