Beyoğlu'nda 'Darbeler Tarihinin Postmodern Sayfası' paneli

Beyoğlu'nda “Darbeler Tarihinin Postmodern Sayfası” paneli

Beyoğlu'nda 'Darbeler Tarihinin Postmodern Sayfası' paneli

Beyoğlu Belediyesi ile Medeniyet Derneği işbirliğinde ‘28 Şubat Postmodern Darbesi'nin 22. Yıl dönümü nedeniyle düzenlenen programda konuşan Yazar Demet Tezcan, “15 Temmuz'da halkın iradesine rağmen meclisi bombalayanlar, ilhamı 28 Şubat postmodern darbeden aldı” dedi.


Beyoğlu'nda ‘28 Şubat Postmodern Darbesi'nin 22. yıldönümü dolayısıyla “Darbeler Tarihinin Post Modern Sayfası” paneli düzenlendi. Akademi Beyoğlu'nda gerçekleşen panele Yazar Demet Tezcan Özgür-DER Kurucu Başkanı Hülya Şekerci ve 28 Şubat 1997 döneminde Mazlum-Der İstanbul Başkanı Ahmet Mercan, Gazeteci Ali Öztürk ve davetliler katıldı.


İlk olarak panelde söz alan Yazar Demet Tezcan, o dönemde yaşadıklarını anlattı. Tezcan, “İç tehdit kurgusuyla, oluşturulmuş ve özellikle dindar kesime karşı gerçekleştirilmiş, '28 Şubat' olarak kavramsallaştırılmış, ‘postmodern darbe' olarak da literatürde yerini almış bulunuyor. 15 Temmuz'da halkın iradesine rağmen meclisi bombalayanların, sivil halkı ateş edip, genç yaşlı, kadın erkekleri şehit edenler, ‘gerekirse silah bile kullanırız' diyenler oradan ilham almışlardır. O ilhamla gerekirse silaha yönelmişlerdi. O günlerde gördüğümüz üzere, 15 Temmuz'da gerekirse silah bile kullanmışlardı. PKK onlar için artık bir tehdit değildi ki, her güne doğudan güneydoğudan, hatırlayacaksınız o günün görüntülerini, anaların ağıtlarını, her gün 10 askerimizin, 15 askerimizin şehit haberi gelirdi” dedi.


Yazar Tezan, bazı medya kuruluşların postmodern darbeye yönelik desteklerini eleştiren ve sokakta hiddet', ‘Ordu rahatsız', ‘Tehlikeli Gidiş' gibi manşetlerini salonda okurken, bu medya kuruluşların sürekli dindar kesimden rahatsız olan subaylardan haberlerin aktarıldığını dile getirdi.


Acısı bin yıla etki edecek kadar acılara, tahribata sebep olduğunu, 28 Şubat'ın bir yanıyla acıların, bir yanıyla direnişin tarihi olduğunu dile getiren Tezcan, porstmodern darbenin her kesimi ve her yaştan insana dokunan, acılar yaşatan bir süreç olduğunu belirtti. Tezcan, “Aktörleri hala aramızda, o bin yıla ahdetmiş, kurgulanmış insanlar hala aramızdalar. Belki daha da bilendiler bu süreç içerisinde” diye konuştu.


“Tüm darbeler dış destekle yapıldı”


Tüm darbelerin dış desteklerle olduğunu savunan 28 Şubat 1997 döneminde Mazlum-Der İstanbul Başkanı Ahmet Mercan , “Tüm darbelerin tarihinde millet ile devletin hemhal olamaması yatar. O dönem iç şartlar ile dış şartlar birbirine yaklaştı. Çünkü Türkiye'de tüm darbeler iç ve dış şartların bileşkesiyle oluşmuştur. Dış ayağı olmadan hiçbir darbe Türkiye'de olmadı. ‘Bizim çocuklar mı yaptı' ifadesinden anlaşılacağı üzere, 12 Eylül'de Amerika'da kullanılan bir ifadedir.”


O dönem bazı gazetecilerin rol üstlendiğini belirten Yazar Mercan, “O dönem Uğur Dündar bunları ifşa edecekti. Büyük bir yangın olmuş gibi, büyük bir yer altı örgütü yakalamış gibi, üç öğrencinin namaz kılmasını, sendikanın buna tepkisi, işte eğitimcilerin, bürokratların ifadesi, asker ifadesi nedir, bu bir puzzlenin parçaları gibi, etkiyi arttırarak, arttırarak yürüyorlar. Ve bu iş psikolojik bir savaşla başlıyor. Önce aktörleri buluyorlar ve aktörleri oynatıyorlar” şeklinde konuştu.


28 Şubat döneminde verilen yargı kararlarına da değinen Mercan, “Bugün verilen kararlardan dolayı içeri atılanlar hala cezaevinde yatıyor ve hiçbir suçları yok. Namaz kılmaktan, bir yere yazı yazmaktan, ibaret olan suçlarıyla hala yatıyorlar. Nasıl ‘Balyoz' davasında yargılananları yargıladılar, nasıl sağlıklı yargılanmadı diye dışarı alındılarsa, o hak, o adamların yargıladıkları insanlara sıra maalesef gelmedi” şeklinde konuştu.


Gazeteci Ali Öztürk ve Özgür-DER Kurucu Başkanı Hülya Şekerci birer konuşma yaptı.


Panel, sorulan soruların cevaplandırılmasıyla sona erdi.

Güncelleme Tarihi: 28 Şubat 2019, 10:19
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER