Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan Yoksulluğa Karşı Sürü Bağışıklığı Politikası mı Uyguluyor?

Ülkenin ekonomisi de bu fıkradan çok farklı değil. Yüksek döviz kuru politikasıyla ihracat desteklenecek.

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan Yoksulluğa Karşı Sürü Bağışıklığı Politikası mı Uyguluyor?

Ülkenin ekonomisi de bu fıkradan çok farklı değil.

Yüksek döviz kuru politikasıyla ihracat desteklenecek. İhracat çok artınca cari açık kapanacak. Cari açık kapanınca enflasyon düşecek…

Yüksek döviz kuru politikasıyla ihracat desteklenecek. İhracat çok artınca cari açık kapanacak. Cari açık kapanınca enflasyon düşecek… Yüksek döviz kuru politikasıyla ihracat desteklenecek. İhracat çok artınca cari açık kapanacak. Cari açık kapanınca enflasyon düşecek…

Bunu duyan bütün ekonomistler de Hoca’nın alacaklısı gibi gülüyor. Başları belaya girmesin diye çoğu bıyık altından gülüyor tabi :)

Peki aslında olan nedir?

Bu ülke insanının emeği ucuzlaştırılıyor. Emeğimiz ucuzlayınca ihracatçı bizim emeğimizi yurtdışına ucuz olarak satıyor ve Tayland benzeri bir yapıya doğru gidiyoruz. Ucuz emeğimizle adeta köle ticaretinin bir parçası haline geliyoruz.

Dolar kuru 1 haftada 1 TL arttı. Gün içinde sert iniş ve çıkışlar yaşanıyor. Hoca’yla başladık başka bir Hoca’yla devam edelim. 90larda Erbakan bir bütçe görüşmesinde ekonominin ne kadar kötü olduğunu dolar bazında verilerle anlatıyordu. İktidar sıralarından ‘’Dolar değil Türk lirası ile konuş’’ denilince Erbakan da ‘’Türk Lirası ile söyleyince sayının sonuna gelmeden değeri değişiyor’’ demişti.

Dolar kuru 1 haftada 1 TL arttı. Gün içinde sert iniş ve çıkışlar yaşanıyor. Hoca’yla başladık başka bir Hoca’yla devam edelim. 90larda Erbakan bir bütçe görüşmesinde ekonominin ne kadar kötü olduğunu dolar bazında verilerle anlatıyordu. İktidar sıralarından ‘’Dolar değil Türk lirası ile konuş’’ denilince Erbakan da ‘’Türk Lirası ile söyleyince sayının sonuna gelmeden değeri değişiyor’’ demişti. Dolar kuru 1 haftada 1 TL arttı. Gün içinde sert iniş ve çıkışlar yaşanıyor. Hoca’yla başladık başka bir Hoca’yla devam edelim. 90larda Erbakan bir bütçe görüşmesinde ekonominin ne kadar kötü olduğunu dolar bazında verilerle anlatıyordu. İktidar sıralarından ‘’Dolar değil Türk lirası ile konuş’’ denilince Erbakan da ‘’Türk Lirası ile söyleyince sayının sonuna gelmeden değeri değişiyor’’ demişti.

Ekonomide 90ların perişanlığını iliklerimize kadar hisseder olduk. Kemal Sunal’ın Ortadirek Şaban filmindeki gibi her gün gelen zam haberleri sinirlerimizi bozmaya başladı.

Ekonomide 90ların perişanlığını iliklerimize kadar hisseder olduk. Kemal Sunal’ın Ortadirek Şaban filmindeki gibi her gün gelen zam haberleri sinirlerimizi bozmaya başladı. Ekonomide 90ların perişanlığını iliklerimize kadar hisseder olduk. Kemal Sunal’ın Ortadirek Şaban filmindeki gibi her gün gelen zam haberleri sinirlerimizi bozmaya başladı.

Peki hükümet ne yapmak istiyor? Yoksulluğa alışmamızı bekliyor.

Evet çalışan kesimler yoksulluğa alışsın ve bunu kabullensin. Tıpkı günlük Covid-19 nedeniyle günde 200 kişinin ölümüne alıştığımız gibi. Hükümet muhtemelen sadece erken seçim talep eden toplumsal muhalefetin sessizliğinden aldığı güçle ‘’buna da alışırlar’’ diyerek bildiği yoldan devam ediyor.

Peki sürü bağışıklığı politikası tutmazsa ne olacak? Ya da şükretmeyen kitleyi nasıl ikna edecek?

Yüksek asgari ücret, memura yüksek zam, EYTlilere emeklilik, esnafa ucuz kredi vs vs

Seçimi kazanabilmek için tüm tuşlara basılacak ve propaganda aygıtı da diğer yandan çalışacak.

Bakalım kahramanlarımızı Türkiye simülasyonunda daha nasıl maceralar bekliyor...

YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER