Yeni yayınlanan bir araştırma yazısına göre uzaya düşündüğümüzden çok daha yakınız. Eğer hesaplamaların doğru olduğu kanıtlanırsa uzayın sınırı daha önce kabul edilenden 20 kilometre daha yakında. Uzayın tam olarak nerede başladığı gerçeği hava sahası tanımını değiştireceğinden politik ve yasal açıdan önemli bir bilgi.

Araştırma makalesinin yazarı, Harvard-Smithsonian Astrofizik Merkezi'nde bir astrofizikçi olan Jonathan McDowell konu ile ilgili şunları söyledi: "Atmosferin bitip uzay boşluğunun başladığı sınırın argümanı, ilk Sputnik aracının fırlatılmasından önceye dayanıyor. Şu an genel olarak kabul edilen Karman Hattı uzayın 100 kilometre yükseklikte başladığını varsayıyor."

Ancak 1963'te kabul edilen bu standart, bir objenin uzaya çıkmasını sağlayacak hızla yörüngeye oturmasını gerektiren hızın aynı olduğu yüksekliğin 100 km olduğunu varsayıyor. Bu hipotezin o zaman içerisinde test edilmesi mümkün değildi ve McDowell'e göre Karman Hattı bir takım yanlış varsayımlar üzerine kurulu durumda. McDowell araştırması için 43.000'den fazla uydudan oluşan yörüngelere ve ilerlemelere dair ayrıntıları açıklayan Kuzey Amerika Havacılık Savunma Komutanlığı (NORAD) verilerini kullandı. Bunların çoğu, Karman çizgisinin çok üzerinde bulunuyor, McDowell bu yüzden çalışmasından bu uyduları çıkardı. Sonuç olarak hesaplamalarda yaklaşık 50 uydu verilerini kullandı.

McDowell yaptığı hesaplamaların ve gözlemlerin sunucu olarak Karman Hattının aslında 80 kilometrede olduğunu ileri sürüyor. Eğer bu hipotez kanıtlanırsa ülkelerin hava sahasını 20 km aşağı çekilebilir. Bu teoriyi kabul eden ülkeler ile etmeyen ülkeler arasında tartışmalar şiddetli olabilir, çünkü alçak yörüngelerde bulunan uydular farklı ülkelerin kurallarına göre onların hava sahasına giriyor olabilir, ya da bazı ülkeler bu gerçeği kullanarak casus uydularını 20 km daha alçaktan uçurabilir. Bu keşfin politik ve bölgesel sorunlara yol açması bekleniyor.