Dünya Sağlık Örgütü: Aşı 2021 Ortasını Bulacaktır

Aşı çalışmaları hızla sürerken üretici firmalar hükümetlerle tedarik anlaşmaları için görüşmelere hız verdi.

Dünya Sağlık Örgütü: Aşı 2021 Ortasını Bulacaktır

Aşı çalışmaları hızla sürerken üretici firmalar hükümetlerle tedarik anlaşmaları için görüşmelere hız verdi. Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) ise aşı konusunda temkinli. Şu an 20'yi aşkın aşı adayı üzerine klinik araştırmaların yürütüldüğünü söyleyen üst düzey bir DSÖ yetkilisi, bu çalışmalara ilişkin sonuçları 2021 başında alabileceklerini söyledi. Yetkili, aşının kitlesel olarak kullanımının ise en iyi ihtimalle 2021 ortasını bulacağını ifade etti. s-2db4b30407527e27248073461128606a616a98
Koronavirüse karşı dünya çapında aşı çalışmaları tüm hızıyla sürerken tedarik anlaşmaları için aşı üreticileri ile hükümetler arasında yürütülen görüşmeler de hız kazandı.DW Türkçe'nin haberine göre Merkezi Almanya'da bulunan Biontech firması, geliştirilme aşamasındaki aşıyla ilgili ilk tedarik anlaşmasına imza attı. Anlaşma, çalışmaların tamamlanması ve gerekli ruhsat ve izinleri alabilmesi durumunda aşı adayı "BNT 162"den 30 milyon dozun İngiltere'ye gönderilmesini öngörüyor. Şirket, 2020 ve 2021 yıllarını kapsayan tedarik anlaşmalarının başka ülkelerle de yapılabilmesi için çeşitli hükümetlerle görüşmelerin "ileri seviyede" devam ettirildiğini açıkladı.

İlk bulgular 'cesaret verici'

s-9ec83f8b481360ed8558e5b5d46f7329e63027
Biontech ve Pfizer firmalarının RNA bazlı aşı adaylarıyla yapılan çalışmalarına dair ilk bulgular, "cesaret verici" olarak nitelendirilmişti. 18-55 yaşları arasında 45 sağlıklı insan üzerinde yapılan deneylerde kişilerin Kovid-19'a karşı antikor ürettiği belirtilmişti. Antikorların koronavirüse karşı koruma sağlayıp sağlamadığı ya da ne ölçüde sağladığı ise henüz kesin olarak bilinmiyor. Bunun için 30 bin kişi üzerinde ayrı araştırmalar yürütülüyor.

"En iyi ihtimalle 2021 yazını bulur"

s-fb04ccc30cf2482372c2ae7d3cfc98c5a0e01b
Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) Baş Araştırmacısı ve Kamu Sağlığı Birimi Başkanı Soumya Swaminathan, aşının kitlesel kullanımının en iyi ihtimalle 2021 yılı yaz aylarını bulabileceği ve pandemiyi bitirebilmek için aşının koruma oranının yüzde 70'in altında olmaması gerektiğini kaydetti. Swaminathan, aşı çalışmaları ve bağışıklık gibi konularda Alman Haber Ajansı'nın (dpa) sorularına şu yanıtları verdi:

"Sizce aşı ne zaman kullanıma hazır olacak?"

s-3d98c8a7b9aea814d8e57fdad7d3565b84b203
Swaminathan: Şu an 20'yi aşkın aşı adayı üzerine klinik araştırmalar yürütülüyor. Bu nedenle aralarından birkaçının işe yarayacağı konusunda umutluyuz. Hepsinin fiyaskoyla sonuçlanması büyük şanssızlık olur. Sonuçları 2021 başında almamız mümkün. Ardından aşının tamamlanması ve seri üretime geçilmesi gerekiyor. Pratik düşünecek olursak kitlesel olarak kullanılabilecek bir aşı 2021 ortasını bulacaktır. Önceden kestirmek zor. Ama bir aşı adayının başarı şansını yüzde 10 olarak düşünürsek bu, bir ya da iki adayın, hatta belki daha fazlasının başarılı olabileceği anlamına gelir.

