Bir Garip Psikolojik Rahatsızlık: Vücut Bütünlüğüne İlişkin Kimlik Bozukluğu
Bir Garip Psikolojik Rahatsızlık: Vücut Bütünlüğüne İlişkin Kimlik Bozukluğu
Genel
"Bu bacak bana ait değil!" duyduğunuz zaman anlama veremediğiniz, o insanın o bacağı kestirmek için neler yaptığına şahit olduğunuzda ağzınızın bir karış açık kaldığı bir rahatsızlık.
"Bu bacak bana ait değil!" duyduğunuz zaman anlama veremediğiniz, o insanın o bacağı kestirmek için neler yaptığına şahit olduğunuzda ağzınızın bir karış açık kaldığı bir rahatsızlık. Hala araştırılan, buna neyin sebep olduğu tam olarak bilinemeyen, ama doktorların ikna olması halinde uzvu kestikleri tuhaf bir durum. İdeal beden algısıyla fiziksel görünümünün tamamen farklı olduğu bir durum. Kişinin vücudunun bir parçasını kendisine ait hissetmemesi. İki farklı durum var, biri örneğin sol bacağından ölesiye nefret ediyor, çirkin buluyor, sürekli gözüne takılıyor. Bir diğeri ise sol bacağını sanki başka birinin vücudundan alınmışçasına kendisine ait hissetmiyor, varlığına katlanamıyor. Onları rahatlatabilecek tek şey o bacaktan kurtulmak. Hastalar vücutlarının kafalarında kendilerine ilişkin imgeyle örtüşmediğine inanır. İstenmeyen uzuvlarının, çirkin olmasa da onları kusurlu ya da engelli yaptığını hisseder. Doktorlar konu hakkında kararsız; bazıları obsesif kompülsif eğilimi olan, erken çocukluk dönemi travmalarına sahip, yahut ampütelerle kendini aşırı özdeşleştiren insanlarda görüldüğünü ya da ampüte olarak da bir şeyleri başarmış biri olmak isteyen insanların arasından çıktığını iddia ediyor. Örneğin vücudunda bir yerini, mesela burnunu beğenmeyen insanlar, sürekli ve takıntılı halde bunu düşünüyor. Günlük hayatında ya sürekli burnunu saklamaya çalışıyor ya da nihayetinde estetik operasyonla düzelttiriyor. Aynı şekilde, aşırı zayıf olmasına karşın aşırı şişman hissedenlere bakıldığında, anoreksi de bu rahatsızlılığın psikolojik sorunlarıyla benzeşiyor. Yani vücuda ait olmadığı düşünülen organın beyinde sahip olması gereken sinirsel bir karşılığının gerçekten olmadığı düşünülmekte. Yabancı olarak görülen organ uyarıldığında beyinde gerçekleşmesi gereken bir aktivite görülmemektedir. Çünkü, beynin haritalanması çok küçük yaşta gerçekleşen bir şey ve bu duruma sahip insanların büyük çoğunluğu, bu arzunun çocukluklarına dayandığını söylüyor. Ancak artık bu bozukluğun arka planında cinsel bir motivasyon olmadığı biliniyor. Sanılanın aksine pek çoğu gayet aklı başında kimselerdir. Başarılı bir yaşamları, aileleri, işleri güçleri vardır. Bu hastalıktan muzdarip bir kadının sözleri bunlar. "Ameliyattan sonra kendimi o kadar iyi hissettim ki, kendime güvenim arttı, vücudum istediğim şekline yaklaştı." demiş ameliyat sonrasında. İyileştin artık diye evine yollandığında kendini bacağından vurarak o bacağı kestirmiştir. Mutlu bir gençlik, başarılı bir evlilik ve iş hayatı, çocuklar, torunlar derken gayet normal bir hayat sürmüş olan adamın çocukluğunda en yakın arkadaşının ampüte bir çocuk olduğu ortaya çıkmıştır. Bazen bu kısımlarından kurtulmak için buzda dondurup ölmesini sağlamak, bilerek bir arabanın önüne atlamak ve hatta tren raylarına yatmak gibi kulağa inanılmaz gelebilecek çözümlere başvurabilirler. Çünkü, doğuştan gelen ve normal yollarla kazanılan-sahip olunan vücudun kişiye verdiği rahatsızlık ve bu rahatsızlığın dayanılmaz bir hal alması sonucunda nihayet bir yeri kurban etmek, o da olmadı dövmelerle deriyi değiştirmek ya da piercinglerle tanınmaz hale gelmek amaçlanmaktadır. ... Ergenlik çağlarından beri ampüte olmak istediğini söylüyor. “Sol bacağımın dizinden aşağısı beni hep rahatsız ediyordu. Çocukken bile hep ampüte taklidi yapıyordum. Bu rahatsızlığı tam olarak tarif etmek zor ama attığım her adım tuhaf geliyordu.” 15 yaşındayken bir plan yapıyor: Gidip bir tren rayına yatmak ve trenin geçmesini beklemek. Bacağı koptuktan sonra da bisikletten düştüğü yalanını söylemek. Bu planı gerçekleşmiyor ama yaklaşık 10 yıl sonra bacağını aldırmayı başarıyor. Ancak bunu hangi yöntemle yaptırdığını açıklamıyor. Şu an hayatından son derece memnun. “Vücudumun geri kalanı bana ait ve bende kalsın istiyorum. Zaman zaman bacağımı özlüyorum ama bacağım varken duyduğum rahatsızlığı hatırlar hatırlamaz, geçiyor. Anlatmamın tek amacı, benim gibi insanların toplumca kabul edilmesi. Böylelikle yardım isteyebilecekler ve bu kadar ileriye de gitmeyecekler.”
Paylaş: