'Minimum 7.3 Deprem Geliyor, Şakası Yok' Diyen Prof. Naci Görür: 'Ayasofya'nın Tartışılması Tuhafıma Gidiyor'

Son dönemde Doğu Anadolu ve Ege'de peş peşe gerçekleşen depremler beklenen büyük Marmara depremini bir defa daha hatırlattı.

'Minimum 7.3 Deprem Geliyor, Şakası Yok' Diyen Prof. Naci Görür: 'Ayasofya'nın Tartışılması Tuhafıma Gidiyor'

Son dönemde Doğu Anadolu ve Ege'de peş peşe gerçekleşen depremler beklenen büyük Marmara depremini bir defa daha hatırlattı. Marmara için "En Düşük 7.3 yer sarsıntısı geliyor, şakası yok" uyarısını yapan Prof. Dr. Naci Görür,  İstanbul'da 900 bin binanın tehlikesiz olmadığını belirterek "Büyük bir risk altındayız" dedi.

Vatandaşların kendi can güvenliği konusunda yeterince hassas olmadıklarını vurgulayan Görür, beklenen büyük yıkım karşısında Ayasofya gibi tartışmaların ise amaçsız olduğunu söyledi. Kentsel dönüşümün rantsal dönüşüme evrildiği eleştirisini de yapan Görür, Kanal İstanbul için de kesinlikle yapılmamalı dedi.

s-e4fe3d63c486830fd8b25701b6705a4513a78f
Cumhuriyet'ten İpek Özbey'in sorularını yanıtlayan Prof. Dr. Görür, halkın kendi can güvenliği konusunda hassasiyeti olmadığını, bu nedenle hükümetlerin de bu konuya yoğunlaşmadıklarını söyledi:"Ama bazı büyük depremler, insan kayıpları, ülke çapında acılı bir atmosfer oluştuğunda zelzele akıllarına geliyor, bir takım şeyler yapacaklarını söylüyorlar fakat araya birkaç ay girince unutuluyor.""Türkiye’de 1999’dan bu yanlamasına minimum 4-5 tercih oldu. 1999’da bir gecede, 55 saniyede 20 bin insanı gömdük. Ben hiçbir süre kendi milletimin meydanlarda pankart taşıyıp da “Depremde vefat etmek istemiyoruz”, “Deprem alın yazısı değildir” diye siyasileri zorladığını görmedim."

"İnsanların can güvenliği yokken Ayasofya'yı tartışıyorlar"

s-534160eb8576fbf452ed15c5028d4cea181642
"Zaten ahali işi ciddiye alsa, siyasetçi de almak zorunda kalır. Somurtkan halde oy alamaz. Hiçbir seçimde, anında hiçbir parti ciddi olarak depremi ön plana çıkartmadı. Bir De bir kılıf buldular, “Sevimsiz bir konu, bunu meydanlarda konuşmak iyi olmazmış”. Böyle saçmalık olur mu, insanların can güvenliği yokken, halkı hiç ilgilendirmeyen gündemleri meydanlarda bağırıp çağırıp söylemenin ne anlamı var?" "Baya kültürlü yazmış adamlar, oturuyorlar, Ayasofya ibadete açılsın mı açılmasın mı onu tartışıyorlar. Hayatının en azından 20 yılını yoğun olarak zelzele araştırmalarına vermiş biri olarak tuhafıma gidiyor. Açılsın, her şey olsun, farklı, fakat büyük bir yer sarsıntısı geliyor."

"İstanbul'da 900 bin yapı güvenli yok. Büyük bir risk altındayız"

s-4451e29055532e90d71b0889eb1a106d1e709a
"En Düşük 7.3 zelzele geliyor, şakası yok. İstanbul gibi inşa stokunun yüzde 60’ının zafiyet içinde olduğu bir yerde bunun sonuçları koskocoman olacak."“İstanbul’da 1 milyon 600 bin bina var. Tekrar devlete ait rakamlara tarafından bu inşa stokunun yüzde 60’ı mühendislik hizmeti görmemiş. Planı, projesi, hesabı, kitabı, statiği, temel etütleri yapılmamış… Yani bunları oradan, buradan gelen, bu işi bilmeyen müteahhitler kafasına tarafından yapmış. ya da her seçim öncesi yurttaş bir kat yapmış, daha sonra getirip bir kat daha çıkmış… Böylece olunca 900 bin bina zelzele güvenli yok. Büyük bir risk altındayız…”

"Kentsel dönüşüm rantsal mutasyon oldu."

s-e2b9d7f4d3a66f685cda002a7f3ade0700fd34
"Bizim konuştuğumuz ‘yer sarsıntısı odaklı şehirsel dönüşüm’… Bunu yapmadılar… Bunlar ‘kentsel dönüşüm’ü ‘müteahhitlik projesi’ zannettiler. Bu işin yapımını, motor gücünü, denetimini, gözetimini de müteahhitlere verdiler. Müteahhitlerle konut sahipleri oturdular, ‘nasıl daha pozitif rant elde ederiz’ diye hesap kitap yaptılar, anlaştılar. Onu yıkıp, yerine daha kötü, sokakları daraltan, binaların boyunu uzatan projeler yaptılar." "Yer Sarsıntısı açısından kabul edilebilir bir gelişim olmadı. Bu iş müteahhitlik projesi değil. Bu meslek ancak devletin kontrol ve gözetiminde olur. Dolayısıyla kentsel dönüşüm bu anlayışta rantsal değişim oldu."

"Kanal İstanbul yapılmamalı"

s-4c6570e22b808e8e46bd76ea7894c98646526d
"bir kere depremden egemen Kanal İstanbul yapılmamalı. Jeolojik açıdan son derece sakıncalı, tehlikeli, İstanbul’un başında Demokles’in Kılıcı gibi problem çıkartacak, nefret edilen şey içinde yaşamamıza niçin olacak bir proje." "Bu kanalın güzergâhı bilhassa Çekmece Gölü’nün kuzeyinde Sazlıdere’den başlayıp, Marmara’nın kıta sahanlığına açıldığı yere kadar olan alan jeolojik olarak tam anlamıyla anormal tehlikeli ve tehlikeli yerler. Yer Sarsıntısı olmamasına karşın kaymalar, heyelanlar oluyor. O bölgedeki arazi stabil yok, hemen bile kayıyor. Depremde haşat olur buralar. İkincisi bu Kanal İstanbul’un Marmara’ya açıldığı kıta sahanlığında deniz araştırmalarında gördük. Bizden önce de arkadaşlarımız yaptıkları araştırmalarda canlı faylar olduğunu gördüler. Bu fayların boyutlarını bütün olarak araştıramadık fakat canlı oldukları belli. Olası bir depremde bu faylar harekete devretmek suretiyle kanalın Küçükçekmece’ye değin olan her yerini tarumar eder. Bundan kaçış değil. Heyelanlar, bu faylar göre aşırı tetiklenebilir. Kaldı ki büyük bir tsunami tehlikesi var. Tsunami bu kanala girdiği zaman, o sırada kanalın içinde gemi falan varsa onu da sürükler götürür ve bir yerlerde taşıdığı malzemelerle kanalı tıkadığı an orada bir barajlanma olur. Bütün kanalın etrafını deniz basar. bir daha da orayı kurtaramazsın."

Deprem riskini arttırır mı?

s-d637b2f12a5fae0350ae6577e210380a42bca6
"Arttırır. Bakın “zelzele olmayı arttırır” demiyorum, riskini arttırır. Yer Sarsıntısı olduğu zaman olabilecek zararın hesabıdır risk. Zelzele olduğu vakit bizler nerede yangın, göçük, göçük aşağıda insan varsa, açsa, susuzsa koşup yardımcı olmak isteriz. Sen kanalı oraya yapmaya kalktığında İstanbul’u adalara ayrıştırıyorsun. Adaya yardım götürmek başka, karaya diğer. Zelzele olduğunda, orada yaptığın köprüler işe yaramadığı süre ya da trafik tıkandığında göçük aşağı bekleyen insanlara ulaşamazsın. Facia yönetimini zorlaştırıyor. Kanal çağırmak orada 300-500 bin bina daha yapılması çağrıda bulunmak. Zelzele bekleyen yerde yapılmaması gereken en kayda değer şey nüfus yoğunluğunu arttırmaktır. Ne kadar insan fazlalaşırsa, pek vefat olacak demektir. Kanal İstanbul’un yapılmaması gerekir."Röportajın tamamına buradan erişebilirsiniz.
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER