Doğa Katliamına Karşı Başlatılan 'Su ve Vicdan Nöbeti'nin Yıl Dönümünde Çevrecilere Gözaltı

Genel

Kaz Dağları'nda doğa katliamına karşı başlatılan 'Su ve Vicdan Nöbeti' bir yılını tamamladı.

Kaz Dağları'nda doğa katliamına karşı başlatılan 'Su ve Vicdan Nöbeti' bir yılını tamamladı. Mücadelenin yıl dönümünü anmak için bölgeye gitmek isteyen çevreciler valilik yasağıyla karşılaştı. İstanbul'dan gelen çevrecilerin kente girişlerine izin verilmezken Çanakkale'de de basın açıklaması yapmak isteyen çok sayıda çevreci gözaltına alındı.

Kaz Dağları’nda siyanürlü altın madenciliğine karşı başlatılan “Su ve Vicdan Nöbeti”nin birinci yıl dönümü için gidenler Çanakkale-Gelibolu girişinde saatlerce bekletildi. Girişten geçmelerine izin verilmeyen çevreciler, geri dönmek zorunda kaldı.

Çanakkale'de gösteri ve yürüyüşlere 'koronavirüs' nedeniyle yasak getirildi

Güvenlik güçleri Çanakkale’de basın açıklaması yapmak isteyen çevrecilere de valilik yasağını gerekçe göstererek izin verilmedi. Çıkan arbede sonucu yaklaşık 20 kişi gözaltına alındı.


Kaz Dağları'nda ne olmuştu?


Kaz Dağları'ndaki ağaç katliamı ile başlayan "Su ve Vicdan Nöbeti" direnişinin üzerinden tam bir yıl geçti. 26 Temmuz 2019'da çevreciler Kirazlı'daki Kanadalı Alamos Gold ve yerli taşeronu Doğu Biga Madencilik'in doğa tahribatına karşı nöbete başladı.

5 çadır ve 16 kişiyle başlayan nöbetin 11. gününde on binlerce kişi Kaz Dağları’na yürüdü. AKP, bölgede Gezi Parkı’nda yapılanın benzerinin yapılmaya çalışıldığını iddia etti.


Proje için kesilen ağaç sayısı hakkında çelişkili açıklamalar yapıldı. TEMA Vakfı, 45 bin 650 ağacın kesilmesi öngörülen proje için 195 bin ağaç kesildiğini belirledi. Tarım ve Orman Bakanlığı ise kesilen ağaç sayısını 13 bin 400 olarak açıkladı. Son rakamlara göre ise bölgede kesilen ağaç sayısı 300 bini geçti.


Projede günlük 9 ton, yıllık 3 bin 150 ton siyanür kullanılacak olması tepkiye neden oldu. Çanakkale Belediyesi proje sahasında 72 milyon ton cevherin dinamitlerle patlatılıp işleneceğini, bunun 26 milyon tonunun siyanür ile işlem göreceğini açıkladı.


Alamos Gold ile yapılan sözleşmeye göre çıkarılan altından Türkiye’nin sadece yüzde 4 pay alması da tartışma konusu oldu. Şirket sözleşmesinde kamu yararı olmadığını ifade eden CHP, bu nedenle sözleşmenin hukuken yok hükmünde olduğuna işaret etti.


Öte yandan Orman Genel Müdürlüğü'nün internet üzerinden ilan ettiği ihale kayıtlarında kesilen ağaçlara ilişkin bir orman ürününün yer almadığı ortaya çıktı. Avukat Gönenç Gürkaynak, bölgedeki ağaçların kaçak kesildiğine ilişkin dava açtı.


Su ve Vicdan Nöbeti’nin dört talebi bulunuyordu: Kirazlı’da bir an önce ağaç kesiminin durması, çalışmaların sonlandırılması, hukuki süreç bitmeden ağaç kesimine izin veren tüm yetkililerin yargılanması, Kirazlı başta olmak üzere Kaz Dağları ekosistemi içinde yer alan tüm metalik madencilik ruhsat ve projelerinin iptal edilmesi.


13 Ekim’de Alamos Gold, çalışma ruhsatının yenilenmediğini ve bu sebeple Kaz Dağları’ndaki faaliyetine ara verdiğini açıkladı. Ancak şirket faaliyet sahasından çekilmedi.


Altın şirketinin ‘ruhsatsız’ bir biçimde varlığını sürdürdüğü Kirazlı’da, pandemi döneminde orada kalan çevrecilere İl Hıfzıssıhha Kurulu kararlarına istinaden verilen cezalarla işgaliye cezaları da toplamda 300 bin lirayı aştı.


Geçtiğimiz dönemlerde çevrecilere kesilen cezaya ilişkin haber

Kaz Dağları'nda Nöbet Tutan Çevrecilere 'Çevre Düzenini Bozmak'tan 57 Bin TL Ceza Gazete Duvar, DW Türkçe ve Sözcü
Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.