"Şu an insanlar üzerinde test edilen aşılar da var. Aralarında özellikle şans tanıdığınız biri var mı?"

s-975b25d03da6430cfac95d914e0e53ce241796
Aşı adaylarının hangisinin başarılı olabileceğini önceden söyleyemeyiz. Başarı şansı, aşı adayının mümkün olduğunca fazla kişi üzerinde denenmesine bağlı. İlgi yoğun, büyük yatırımlar yapılıyor. Ama bizim belli kriterlerimiz var. Aşının, aşılanan insanların yüzde 20'sini, ya da yüzde 30'unu koruması yeterli değil. Salgın bu şekilde sona erdirilemez. Yaklaşık yüzde 70'lik koruma sağlayan ve güvenli bir aşıya ihtiyacımız var.

"Aşı çalışmalarının hızı konusunda ne düşünüyorsunuz?"

s-cb08edcec2999017aa4c08ac997510c27210b3
Gerçekten çok hızlı bir şekilde ilerliyor. Diğer hastalıklarla karşılaştırdığınızda şimdiye kadar gördüğümüz en hızlı ilerlemeye tanık olduk. Ocak ayında virüsün RNA genomunun tespit edilmesiyle Mart ayındaki ilk aşı testi arasında üç aydan kısa bir zaman geçti. Daha önce böyle bir duruma tanık olmadık. (Aşı adayının insanlar üzerindeki etkisinin incelendiği) üçüncü fazın, birinci yılın sonunda tamamlanması önemli bir başarı olacaktır. Ama klinik araştırmalarda üçüncü fazın tamamlanması ille de aşının etkili, güvenli ve kullanıma hazır olduğu anlamına gelmiyor.

Test edilen aşılar oldukça farklı temellere dayanıyor. Aralarında favoriniz var mı?

s-fcf9a84cc986c7357708a485ec4dd871db6bc1
Bazı aşı konseptleriyle ilgili daha fazla tecrübemiz var. En azından ne bekleyebileceğimizi biliyoruz. Örneğin deaktive edilmiş virüslerle yapılan aşılar uzun yıllardır kullanılıyor. RNA ve DNA bazlılar ise yeni ve şimdiye kadar insanlar üzerinde hiç kullanılmadı. Dolayısıyla sonuçları çok dikkatlice gözlemlememiz gerekiyor. Bu yeni metotların bağışıklığı ortaya çıkarmada ne kadar etkili olduklarını ya da ne kadar güvenli olduklarını bilmiyoruz. Ancak bu kadar değişik yöntemlerin denenmesi çok iyi. Farklı insan gruplarında, örneğin yaşlılar, hamileler ya da çocuklarda farklı yöntemler daha iyi sonuç verebilir.

Kısa süre önce açıklanan araştırmalar, enfeksiyonla oluşan antikor seviyesinin, sonrasında hızlı bir şekilde gerilediğini ortaya koydu. Bu sizce endişe verici bir bulgu mu?

s-a5af96a165046d3890dba441f9fc58d7a23d4a
Hayır, ama yakından takip ediyoruz. Virüsü nötralize eden antikorların ortadan kaybolması, bağışıklığın yitirildiği anlamına gelmiyor. Bu virüse karşı farklı bağışıklık yolları daha inceleme aşamasında. Hücrelerin ilettiği bağışıklık tepkisinin, yani T hücreleri tepkisinin çok önemli olabileceğine dair bulgular da var. Buna ek olarak vücutta oluşan bazı hafıza hücreleri var. Bu hücreler, vücuda yeniden virüs girdiğinde yeniden aktive olup bağışıklık tepkisi oluşturabiliyor. Daha bunları öğrenme aşamasındayız. Doğal enfeksiyonlardan bildiğimiz şey, antikor üreten insanların çoğunluğunun bağışıklık da kazandığı. Bunu bilmek güzel bir şey. Aşının da bağışıklık yaratabileceği umudu var. Şimdiye kadar ikinci bir enfeksiyonun oluştuğu vaka duymadık.
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER