Para politikasına enflasyonla mücadele ayarı şart

Koç Üniversitesi ve TÜSİAD ortaklığı ile oluşturulan Ekonomik Araştırma Forumu (EAF) tarafından her yıl düzenlenen “2023 Yılında Türkiye Ekonomisi” semineri dün gerçekleştirildi.

Para politikasına enflasyonla mücadele ayarı şart

Koç Üniversitesi ve TÜSİAD ortaklığı ile oluşturulan Ekonomik Araştırma Forumu (EAF) tarafından her yıl düzenlenen “2023 Yılında Türkiye Ekonomisi” semineri dün gerçekleştirildi. Etkinliğin açılış konuşmaları TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Orhan Turan ve TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı ve Ekonomi ve Finans Yuvarlak Masa Başkanı Murat Özyeğin tarafından yapıldı. Seminerde, moderatörlüğünü Hande Demirel'in üstlendiği panel oturumunda; Cevdet Akçay, Gizem Öztok Altınsaç, Selva Demiralp, Hakan Kara ve Gökhan Şen konuşmacı olarak yer aldı. Özlem Ermiş Beyhan'ın Dünya'daki haberine göre, konuşmacılar enflasyon ve üretim konuları minvalinde para politikası üzerinde durdu.

Normalleşme süreci gerekiyor

TÜSİAD Başkanı Turan, konuşmasında 2023’ün ikinci yarısında dünya gibi Türkiye’nin de normalleşme sürecine girmesi gerekeceğini belirterek, “Bunun en önemli koşulu da enflasyonun düşürülmesi ve ekonomik istikrarın tesis edilmesi. Enflasyonun çıkmış olduğu çok yüksek seviyelerden baz etkisiyle beraber düşme sürecine girmiş olmasını bir fırsat olarak değerlendirmek mümkün. Ancak enflasyonu düşürmede makro ihtiyati tedbirlerin para politikasının ikamesi olamayacağı noktasından hareketle para politikasını enflasyonla mücadele çerçevesinde formüle etmek, maliye politikasını enflasyonla mücadeleyi destekleyici mahiyette kurgulamak gerekiyor” dedi.

Yapısal reformlar devreye girmeli

Turan şöyle devam etti: “2023 yılını Türkiye açısından önemli kılan bir başka boyut da bu sene cumhuriyetimizin kuruluşunun yüzüncü yılı olması. Bu durum, neredeyse ilk yüzyılın geneline damga vurmuş olan bir dizi yapısal sorunumuzu, çözme iradesiyle ele almak için bir fırsat veriyor. Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılında, refah ve istihdam yaratmakta zorlanan bir büyüme modeli, düşük teknolojili ürünlere sıkışmış, katma değeri düşük, ithalata bağımlılığı yüksek, bölgeler itibariyle dağılımı dengesiz bir üretim yapısı, kalite ve itibar sorunu yaşayan kurumsal yapılar ülkemizin uluslararası arenada rekabet gücünü destekleyici mahiyette değildir.” Turan, bu noktada sürekli ertelenen yapısal reformların acilen devreye alınması gerekliliğini vurguladı.

Esneklik artırılmalı

TÜSİAD Başkan Yardımcısı Murat Özyeğin, 2022’nin muhtemelen kayıtlara 2009 krizi ve 2020 pandemisinin ardından son 30 yılın en düşük büyüme performansının gerçekleştirileceği yıl olarak tarihe geçeceğine işaret ederek “2023 yılı için önemli olan, bizi bekleyen bu yeni süreci iyi yönetmek ve doğru politikalar izlemek olacak. Bunun da en iyi yolunun risk almak yerine temkinli bir tavır benimsenmesi ve ekonominin içeriden ve dışarıdan gelebilecek olumlu ve olumsuz şoklara karşı esnekliğinin artırılması olduğunu düşünüyoruz” dedi.

Fakirşerek büyüyoruz

Prof. Selva Demiralp: Kredibilite olmadan uzun vadede faizleri düşüremezsiniz. İktisat prensipleri o kadar şaştı ki biz iktisatçılar olarak bu belirsizlik ortamında bile neler olabileceğini öngörebilir hale geldik. Geçen yıl bu toplantıda bu politikaların sonucunun enflasyondaki artış olacağını öngörmüş, uyarıları yapmıştık. Gelinen noktada enflasyonun yapısı tamamen bozuldu. Enflasyonun bundan sonra yüzde 40 seviyesinde yapışkan kalacağını öngörüyorum. Fiyatlara müdahale olmadan ki bunu serbest piyasa ekonomisinde doğru bulmuyoruz, enflasyonun yüzde 20’nin altına inmesi çok zor. Büyüyoruz ama refah kaybı devam ediyor; fakirleşerek büyüyoruz.

Prof. Cevdet Akçay: Enflasyon katmerli bir sorun haline geldi. ABD enflasyonu yüzde 5’in altına indirebilmekte zorlanacak ve daha agresif, daha şahin davranmak zorunda kalacak. Bir Fed-piyasa kapışması izleyeceğiz. Türkiye’de ise bir fiyat kaosu var. Ne pahalı ne ucuz karıştı. Beklentiler çok kötü yönetiliyor. Bugün gelinen noktada hiçbir TL varlığın fiyatı doğru değil. Türkiye’nin enflasyon sorunu böylesine ehemmiyetsizleştirildiğinde işin içinden çıkamıyorsunuz.

Seçim sonuçları da etki edecek

Prof. Hakan Kara: Global enflasyonun derin bir resesyon yaratmadan düşeceğini öngörüyorum. Uzun sürecek ve elbette ekonomiler yavaşlayacak ama derin bir resesyon olmayacak. Son 40 yılın en düşük büyümesini bekliyorum. Bu yıl Türkiye’nin de yüzde 3’ün üzerinde büyümesi pek mümkün değil. Seçimin sonucu ne olursa olsun enflasyonda yüzde 35’in altı zor. Uygulanan politikalarla geleceğin refahından ödünç aldık. Bu bir noktada geri ödenmek durumunda kalınacak. Bunun nasıl olacağı seçim sonuçlarına göre belli olacak.

Gizem Öztok Altınsaç: Öngörülemezlik yeni normal oldu. Enflasyonla yaşamaya devam edeceğiz. 2023’te normalleşme beklenmiyor. Bu yıl Türkiye’nin büyümesini yüzde 3.5-4, enflasyonu yüzde 45-50 bekliyoruz.

Konutta fiyat artış hızı düşüyor

53'üncüsü düzenlenen Dünya Ekonomik Forumu sona erdi

NYSE haftanın son işlem gününde yükseldi

Fitch'den enflasyon değerlendirmesi

TCMB, yılın ilk Enflasyon Raporu'nu 26 Ocak'ta açıklayacak

YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER