Sakarya'da 4 kişinin öldüğü havai fişek fabrikasının eski bir çalışanı, fabrikada sigara içilmesini şikayet ettiği için işten çıkarıldığını söyledi. Bir diğer eski emekçi ise aralıksız patlama korkusu ile çalıştıklarını ve işe başlamadan önce hiçbir eğitim almadıklarını söyledi.
Dün Sakarya'nın Hendek ilçesindeki havai fişek fabrikasında meydana gelen patlamada 4 işçi hayatını kaybetti, 100'den fazla kişi de yaralandı. 3 kişiye ise hala ulaşılamadı. Bugün fabrikada sorumlu müdür ile 2 ustabaşı hakkında gözaltı kararı verildiği bilgisi ajanslara yansıdı. Hayatını kaybeden işçilerden bazıları da düzenlenen cenaze törenleriyle toprağa verildi.Olaya ilişkin soruşturma sürerken fabrikanın eski işçileri dikkatsizlik ve tedbirsizliklerle ilgili önemli açıklamalarda bulundu.
"Sigara içilmesini şikayet ettim, işten çıkarıldım"
Patlamada eşi Havva Çelik'i kaybeden, fabrikanın eski işçilerinden Salih Çelik, fabrikada sigara içildiğini ve bunu şikayet ettiği için işinin dördüncü ayında işten çıkarıldığını söyledi.BBC Türkçe'ye konuşan Çelik, "Burada genç çalışmıyor çünkü önlem değil. Oraya ancak fakir olan biri gider. Ben de muhtaçtım. Kirada oturuyorum ne yapayım. Eşim orada çalışıyordu, ben inşaatlarda yevmiyeli çalışıyorum. Gündelikçi olarak. Benim oğlum askerden bu sabah geldi" dedi ve ekledi:
"Neden incelemiyorsunuz?"
"Bu fabrikanın kaçıncı patlayışı. Her patladığından sonra ad değiştirilerek yeniden kurulmaz ancak. Neden incelemiyorsunuz?. Onlar sefasını sürer, biz bağıra bağıra ağlarız yalnızca. Ben şu anda çoluk çocuğum ile kalacağım evde. Benim yaramı kim saracak, hiç kimse.""Bir ahenk kurmuştum. Ben ne garibanlıklarla büyüdüm. İşte o arkadaşım bilir, çeper güç evlendim çoluk çocuk sahibi oldum bir yuva kurdum bütün mutluluğu yakaladım derken mutluluğum gidiyor. Böyle yargı mi olur. Ben ne yapacağım hemen?"
Fabrika isim değiştirerek üretime devam etmiş
Sakarya'daki Havai Fişek Şirketinin Sicili Kabarık: 'Her Patlamadan Sonradan İsim Değiştirdi' İşçi Sağlığı ve Güvenliği Meclisi'nin (İSİG) aktardığı bilgilere kadar patlamanın gerçekleştiği fabrikada 2007 yılından bu yanlamasına değişik yıllarda böylece çok kez aynı patlamalar gerçekleşti, hayatını kaybeden ve yaralanan işçiler oldu oysa fabrika faaliyetine devam etti."Minimum aidat alacağız diye canlı bomba gibi çalışıyorlardı"
BBC Türkçe'ye konuşan 32 yaşındaki Ö.I., daha önce bu fabrikada eşiyle birlikte üç ay çalıştıklarını ama 'kendilerini güvende hissetmedikleri için' kısa süre içinde işten ayrıldıklarını şöyle anlattı:"Eşim ve ben bu fabrikada üç ay çalıştık. Fabrikaya girdiğimiz andan itibaren, işe geldiğimiz her an patlama korkusu yaşıyorduk. Çalıştığımız bölümlerde barut tozları havada uçuşuyordu. Gerçekte bundan bir önceki patlamadan sonra işe girmiştik, fazla tehlikeli olduğunu biliyorduk lakin meslek lazımdı. Daha Sonra korkudan birlikte istifa ettik.""Ben burada çalıştığım vakit içinde hiçbir önlem alındığını görmedim. İşe başlamadan önce böyle bir fabrikada çalışmakla ilgili herhangi bir patlama eğitimi de almadık, hiçbir eğitim almadık. Burada çalışan insanların tümü gereksinim sahibi. Fakirlik olmasa kimse burada çalışmazdı. Asgari aidat alacağız diye canlı bomba gibi çalışıyorlardı, ben dahil."
"ufak tefek patlamalar oluyordu lakin hep saklanıyordu"
Sözcü'ye konuşan yaralı işçilerden Nuran Tarım ise iki buçuk yıldır fabrikada emekçi olduğunu belirterek şunları söyledi:“ufak tefek patlamalar oluyordu ama defalarca saklanıyordu. Denetime geldikleri süre hiç bir şey olmamış gibi davranılıyordu. Basına yansımayan bu şekilde patlamalar oldu”
DNA testi yapıldı
Patlamada hayatını kaybeden Havva Çelik ve Sebahattin Tepeçınar'ın cenazeleri toprağa verilirken akıbeti muhakkak olmayan işçiler Muhammet Seyfi Çanakçı, Muhammet Aygün ve Halis Yılmaz için ise ailelerinden DNA örneği alındı.İşçilerin yakınlarının bekleyişi sürüyor.
