Saldırıya maruz kalan ve darp raporu alan asistan hekim Maryam Arslan, yaşadıklarını şöyle anlattı:

“Cuma günü yoğun bakımda dört hekim nöbetçiydik. 03.00'te görevimizi devraldık. Bir hasta vardı. Hastanın yakını rica etti içeri girebilmek için. Aslında almak zorunda da değildik, kıyamadık.Başka bir yakınını içeri almayı reddettik. Orada sorun çıkarmaya başladı. Hakaret etmeye başladı. Bir şekilde dışarı çıkarmayı başardık ama koridorda sakinleşmedi. Başka biri de ‘Siz doktor olarak dayak yiyorsunuz, hala akıllanmıyorsunuz' dedi, kahkaha attı.Bu beni çok rahatsız etti. İspatlamak için telefonumu çıkardım, videoya çekecektim. Telefonu görünce üzerime geldi ve yumruk attı. Rapor aldım. Genel olarak bence durum düşündüğümüzden daha da büyük. Ne yapabiliyorsak yapmalıyız. Herkesin başına gelebilir bu durum. Daha önce böyle bir şeyle karşılaşmadım ama olayları hep duyuyoruz. Açıkçası başıma geleceğini hiç düşünmüyordum.”

Doktorlar iş bırakma eylemi yaparak hastane önünde açıklama yaptı

Arslan'ın hekim arkadaşları, hastane önünde bir de açıklama yaptı. Açıklamayı okuyan hekim Tahsin Çınar şunları söyledi:

“Cumhuriyet tarihimizde 80 yıl boyunca sadece 1 hekim cinayeti varken, 2005 yılında İstanbul Tıp Fakültesi'nde Prof. Dr. Göksel Kalaycı hocamızın bir hastası tarafından öldürülmesiyle başlayan süreçte, bugüne kadar 22 meslektaşımızı uğradıkları saldırılar ve Sağlıkta Dönüşüm Programı'nın yol açtığı çarpıklıkların yarattığı tükenmişlik nedeniyle yaşamlarına son verdiler.Sağlıkta artan şiddetin sağlık sisteminin yapısal sorunları ile paralel büyüdüğü aşikardır. Bizler daha öncede meydanlarda; Caydırıcılığı ve yaptırımı olan bir sağlıkta şiddet yasası çıkarılsın diye yöneticilere haykırdık. Konuyla ilgili Sağlık bakanlığından, defalarca randevu talep ettik, çözüm önerileri sunduk, bizleri dinlemelerini ve sorunu ortak bir akılla çözmeyi önerdik. Ancak bütün taleplerimiz, bütün çağrılarımız duymazdan gelindi. Haykırışlarımızı sağır sultanlar duydu, bir tek sorumlular duymadı.Sayın yetkililer, unutmayınız. Sağlıkta şiddetin sorumlusu, şiddeti uygulayanlar kadar, şiddetin önlenmesi için gerekeni yapmayan, talep ettiğimiz yasayı çıkarmayan sizlersiniz. Bu süreçte kaybettiğimiz bütün meslektaşlarımızın vebali boynunuzdadır. Bizlerin ahı yakanızdadır.”