Yakın zamanda yapılan bazı araştırmalar, aşılı kişilerde de, COVID-19'a yakalanan aşılanmamış kişilere benzer yüksek viral yükü olduğunu iddia ediyordu. Başka bir deyişle aşılı kişilerin de, virüsü bulaştırmada aşısız kişilerle aynı etkinlikte olduğu söyleniyordu. Bu sonuçlar, aşıların bulaşmayı önlemedeki etkinliğine ilişkin endişeleri artırmakta gecikmedi.

Ancak görünüşe bu sonuçlar, aslında aşının bulaşmayı engellemede rol oynamadığına dair iddiaları desteklemiyor. Zira aşılanmış kişilerde virüs yükü, aşılanmamış kişilere göre daha hızlı bir şekilde temizleniyor. Yani, yüksek viral yükle daha az süre boyunca yaşıyorlar. Buradan da, uzmanlara göre, aşılanmış kişilerin COVID-19'u bulaştırma riskinin daha az olduğu sonucu ortaya çıkıyor.

COVID-19 hastası 471 kişi üzerinde yürütülen bir araştırmada aşılı ve aşısız bireyler arasında tavan virüs yükü oranlarında büyük bir farklılık olmadığı ortaya çıktı. Buna ek olarak, aynı evde yaşayan kişilere bulaştırma oranları da aynı seviyelerde seyrettiğinden dolayı, aşılı olsa bile bir bireyin aynı COVID-19 bulaştırma potansiyeline sahip olduğu iddia edildi. Ancak bu analiz, sadece tavan virüs yükünü dikkate alıyor. Virüs yükünün zamana dağıtılmış miktarını göstermiyor. Virüs yükü, bir insanın bedensel sıvılarından COVID-19 virüsünün ne kadar süreyle dolaşımda olduğunu gösteriyor. Aşılanmış kişilerin bedenlerinde virüs daha az yaşadığı ve daha çabuk temizlendiğinden dolayı, aşılanmamış kişilere oranla bulaştırma riskini daha az süre boyunca taşıyorlar. Bu yüzden, zamana yayarak baktığımızda, aşılanmış bireylerin daha az bulaştırıcı olduğu sonucu ortaya çıkıyor. Aynı sonuçlar, daha bulaşıcı olan Delta varyantı için de geçerli.