Günümüz gergedanlarının devasa canlılar oldukları pek söylenemez. Ama aslen onların, 15-20 ton ağırlığında ve 5 metre boyundaki devasa büyük yaratıkların torunları olduğu biliniyor. Kafaları muhtemelen bir zürafa kadar yüksekti ve bir Afrika filinin iki ila üç katı ağırlığındaydılar. Tibet Platosu'nun kenarında bu devlerden birinin kalıntıları keşfedildi ve soy ağaçlarındaki boşlukları doldurmaya yardımcı oldu.

Paraceratherium cinsinin (en büyük gergedan cinsi) bir üyesiyle karşılaşacak kadar şanslı olan çoğu insan, onları gergedana benzetmez. Zira genellikle gergedanların tanımlayıcı özelliği olarak kabul edilen boynuzları bulunmuyor. Bununla birlikte, canlının gerçek kimliğini görebilen paleontologlar için bu tür küçük meseleler önemsiz.

Paraceratherium örnekleri Asya'nın geniş bölgelerinde bulundu, ancak o kadar parçalıydı ki, hangilerinin ortak türleri temsil ettiğini ve hangilerinin farklı olduğunu belirlemek kolay değildi. Aynı türün başka bir üyesine ait yeni bir Paraceratherium kafatası, mandibula ve omurlar, Tibet'in kuzeydoğu ucundaki Linxia Havzasında bulundu ve keşif Communications Biology dergisinde yayınlandı. Kalıntılar 26,5 milyon yıl öncesine ait ve P. linxiaense olarak adlandırıldı. Çin Bilimler Akademisi'nden Dr. Tao Deng ve ortak yazarlar, yeni keşiflerinin aynı zamanda yaşayan biraz daha küçük bir tür olan P. lepidum'a en yakın akrabası olduğunu düşünüyorlar. Bununla birlikte, güvenle tanımlamak için yeterli fosile sahip olduğumuz tek tür olan P. bugtiense ile "sıkı bir ilişkisi" olduğunu iddia ediyorlar.