Milliyet Gazetesi'nden Senem Aydın'ın röportajı...
Genç yaşta beklentisi yüksek bir filmde başrol oynamak nasıl bir sorumluluk?
Beklentisi yüksek bir film gibi düşünmemek lazım. Neticede her işimde elimden gelenin en iyisini yapmak hedefim. Bu nedenle her projemde kendimden beklentim aynı oranda büyük. Tabii ki önümüzde çok başarılı, ziyadesiyle çıtayı yükseltmiş bir örnek vardı. Ama bunu şahsen benimle ilgili bir beklentiye dönüştürmek istemedim. Canlandırdığım Sema’ya, onun aşkına aşık oldum ve öyle yola çıktım.
Seyredenler çok duygusal bir proje olduğunu söylüyor. 1960’lar ve günümüzde geçen yapımı siz nasıl anlatırsınız?
Hikayeyi ilk okuduğumda da, ‘Bir Rüya Gördüm Dün Gece’ şarkısını duyunca da ağladım. Genel olarak romantik dramlarda içlenmeye meyilliyiz ama burada sanırım hikayenin gerçek olması, ayrılık ve kavuşamama hepimizi gözyaşlarına boğdu. Filmimiz tüm bu bahsettiklerimle dolu. Aşkın iki farklı pencereden, iki farklı dönemden, iki farklı yaşayışını yansıttık.
Aşkın sizdeki tanımı ne?
‘Aşk sevmekten vazgeçmemektir’ diyoruz filmimizde... Ama vazgeçilebilme ihtimali olan bir şey gerçek aşk mıdır, bilmiyorum. Bu zamana kadar sırrı çözülememiş bir muamma. Bence hakiki olan her daim sevgidir.
Projenin ilkini izlediğinizde neler hissetmiştiniz?
O zaman lisedeydim. Tam ilk aşklar, ilk heyecanlar zamanıydı. Çok romantik bir insan hiçbir zaman olmadım. Ama hikayesi ve sonuyla beni ne kadar etkilediğini hatırlıyorum. Tıpkı bunda olduğu gibi o zaman da ağlamaktan perişan olmuştum.
Bu filme geri dönüşler nasıl?
İnsanların ilk filme bağlılığı göz alıcı. Her ne kadar ilki onlar için apayrı bir yerde olsa da sinema salonundan çıkarken hepsi iki gözü iki çeşme tebrik etti bizi...
Filmde şarkı da söylüyorsunuz...
Şarkı söylemek benim için yeni bir şey değildi. Oyunculuğa başlamadan önce atıldığım bir serüvendi. Çocukluğum korolarda, şan derslerinde geçti. Konservatuvarda da müzikal eğitimi aldım. Benim için ‘Bir Rüya Gördüm Dün Gece’ şarkısı çok özeldi. Söylememi rica ettiklerinde ikinci kez sormalarına gerek bile kalmadı. Çünkü böyle bir anıyı yaşamıma eklememiş olsaydım kendimi affetmezdim.
İstanbul Üniversitesi Devlet Konservatuvarı Müzikal mezunusunuz. İleride single çıkarmayı düşünür müsünüz?
Şimdilik öyle bir planım yok. Ama kendimi her daim ihtimallere açık bırakmayı severim.
‘Yolculuk bir çeşit enerji arındırma gibi’
Bir senedir ekranda yoksunuz. Neden ara verdiniz? İstediğiniz senaryo mu gelmiyor?
Bu çok bilinçli bir ara değildi aslında. ‘Zengin ve Yoksul’ bittikten hemen sonra film geldi. İşlerimin arasında uzun seyahatler yapmayı seviyorum. Yolda olmayı, bir çeşit enerji arındırma gibi düşünün. Kendime yeni bir sayfa açıyorum. O süreçte de çok proje okumamaya çalışıyorum. Tamamen kendimle kalmak istiyorum.
Oyunculuktaki hedefleriniz neler?
Her zaman kendimde yeni bir noktayı aydınlatabilmeyi çok isterim. Bu benim mesleğim, kariyer olarak devam etmek istediğim yolum. Bu yolda yürürken kendi elimi hiç bırakmadan ilerlemek isterim. Uzun ve incelikli bir yol tabii ki... Her zaman günlük güneşlik olmak zorunda değil, farkındayım. Hep bir sonraki adımı düşünerek hareket ediyorum, daha sonrasını değil.
