İstanbul Barosu, AKP'nin Meclis'e sunduğu 'çoklu baro' sistemini protesto etmek için 12.30'da Çağlayan Adalet Sarayı'nda toplandı. İstanbul Baro Başkanı Mehmet Durakoğlu alanda "Zulümden bahsediyorum. Bir polis devletinden bahsediyorum. Biz buradan geri dönemeyiz. Bu ülkenin dirence ihtiyacı var, bunu en iyi uygulayacak bir ülkenin mensuplarıyız biz. Yurttaşların bu dirence ihtiyacı var." ifadesini kullandı.
Avukatlar "Savunma susmadı, susmayacak" sloganlarıyla miting için bir araya gelirken polis, adliye önünü barikatlarla çevirdi.
İstanbul Baro Başkanı Durakoğlu'ndan miting öncesi 'hukuk devleti talebi' açıklaması.
Bugün yapacağımız toplantının talebi “hukuk devleti”dir. Katılanların politik kimlikleri öne çıkmamalıdır. Bütün aksine bütün görüşleri ortaklaştırmak iddiası içinde olmalıyız. bu nedenle, pankart döviz gibi materyaller taşınmamalıdır.— Av. Mehmet Durakoğlu (@DURAKOGLU2016) 30 Haziran 2020Miting öncesinde sosyal ağ hesabından yorumlama yapan İstanbul Barosu Başkanı Mehmet Durakoğlu, "Bugün yapacağımız toplantının talebi 'Hukuk Devleti'dir. Katılanların politik kimlikleri öne çıkmamalıdır. Tam tersine bütün görüşleri ortaklaştırmak iddiası içinde olmalıyız. böylece, pankart döviz gibi materyaller taşınmamalıdır" ifadelerini kullandı.
İstanbul Barosu Başkanı Mehmet Durakoğlu, miting esnasında yaptığı konuşmada ise şu ifadeleri kullandı
"Bu toplantı, iki taraflı aklın toplantısıdır, bizimkisi bir haykırış, buradan Ankara'ya bir bilinç götüreceğiz. Genç meslektaşlarımızın hesaplı sorunları var, Covid süreci yaşadık üç ay adliyelerde neler çektiğimizi biz biliyoruz. Gelin bunu konuşalım. Yasanın ikinci maddesini uygulayamıyoruz. Ulus avukata takviye edecek deniyor, etmiyor, etmiyor. Gelin konuşalım. Dosya inceleyemiyoruz biz dosya. Saklıyorlar UYAP'a yüklemiyorlar. Savunma hakkı kısıtlandı. Niye onun avukatlığını yapıyorsun diye sorgulanıyor duruşmalarda avukatlar. Kimisi özlem grevinde kimisi vefat orucunda avukatların. Hayatlarını değil, avukatlıklarını kaybedecekleri için direniyorlar. Adil yargılanmayı istiyor avukatlar. Bunları konuşalım. Yılda 6 bin stajyer yetiştiriyor bu baro. Biz yapmadık. Siz yaptınız. Gelin konuşalım. 14 bin başat savcı aldınız. Şu mülakatı konuşalım mı? Gelin konuşalım. Siz siyaset yapıyorsunuz dediler bize. Bizimkisi siyaset yok de siyaset yapmanın suç olduğu tek bir ülke söyler misiniz bana? Onlarda siyaset yapıyorlar diye onur duyuyorlar. Hukukçular siyaset konuşmasın istiyorlar. sonuna kadar konuşacağız. Anlatamadık biz bu iktidarlar. Bizim yasamızın 75. ve 94. maddesi insan haklarına sahip çıkmamız gerektiğini söylüyoruz. Yumruğu kimin attığına bakmam ben. Benim işim bu. İnsan hakları mücadelesi vermek.Karakollarda ne çektiğimizi biz biliriz. Karakollarda acımasızlık omasın diye. Avukatlar susamaz. Avukatlar susarsa olmaz. Bunu bilmeli Ankara. 2010 Referandumu'nda yapmayın dedik, yargıyı FETÖ'ye teslim ediyorsunuz dedik. "FETÖ diyemezsiniz, Hocaefendi" dediler. Bu da bir FETÖ projesidir. Ergenekon örgütlediniz Balyoz ürettiniz. Biz bastık. Orayı bastık işte. O çadır tiyatrosuna gittik. Değer d öder avukatlar bunu bilesiniz. Biz bunu söyledik size yapmayın dedik. Şu Anda de yapmayın diyoruz. Bu ülkenin avukatları hiç Allah affetsin demedik derhal gördüklerimizin karşılığı bu mu? Biz biat etmeyiz, boyun eğmeyiz avukatız biz. 30 Haziran 2020 bunu bir kenara yazın. Bu bir FETÖ projesidir. Yargının ele geçirildiği 2 sac ayağından sonra 3. sac ayağının da ele geçirilmesidir. Tarihe düşülmüş bir nottur bu." Binlerce Avukat 'Savunma Mitingi' İçin Çağlayan'da: 'Bu Ülkenin Dirence İhtiyacı Var'Binlerce Avukat 'Savunma Mitingi' İçin Çağlayan'da: 'Bu Ülkenin Dirence İhtiyacı Var' "Baro başkanları olarak Ankara'ya yürüdük. Baro başkanları Ankara'ya giremedi. Illegal bir emirle durdurulduk. Bir baro başkanımız darp edildi. Önce brülör bir güneş, daha sonra şiddetle bir yağmur altında şemsiyelerin girişinin müsade verilmediği, battaniyelere müsade verilmediği, akarsu makinesinin bile içeri sokulmadığı saatler yaşadık biz. Zulümden bahsediyorum. Bir polis devletinden bahsediyorum. Biz buradan geri dönemeyiz. Bu ülkenin dirence ihtiyacı var, bunu en iyi uygulayacak bir ülkenin mensuplarıyız biz. Yurttaşların bu dirence ihtiyacı var. O direncin sahibi avukatlarıdır. Bunları hatırlatacağız onlara. Bu hakkımızı sonuna kadar kullanacağız onlara. Bu yapının uniter devlet yapısına tutarsız olduğunu kanıtlayacağız. Önerge Meclis'e verildi. AKP'nin Meclis'te çoğunluğu da var.Teklifin geçmemesi için demokratik haklarımızın hepsini kullanacağız. Burada başlayıp burada biten bir şey değil. Devam edeceğiz buna. Fakat bilmedikleri bir şey var. Bunların yaptıklarının daha fecisini 12 Eylül'de darbeciler yapmış İstanbul Barosu'na. İstanbul Barosu'nun kapısına mühür vurmuşlardı. Hani darbeler kendi hukukunu oluşturacaklardı ya, hani onun önündeki en büyük engel avukatlardı ya. Onu gördükleri için önce İstanbul Barosu'nun kapısına kilit vurdular. Biz o dönemdeki başkanımızı şehit verdik. Sandılar ama böyle yaparsak avukatları sustururuz. Farklı bir gelişti İstanbul Barosu avukatlarında bir kalıtımsal kod gelişti. Uğraş kodu gelişti. Eğer kriz zamanlarında, yargıya korkutma savurulduğu zamanda avukatlar susarsa Orhan Apaydın'a kendilerini borçlu hissedeler. ardına kadar uğraş edeceğiz. Uğraş bizim kalıtımsal kodumuzdur. Yargı bağımsızlığı için, ardına kadar mücadele edeceğiz."
