Faiz İndirelim Derken Yanlış Düğmeye Bastık: Devletin Faiz Ödemelerinin Yükü 3 Kat Arttı

Ancak durum şu ki ABD'de enflasyondaki yükseliş yüzde 1'lerden 9'a çıktı. Türkiye'de ise Kasım ayında görülen kırılımda oran uzun zaman sonra yüzde 20'nin üzerine çıkarken, sonrasında TÜİK başkanı değişip, madde fiyatları dosyası yayından kaldırılana kadar aylık çift.

Faiz İndirelim Derken Yanlış Düğmeye Bastık: Devletin Faiz Ödemelerinin Yükü 3 Kat Arttı

Ancak durum şu ki ABD'de enflasyondaki yükseliş yüzde 1'lerden 9'a çıktı.

Türkiye'de ise Kasım ayında görülen kırılımda oran uzun zaman sonra yüzde 20'nin üzerine çıkarken, sonrasında TÜİK başkanı değişip, madde fiyatları dosyası yayından kaldırılana kadar aylık çift hane oluyor.

Kısaca normal şartlar altında değildik ve biz yüksek basınçta 100 derecede kaynatmak istediğimiz suyun ateşini artırdık ancak basınç artınca su 80 derecede kaynamaya başladı. Şimdi de buna karşı koymak için ateşi kısmadan suyun üzerini kapamaya ve buharlaştırmamaya çalışıyoruz.

Ekonomiden bir miktar anlayan kimse yüksek faizi savunmaz. Bir denge olan ekonomide kimse faiz indirip artırarak ülkesini de kurtarmaz, dünyanın en büyük ekonomisi de olmaz, kahraman da ilan edilmez. Ama diyerek önceki cümleleri normal şartlar altında silmiş oluyoruz! Anormal şartlarda faiz artışı ya da indirimlerinde çok hassas davranılması gerektiğini biliyoruz.

2021 Eylül'de başlanan faiz indiriminin beklenen ya da istenen etkisi, piyasa faizlerinin düşmesiydi ancak dediğimiz gibi normal şartlar altında olmadığımız için ters etki oluştu ve piyasada diğer faizler fırladı.

Hazine ve Maliye Bakanlığı tarafından yayımlanan Merkezi yönetim iç borç ödeme projeksiyonları verilerinde 2021 yılı Ağustos ayı sonunda görülen 722 milyar TL iç borçlar faiz ödemesi 2022 Temmuz'da 2 trilyon 175 milyar TL oldu.

Ancak dikkat çeken ana nokta Mart 2022 sonunda 1 trilyon 483 milyar TL'lik anaparaya karşın faiz ödemesi 1 trilyon 743 milyar TL olmuş ve yüzde 50-70 seviyelerinde olan oran yüzde 100'ün üzerine çıkarak özetle anaparadan daha fazla faiz ödeme başlamıştı. Kaynak: HMB

Aylar önce bunu Kerim Rota detaylı bir şekilde burada açıklarken, kısacası enflasyona endeksli tahvillerde faiz makasındaki açılma ile ödemeler artmıştı.

Fakirden Al Zengine Ver Modeli Borç Olarak Dönüyor: Düşük Faizin Faturası Halkın Sırtında!

Haziran 2022'de 1 trilyon 611 milyar TL anapara borç ödemeleri içinde enflasyona endeksli (TÜFE'ye endeksli) tahvil stoku 391 milyar TL olarak görünüyor. Toplam iç borç stoku içinde bu oran yüzde 24,3 oluyor.

Ancak tahvillerin yarattığı faiz yükü hesaplamada farklılaşıyor ve Sözcü'nün aktardığına göre, Rota gizlenen riski şöyle anlatıyor:
Mayıs 2021’de 100 TL’ye ihraç edilen 10 yıl vadeli enflasyona endeksli tahvil fiyatı, vadesi olan Mayıs 2031’e kadar 100 TL olarak görünecek. Vade günü geldiğinde (yıllık yüzde 20 enflasyon ile) Hazine yatırımcıya 100 TL anapara ve 732 TL enflasyon farkı ödeyecek.

CHP Grup Başkanvekili Engin Altay, yazılı açıklamasında Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın düşük faiz söylemleri sonrasında geçen bir yılda, "Türkiye ekonomisi hızla krize sürüklendi" derken, değişimi şöyle anlattı:

Bankalar geçen yıl TCMB'den yüzde 19 para alırken, Hazine'ye yüzde 19,13 oranda borç veriyorlardı. Bu yıl yüzde 14'le alıyorlar, yüzde 25,9'la veriyorlar. Vatandaş geçen yıl bankalardan ihtiyaç kredisini yüzde 22 oranında, ticari krediyi yüzde 20 oranında faizle alıyordu, bu yıl ihtiyaç kredisine yüzde 33, ticari krediye yüzde 30 oranında faiz ödüyor. Dışarıdan borçlanmalarda geçen yıl Türkiye 5 yıl vadeli dolar borçlanmasını yıllık yüzde 5 faizle yaparken, bu yıl yüzde 12'ye çıktı. Erdoğan'ın bir sürü süslü isim koyduğu kerameti kendinden menkul ekonomi programlarının tamamı yüksek faizle halka ve devlete zarar verdi.

Bankalar geçen yıl Ocak-Mayıs döneminde 221 milyar lira faiz geliri elde ederken, bu yıl aynı dönemde 421 milyar lira gelir elde etti.

Gelecek yıl için yapılacak borçlanmalarla yabancı banka ve finans kurumlarına yani Londra'daki bir avuç bankere çok daha fazla faiz ödenecek. Devletin aldığı gecikme faizleri arttığından vatandaşlar da devlete daha fazla faiz ödeyecek.

CHP Genel Başkan Yardımcısı, Parti Sözcüsü ve Hazine eski Müsteşarı Faik Öztrak da Twitter paylaşımında faiz yükünü anlattı. Hazine İç Borç Ödeme Projeksiyonu grafiğinde faiz ve anapara arasında terse dönen ve açılan makasa dikkat çekerek şunları söyledi:

"Faizi düşürelim derken meğer artırmışız!" diyen Alaattin Aktaş, Hazine'nin faiz yükünün 7 ayda yüzde 174 arttığını söylerken, bunun sebebinin Merkez Bankası faiz indirimleri olduğunu yazdı.

"Zarar eden kim, Hazine; yani vatandaş! Niye, çünkü Merkez Bankası’nın faizi indirildi!"

Merkez Bankası faizi düşürülüp bunun sonucunda kur ve enflasyon yükselmeye başlayınca kimse Hazine’ye sabit faizli borç vermeye yanaşmaz oldu. Ne yapsın Hazine, para lazım; tuttu borçlanmada TÜFE’ye ve dövize endeksli kağıtlara ağırlık vermeye başladı. Borç verenler kendi açılarından kesinlikle akıllı davrandılar, geleceği iyi okudukları için kurun ve enflasyonun yükselmesinden dolayı zarara uğramadılar.

Sosyal medyada yankı bulan Hazine'nin faiz ödemelerine Ekonomist Bülent Şahinalp, Aktaş'a atıfla şu yorumu yaptı:

Kim artırıyor?

Özcan Kadıoğlu da KKM üzerinde yapılan bir hesapla ödeme yükündeki artışı gözler önüne serdi.

Kadıoğlu'nun yaptığı hesap şu şekilde

Bu hesaba da yorumlar yapıldı

İster istemez "faiz sebep enflasyon sonuç" söylemi ile birlikte son dönemde, faizle ilgili Cumhurbaşkanı'nın söylediklerinin içinde en çok bu kısım hatırlanıyor

YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER