Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Dış Hesaplı İlişkiler Kurulu'nun (DEİK) video konferans ile düzenlediği DEİK Talks programı dahilinde açıklamalarda bulundu. Salgın döneminde 133 ülkenin Türkiye'den tıbbi araç gereç talebinde bulunduğunu belirterek 80 ülkeye yardımda bulunulduğunu söyledi. Çavuşoğlu, salgın döneminde ülkemizden 133 ülke tıbbi araç gereç talebinde bulundu. Bugün BM'de 193 ülke var. Dünyadaki ülkelerin 3'te ikisinden artı Türkiye'den tıbbi malzeme talebinde bulundu. Bu rakam ülkemize olan güvenin göstergesidir. Bunlardan 80'ine muavin olduk. Bu kuvvet dönemde sergilediğimiz fedakarlık ve dayanışma güçlü ve güvenilir Türkiye algısını güçlendirdi. Ülkemiz aleyhine ön yargılar vardı fakat birincil kere pozitif bir atmosfer oluşturuldu. Yurt dışındaki vatandaşlarımıza olumsuz algının azaldığını görüyoruz” dedi.
Açıklamalarında serbest ticaretin önemine değinen Çavuşoğlu, “Ekonomimizin dış ticaret ağırlıklı olması nedeniyle özgür ticaretin sürekli sürdürülmesi fazla kayda değer. Ticaretin serbestleştirilmesi ve kolaylaştırılmasını öngören kural temelli olarak fazla kenarlı ticaret sistemine Türkiye olarak desteğimiz sürdürüyoruz. Milletlerarası ticaret ve miktar zincirlerinin boşu boşuna engellenmemesi ve kargo trafiğinin sürdürülmesi çaba sarf ediyoruz. BM, G20, İslam İşbirliği Teşkilatı, MIKTA, Türk Konseyi ve Uluslararası Koordinasyon Grubu gibi fazla cepheli platformlarda bu yönde kararlar alınmasına öncülük ettik” diye konuştu.
“70 ülkeye turizm mektubu gönderildi”
Türkiye'nin turizm faaliyetlerine öne çıkması Kültür ve Turizm Bakanlığı ile ortak incelemeler yaptıklarını anlatan Çavuşoğlu, “Türkiye'nin mevcut koşullarda turizmden maksimum payı alabilmesi için Kültür ve Turizm Bakanımız ile beraber yoğun çaba sarf ediyoruz. Turizm Bakanımız 70'e yakın ülkeye mektup gönderdi. Bu mektubu birlikte hazırladık. Bir yanlamasına da muhataplarımızla görüşüyoruz. Turizm Bakanımız bugün Alman muhatabıyla bir telefon görüşmesi gerçekleştirdi. Ben daha önce Rusya Dışişleri Bakanı Lavrov ile bugün de Finlandiya Dışişleri Bakanı ile bu konuyu ele aldık. Bizimle işbirliğine sıcak bir ülke olduğunu söyleyebilirim. Almanya Dışişleri Bakanı Heiko Maas ile en kısa vakit içinde görüntülü bir röportaj gerçekleştireceğiz. Bize en fazla turist gönderen ülkelerin Turizm ve Dışişleri Bakanları ile görüşeceğiz. Kısa vakit önce tüm büyükelçi ve başkonsoloslarımızla grup grup video konferans yoluyla röportaj gerçekleştirdik. Yurt dıştan Türk yatırımlarının desteklenmesi noktasında çalışmalarını yoğunlaştırmalarını istedik” ifadelerini kullandı.
“Schengen Bölgesi'ne vizesiz gezi için çabalarımızı sürdüreceğiz”
Salgın sonrası oluşabilecek durumlara yönelik değerleme yapan Çavuşoğlu, “Korona virüs ardından ihracatta, yatırımda, projelerde ve diğer konularda nasıl fırsatlar çıkabilir konusunda da çalışmalar yapmalarını istedik. Bu raporlar geldiği zaman sizlerle paylaşacağız. Bu bunalımdan çıkış için Avrupa Birliği ile Gümrük Birliği güncellemesini temin etmek daha zorunlu ülkü geldi. Krizden çıkışla vizesiz seyahatten turizmin canlandırılmasına, hizmetler sektörünün istihdam oluşturmasına duyulan ihtiyaç artacaktır. Bu anlamda Schengen Bölgesi'ne vizesiz yolculuk için çabalarımızı sürdüreceğiz” dedi.
“Fırsatları değerlendirmeliyiz”
Korona virüs sonrası dönemin eskisiyle benzer olmayacağının altını çizen Çavuşoğlu, “Bu yeni dünyaya kendimizi adapte etmemiz lazım. Hesaplı ticari ilişkilerde şansın dönmesi gerekli. Farklı yeni bir normalden bahsediyoruz. Son yıllarda meslek gücü maliyetlerindeki artışlar, ABD-Çin ticaret savaşları gibi faktörler küresel arz zincirleri üstünde baskı oluşturuyordu. Krize bütün dünya bu şartlarda girdi. Miktar zincirlerinde yöresel yerel süreçlerin önemi artacak. Bu bilhassa imal süreçlerinin iç içe geçtiği ve küresel entegrasyonun yoğun olduğu otomotiv, kimya, uçak sanayi vb. sektörlerde hissedilecek. Salgın süreci üretimin belirtilen yerlerde yoğunlaşmasının önemli riskler barındırdığını gösterdi. Cümbür Cemaat bir çeşitliliğe gidiyor. Devletlerin ve çok uluslu şirketlerin alternatif lokasyon arayışlarını artırmaları bekleniyor. Türkiye'nin yakın coğrafyalardaki yeni arz incirlerine daha fazla entegre olması öncelikli olarak benimsenmelidir. Dinç olduğumuz sektörlerde Türkiye'ye daha artı yatırım yapması ihtimali yüksek. Fırsatları değerlendirmeliyiz. Çin'e karşın yaklaşımların imal sektöründe, İtalya, İspanya ve Fransa'nın ağır darbenin turizm sektöründe açtığı yeni alanları değerlendirmeliyiz. Bunlar elimizde olmayan gelişmeler dolayısıyla bunları olumlu anlamda değerlendirmemiz lüzumlu” biçiminde konuştu.
