İzzet Çapa yazdı: 'Dünyayı birbirine düşüren silah'

İzzet Çapa yazdı: "Dünyayı birbirine düşüren silah"

İzzet Çapa yazdı: 'Dünyayı birbirine düşüren silah'
İzzet Çapa'nın SuperHaber.tv'de yayınlanan yazısı...

Aslında tarihin en kanlı savaşlarından birine neden olmasa, Nedeljko Çabrinoviç ve Gavrilo Princip adlı iki kafadarın Arşidük Franz Ferdinand’a yaptıkları suikast girişimi trajikomik bir film sahnesinden öteye geçemeyecekti.

Çabrinoviç ve Princip, Avusturya-Macaristan zulmünden bıkmış iki genç Sırp milliyetçisiydi.

1914’ün 28 Haziran günü Franz Ferdinand’ın Saraybosna’yı ziyarete geleceğini öğrenince birkaç dava arkadaşı ile birlikte planlamışlardı bu suikasti.

Olur da yakalanırlarsa diye arkadaşlarını ele vermemek için yanlarına birer siyanür kapsülü almışlardı.



Arşidük ünvanını kullanan Avusturya Macaristan Prensi Franz Ferdinand, 28 Haziran sabahı 09.25’te Saraybosna garına vardı.

Bir saat sonra Ferdinand ve eşini taşıyan üstü açık otomobil, saldırı yapılabileceği istihbaratına rağmen polis eskortu olmadan belediye sarayına doğru hareket etti.

‘Genç Bosnalılar’ adlı örgüt militanı Çabrinoviç, Cumurija Köprüsü yakınında Ferdinand’ın konvoyuna bir el bombası attı. Bomba Ferdinand’ın aracının arkasındaki otomobilin altında patladı. Çabrinoviç siyanür içip intihara kalkıştı.

Suikasttan kurtulan Ferdinand belediye sarayına ulaştı. Belediye başkanı hoşgeldiniz konuşmasına başlayacaktı ki Ferdinand araya girip “Misafirlerinizi siz böyle mi karşılıyorsunuz? Bombalarla mı?” diyerek payladı.

Kocasının köpürdüğünü gören Düşes Sophie, belediye başkanından protokolün gereklerini yerine getirmesini söyleyerek, eşiyle birlikte bombalı saldırıda yaralananları ziyaret etmek istediklerini söyledi.

Suikast girişiminden sonra Ferdinand Saraybosna merkezine gitmekten vazgeçti ve geceyi geçireceği malikaneye dönülmesi emrini verdi. Ama bu emri konvoydaki şoförlere aktarmak kimsenin aklına gelmedi.

Konvoyun başındaki otomobilin şoförü, emirden habersiz yönünü kent merkezine çevirdi.

Hatayı fark eden vali, Latin Köprüsü’nde konvoyu durdurup şoförlere yeni rotayı tarif etti.

İşte tam bu sırada konvoyun durmasını fırsat bilen Genç Bosnalılar’dan Princip, belindeki 19074 seri numaralı Browning marka silahına davrandı. Önce düşesi, sonra da Avusturya Macaristan Prensi Ferdinand’ı vurdu.



Silahtan çıkan iki kurşun Arşidük ve eşinin kanlar içindeki bedenini yere yıktı. Bu suikast, I. Dünya Savaşı’nın gerçek nedeni olmasa bile barut fıçısına atılan bir kıvılcım etkisi gösterdi ve dünyayı dört yıl boyunca daha önce eşi benzeri görülmemiş bir karanlık çağa itti.

I. Dünya Savaşı resmi olarak bu suikasttan tam bir ay sonra yani 103 yıl önce, 28 Temmuz 1914’te Avusturya’nın Sırbistan’ı bombalamasıyla başladı ve dört sene içinde 15 milyon insanın hayatını kaybetmesine neden olacak o korkunç kabus çöktü dünyanın üzerine.

Gelelim günümüze…

Aradan bir asırdan fazla zaman geçmiş olmasına rağmen insanlık maalesef geçmişte yaşadığı büyük acılardan hala inatla ders almamakta diretiyor.

Mescid-i Aksa krizi üzerinden iyice gerilen Filistin-İsrail meselesi, Suriye’de bir türlü yerine oturmayan taşlar, Irak’taki kaos ve ABD ile Rusya arasındaki sonu gelmek bilmeyen horoz dövüşü.

Gel de bu iç karartıcı, gri fotoğrafa bakıp, Akif’in şu dizelerini tekrar etme...

Geçmişten adam hisse kaparmış... Ne masal şey!

Beş bin senelik kıssa yarım hisse mi verdi?

"Tarih"i "tekerrür" diye tarif ediyorlar;

Hiç ibret alınsaydı, tekerrür mü ederdi?


İZZET ÇAPA / Superhaber.tv
Güncelleme Tarihi: 27 Temmuz 2017, 17:24
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER