Marka kent Denizli küresel pazardaki hâkimiyetini ikiye katlayacak

Adres Berat'in ev sahipliğinde gerçekleştirilen ‘Marka Şehir Denizli'nin Ekonomi ve İhracat Katkısı' panelinde; kentin ihracat potansiyeli, sınai sahiplik hakları alandaki farkındalık çalışmaları, kentteki patent sayısını çoğaltmak namına neler yapılaması gerektiği gibi kon.

Marka kent Denizli küresel pazardaki hâkimiyetini ikiye katlayacak

Adres Berat'in ev sahipliğinde gerçekleştirilen ‘Marka Şehir Denizli'nin Ekonomi ve İhracat Katkısı' panelinde; kentin ihracat potansiyeli, sınai sahiplik hakları alandaki farkındalık çalışmaları, kentteki patent sayısını çoğaltmak namına neler yapılaması gerektiği gibi konular ele alındı. Adres Berat Yönetim Kurulu Başkanı Avukat Ali Yüksel'in moderatörlüğünde gerçekleştirilen panele birçok ulus kurumu ve sanayi sektöründe kentin önde gelen temsilcileri katıldı. Panelin açılışında konuşan Yüksel, Denizli'nin ülke sanayisine ve ihracatına önemli katkılar sağladığına göze çarpan ederek, kentin bu alanda önemli farkındalık çalışmaları yaptığını söyledi.

"Marka olma duygusunu yeni gelen ikinci nesille daha pozitif yaşamaya başlıyoruz"
Denizli İhracatçılar Birliği (DENİB) Idare Heyeti Başkanı Hüseyin Memişoğlu ise Türkiye ihracatının kilogram başı değerinin 2019 yılında 1,28 dolar seviyelerinde yer aldığını anımsatarak, “Denizli'den yapılan ihracatın kilogram başı değeri ise 2,21 dolar olarak kayıtlara geçti. Bu değerinde Türkiye ihracatının iki katkına tekabül ediyor. dahası bu rakamı yakalamamızda konut tekstil sektörü etkin oldu. Bilhassa bu alanda son 10 yılda kendi markamızla mahsul satma oranımız yükseldi. Marka olma duygusunu yeni gelen ikinci nesille daha artı yaşamaya başlıyoruz. Yeni gelen nesil bir uçtan bir uca marka ve patent daha fazla tartma kazanmaya başladı. Bu da bizim katma değeri yüksek ürünler yapmamızı sağlıyor” dedi.

DENİB olarak konut tekstili konusunda havlu ve bornoz ihracatında ‘Turkish Towels' markasını 2014 yılından beri desteklediklerini kaydeden Memişoğlu, “Özellikle bu markamızın bilinirliği konusunda ABD'de tanıtım faaliyetlerine yük veriyoruz. ABD olmasının nedeni ise bu bölgedeki havlu pazarının sadece yüzde 5'ine hakim olmamızdan kaynaklanıyor. Bu oranı yüzde 10'a dışında tutmak namına çalışmalarımız sürüyor. Kısa vadede tanıtım faaliyetlerine tartı vererek bu pazardaki etkinliğimizi ikiye katlamamız olası” şeklinde konuştu.

Marka yapabilmek için de mutlaka tasarım konusuna da ağırlık verilmesi gerektiğinin altını çizen Memişoğlu şunları kaydetti: “Özellikle marka, patent ve tasarımın bir arada olduğu ürünleri daha dar satabiliyorsunuz. İlimizde 1 kg bornozun kilogram başı ihracat değeri 10 dolar havlunun ise 8 dolar civarında. Bilhassa bölgede dış giyime karşın ihracat kalemlerinin artması kg başı ihracat değerinin artmasındaki faktörler arasında yer alıyor. Bilhassa bu ihracatı kendi markanızla yapıyor olmanız değerine yüzde 50 daha eklenmesi aramak. Bugün kentimizde markalaşmanın önemi daha pozitif artmış durumda bu durumun yansımalarını da görüyoruz.”

“Ürüne sahip çıkmayı öğretiyoruz”
Genç Mucitler yarışmasından da bahseden Memişoğlu, “Bu yarışmamızı ilkokul, ortaokul ve liselerde düzenli olarak yapıyoruz. Bu sene içerisinde Nisan ve Mayıs aylarında yapmayı planlıyorduk. Ama kovid-19 nedeniyle yapamadık. Bu yarışmamızdaki amacımızı; gençlerimizi ihracat kavramıyla tanıştırmak sonrasında ise mucitlerimizin yapmış olduğu ürünlerin patentini alarak o ürüne sahip çıkmayı öğretiyoruz” bilgisini verdi.

Keza belediyelerle paydaş olarak yaptıkları ‘Benden İhracatçı Olur' projesine ilişkinde açıklamalarda bulunan Memişoğlu, “Bununla ilgili 15 ilçemize gittik ve toplantılar yaptık. Gittiğimiz yerlerde imal edilen ürünlere berat almanın önemini anlattık. Yaptığımız bu toplantılarda birebir marka başvurularının gerçekleştirildiği anlar da oldu. Bu kapsamda marka bilincini her safhaya yaymanız gerekiyor. Ayrıca üniversite öğrencilere ve gençlere karşın bir tasarım kampı planımız da var. Amacımız Denizli'yi tasarım alanında da daha etkin bir konuma getirmek” dedi.

“Benzersiz, üretim edilen ve satılan bir mahsul varsa patente bağlanmalı”
Denizli Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Müjdat Keçeci, bugün itibarı ile Denizli'nin 3 milyar dolarlık bir ihracat hacmine sahip olduğunu ifade ederek, bu rakamın manâlı bir kısmın dokuma sektöründen geldiğini söyledi. Dokuma ihracatının kayda değer bir kısmının da havlu ve bornoz ihracatından oluştuğuna uyarı çeken Keçeci, “Bugünkü koşullarda rekabet yapabilmek adına ürününüzü diğer ürünlerden ayıran bir takım özelliklerinin olması gerekiyor. Bu kapsamda sanayicilerimize bir takım önerilerimiz oluyor. Tekstil sektöründeyseniz modanın içinde olmanız gerekiyor. Eğer sektör dışındaysanız o zaman markalaşmanız gerekiyor. Bu bağlamda eşsiz, imal edilen ve satılan bir mahsul varsa bunun da patente bağlanması gerektiğini dile getiriyoruz. Biz Türkiye olarak bir noktaya geleceksek mutlaka ürettiğimiz ürünün üstüne boncuk koymakla olacak. Yani fikri ve sınai sahiplik hakları alanındaki zorunlu yatırımları yapmış olmamamız gerekiyor. Kısacası geliştiren ürünü ticarileştirmeliyiz” diye konuştu.

10 yılda 81 patent başvurusu yapıldı
Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Denizli İl Müdürü Sefa Gökalp, kentteki sanayi, sahiplik hakları alanındaki verilere ve Ar-Ge merkezi sayılarına ilişkin veri vererek şunları kaydetti: “Son 10 yıl içerisinde ilimizde 9 bin 50 marka, 81 patent, 269 yararlı model, 4 bin 118 endüstriyel tasarım Türk Patent ve Marka Kurumu (TÜRKPATENT) göre kayıt edildi. 2019 yılı için ise Denizli'den TÜRKPATENT'e 49 patent başvurusu yapılmış, bunun 14 parça başına kurum kadar kayıt edilmiş. Marka'da ise bin 550 müracaatımız olmuş, bu başvurulardan 935 adedi Türk Patent ve Marka Kurumu göre tescil edildi. Yardımsever modelde ise 44 tane müracaatımız olmuş, bunun yedi parça başına tescil edilmiş, tasarım da ise 403 müracaatımız olmuş, bunun 351 adam başına tescillenmiş. Bunun yanı sıra kentimizde Ar-Ge tasarım merkezi kurulumu konusunda ise firmalar zorunlu şartları sağlıyorsa kendilerine tezgâhtar oluyoruz. Denizli'de Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı kadar kayıt edilmiş 14 Ar-Ge ve 20 tasarım merkezi bulunuyor.”

Kar değil layık oluşturma kavramı ön plana çıkıyor
Patent sayılarında önemli artışlar yakaladıklarını kaydeden Pamukkale Teknokent Idare Heyeti Üyesi Prof. Dr. İlhan Küçükkaplan, “Teknokentimizde 100'e yakın firmamız var. Bunların takriben 52 parça başına fikri sınai ve sahiplik hakları konusunda işlem gerçekleştirmiş. Üniversitemizin ise 2017'ye değin patent sayısı sekiz iken son üç takvim süreçte ise 22'nin üzerinde berat başvurusu gerçekleştirdik. Keza takip ettiğimiz iki adet milletlerarası patent başvurumuz bulunuyor” biçiminde konuştu.

Küçükkaplan, dünyada pandemi sonrası süreçte taleplerde ciddi değişikliklerin beklendiğini açıklama ederek, “Bu talepler Denizli'yi de ilgilendiriyor. Kentimizin tekstil ihracatında Avrupa bölgesinde önemli bir yere sahip. Buna kısa ve orta vadede Afrika bölgesinin de ekleneceğini öngörüyoruz. Bilhassa finansta 1960'lardan sonradan kar değil değer oluşturma kavramının öne çıktığını görüyoruz. Yaptığımız çalışmalarda Denizli'deki şirketlerin bunun bilincinden olduğunu görüyoruz. Ama değerinde meydana getirmek için olmayanı meydana getirmeniz gerekiyor” dedi.

üstelik ticarileşme konusunda Ar-Ge çalışmalarının iyi olması gerektiğinin altını çizen Küçükkaplan, şunları kaydetti: “Bunun yanı sıra ticarileşme konusunda sahadan gelen talepler doğrultusunda da çalışmalarımızı şekillendiriyoruz. öte taraftan üniversite sanayi işbirliklerinde karşılaştığımız en büyük sorunlardan birisi de maksat fonksiyonu; burada sanayicimiz Ar-Ge veya patent alanında sürecin tez sonuçlanmasını isterken, Akademisyenlerimiz ise kök nedenlere inmeye çalışıyor.”

“Fikri ve sınai sahiplik haklarına görüş açımızı pandemi dönemindeymişiz gibi olmalı”
Türkiye'nin kovid-19 sürecinde 15 gün gibi bir sürede yerli solun cihazı ürettiğine uyarı çeken Adres Patent Yönetim Kurulu Üyesi Avukat Hilmi Özalp, “Bizim fikri, sınai ve sahiplik haklarına görüş açımızı da defalarca pandemi dönemindeymişiz gibi olmalı. Nasıl fakat solunum cihazını 15 gün gibi kısa bir sürede üreterek bir katma bedel sağladıysak bunun bütün alanlara yaymalıyız” dedi. Denizli'deki sanayi potansiyelini ortaya dahil etmemek adına işyeri olarak birincil şubeyi Denizli'ye açtıklarını andıran Özalp şöyle devam etti: “17 yıldır buradaki şubemiz hizmet vermeye devam ediyor. Amacımız, kentimizdeki sanayicilerimizin fikri, sınai ve mülkiyet hakları alanındaki taleplerine cevap tahsis etmek. Özellikle marka ve berat bilincinin aşılamak adına 2008 yılına Türkiye Berat Hareketini başlattık. Burada gaye olarak ‘Türkiye'de patent adedi sayısının 2023'te 1 milyonu geçmeli' olarak belirledik. Bu kapsamda TRIZ sistemini kurduk ve çoğu şirkete eğitim verdik. Berat Fabrikasını kurarak kurum ve kuruluşlara eğitimler verdik.”

Çin taklit yaparak üretime başladı
üstelik Çin'in 20 yıl önce taklit ederek bir şeyler yaptığını anlatan Özalp, “Acilen ise Çin imal sürecinde dünyanın önde gelen ülkeler aralarında yer alıyor. Bugün itibarı ile Çin dünyada maksimum patent üreten ülke konumunda. Ülkenin özellikle dijital alanda milyonlarca patenti var. Dolayısıyla bu durum ülkeye ciddi bir hesaplı şiddet kazandırıyor. Kendi ülkemizi bakacaksak devletimizin son dönemde Ar-Ge çalışmalarına ciddi destekler verdiğini görüyoruz” ifadelerini kullandı.

14 milyondan artı berat dosyalandı
Adres Patent Yönetim Kurulu Üyesi Avukat Ali Çavuşoğlu patentlerin şirketlerin aktifleri içerisinde önemli bir yere sahip olduğuna uyarı çekerek, “ acilen bir şirketin aktiflerinin yüzde 90'ınından fazlası fikri ve sınai mülkiyet haklarından oluşuyor. Bu bağlamda sınai mülkiyet hakları bununla beraber şirkete layık katan bir unsur olarak öne çıkıyor. Özellikle berat, marka ve tasarım konularının firmaların öncelikli gündem maddeleri arasında yer alması gerektiğini düşünüyoruz. derhal ülkemizde kilogram başı ihracat arttırmak için katma değeri üretimlere yük vermemiz gerekiyor” diye konuştu.

Kovid-19'dan sonradan açılacak otellerde tek kullanımlık havlu ve bornozların kullanılacağını kaydeden Çavuşoğlu, “Bu alanda Denizli'nin piyasadaki talebi karşılaması konusunda öncü olmasını isteriz. Bu tarz ürünlere öbür yenilikler yapılacağı süre kilogram başı ihracat değeri de artacak” değerlendirmesinde bulundu. 2018 yılında dünyada 14 milyondan patentin dosyalandığını anlatan Çavuşoğlu, şunları kaydetti: ”Bu başvuruların en düşük 5 milyonunun yeni uygulama olduğunu ifade ediliriz. Dünya genelinde 2018 yılı için yapılan toplam marka başvurusu ise 49 milyon, 2017'ye göre yüzde 13'lük bir artışın gözlemlendiğini söyleyebiliriz. Keza 2018 yılında 4,7 milyon faydalı model başvurusu yapılmış burada da 2017 yılına göre yüzde 20'lik gibi bir çoğalma laf konusu. Verileri değerlendirdiğimizde sınai mülkiyet haklarına verilen önemin her geçen gün arttığını görüyoruz.”

72 bin 826 ihracatçı tehlike altında
Türkiye'de 90 bin firmanın ihracatçı olduğunu kaydeden Çavuşoğlu, “Buna karşılık Madrid Protokolüne açıklanmış ihracatçı sayımız ise 17 bin 174 adet. Tescilsiz marka ile ihracat yapan 72 bin 826 firmamız var. Bu kapsamda ihracat yapan tescilli marka sayılarımızı daha artı artırmamız gerekiyor. Bu markalardan bazılarının bayilikleri iş yaptığı markayı kendi üstüne kayıt ettirerek o markanın ilgili pazarda ihracat yapmasının önüne geçebiliyorlar. İhracatçı firmalarımız mutlaka ihracat yaptığı ülkede markalarını da tescil ettirmeli” dedi.

Denizli özelinde takvim bazda bir berat hedefinin olması gerektiğini söyleyen Çavuşoğlu, “Bu şekilde ilerlenirse kentteki patent sayılarının da daha çabuk bir şekilde artacağı görülecektir. Denizli özelinde bir patent seferberliği başlatırsak bir yılda bin adet berat hedefini çok bakımlı bir şekilde yakalarız diye düşünüyorum. Bilhassa patent farkındalığı konusunda daha pozitif alıştırma yapılması gerekiyor. Diğer yanlamasına buluşların insanların ihtiyaçların doğduğunu kovid-19 süreciyle birlikte yeniden görüyoruz. Pandemi salgının başladığı ilk günden şu ana değin 700'den pozitif buluşun yapılması uyarı çekiyor” diyerek sözlerini tamamladı.

YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER