İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, Makor Rishon gazetesine yaptığı açıklamalarda, Batı Şeria'nın yüzde 30'unun yani Batı Şeria'nın yüzde 60'ına tekabül eden ve 1995'teki İkinci Oslo Anlaşması'na göre "C bölgesi" olarak sınıflandırılan bölgelerin yüzde 50'sinin ilhak edileceğini belirtti.
FİLİSTİNLİLERE İNŞAAT İZNİ VERİLMEYECEK
ABD'nin güya Orta Doğu Barış Planı'na sinyâl eden Netanyahu, "Batı Şeria'nın yüzde 30'unu ilhak edeceğiz. Hem 4 yıl her tarafında hem İsraillilere hem de Filistinlilere C bölgesinin geri kalan yüzde 50'sinde inşaat izni vermeyeceğiz." dedi.
İlhak planının, hükümet ortağı Benny Gantz ile yapılan anlaşma gereği ayrıca Mecliste keza de hükümette oylamaya sunulacağını gösteren Netanyahu, "Filistinlilere Batı Şeria'nın geri kalan yüzde 70'inde bir devlet kurmalarına müsaade edilip edilmeyeceği" yönündeki soruya ise "Bu öbür bir mevzu. Hükümetten bu yönde bir karar beklemiyorum." biçiminde yanıt verdi.
ABD'nin iddiaya göre Orta Doğu Barıştırma Planının hükümetince tartışmaya açık olmadığını vurgulayan Netanyahu, "Daha önce de dediğim gibi Filistinlilerle bu plan çerçevesinde müzakerelere hazırlanmış olduğumu belirtmiştim." ifadesini kullandı.
BATI ŞERİA 3 BÖLGELERİNE AYRILMIŞTI
Filistin ile İsrail yönetimi arasında 1995'te imzalanan "İkinci Oslo Anlaşması" çerçevesinde işgal altındaki Batı Şeria A, B ve C bölgelerine ayrılmıştı.
Yüzde 18'i kapsayan "A bölgesi"nin yönetimi idari ve emniyet olarak Filistin'e, yüzde 21'lik "B bölgesi"nin yönetimle ilgili yönetimi Filistin'e, güvenliği ise İsrail'e devredilirken, yüzde 61'ini kapsayan "C bölgesi"nin yöneticilik ve güvenliği İsrail'e bırakılmıştı.
İSRAİL'İN İLHAK PLANI
ABD Başkanı Donald Trump'ın, İsrail Başbakanı Netanyahu ile 28 Ocak'ta Beyaz Saray'da düzenlediği basın toplantısında açıkladığı sözde Orta Doğu uzlaşma planında, Batı Şeria'daki yasa dışı Yahudi ikâmetgâh yerlerinin "İsrail'in toprağı" olarak kabul edilmesi ve Tel Aviv yönetiminin Filistin'e ait Ürdün Vadisi üzerindeki hakimiyetini sürdürmesi maddeleri yer alıyor.
ABD ve İsrailli yetkililerden oluşan iki taraflı kurul sözde barışma planının ardından söz konusu bölgelerin "ilhakı" için Batı Şeria'da haritalandırma sürecine başlamıştı.
Netanyahu ile Mavi-Beyaz İttifakı lideri Benny Gantz'ın imzaladığı koalisyon anlaşmasına tarafından, İsrail Başbakan'ı 1 Temmuz'dan itibaren Batı Şeria'daki yasa dışı Yahudi mesken birimleri ve Ürdün Vadisi'nin "ilhakını" kabine ya da Meclisin onayına sunabilecek.
Netanyahu, 25 Mayıs'ta yaptığı açıklamada, milletlerarası kamuoyundan gelen tepkilere rağmen işgal altındaki Batı Şeria'da yer alan yasa dışı Yahudi yerleşim birimlerinin "ilhak" planında değişikliğe gitmeyeceklerini söylemişti.
TRUMP'IN GÜYA ORTADOĞU PLANI
ABD'nin güya uzlaşma planı, İsrail'e Akdeniz'den Ürdün Nehri arasındaki coğrafyada tam bağımsızlık verirken, Filistinlilere ise Tel Aviv'e tanınan bu imtiyazı "iddiaya göre devlet" ve "hesaplı huzur" karşılığında kabul etmeyi dayatıyor.
Filistinlilerin geri dönüş hakkı, Doğu Kudüs, ikâmetgâh birimlerinin kaldırılması gibi taleplerini görmezden gelen güya barış planı, tarihi Filistin topraklarında "iki devletli çözüm" imkanını ayrıntılarıyla ortadan kaldırıyor.
Keza işgal altındaki Doğu Kudüs'ün Eski Büyük Kasaba bölgesinde bulunan ve Müslümanların ilk kıblesi olan Mescid-i Aksa'daki mevcut durumun (statüko) korunmasını öngören iddiaya göre uzlaştırma planı, Harem-i Şerif'i İsrail'in tezleri doğrultusunda Yahudilerin de ibadetine açarak gerçekte statükoyu Yahudilerin lehine değiştirmiş oluyor.
Trump'ın planını Filistinlilere ve milletlerarası topluma rağmen Filistin topraklarında ilmek ilmek dokuyarak uygulayan İsrail, Filistinlilerin hayalini kurduğu 1967 sınırları üzerinde başkenti Doğu Kudüs olan tam egemen, egemen bir Filistin Devleti ideasını da tamamen ortadan kaldırıyor.
Kaynak: AA
