Psikiyatrist karakterindeki Binnur Kaya’nın Alya’ya anlattığı Son İran Şahı Muhammed Rıza Pehlevi’nin ikinci eşi, 2001 yılında Paris'te hayata gözlerini yuman mahzun Prenses Süreyya, merak konusu oldu.
Prenses Süreyya'nın hayat hikayesi
İran Prensesi Süreyya, 1950’li yıllarda Batı Almanya’nın İran büyükelçisi ve asilzade Halil İsfendiyari’nin ve Moskova doğumlu Alman eşi Eva Karl’ın en büyük çocuğu ve tek kızıydı.
22 Haziran 1932 tarihinde İsfahan’da İngiliz Misyoner Hastanesi’nde doğdu.
Ailesi uzun süre İran hükümetinin diplomatik işlerine dahil olmuştu. Amcası Sardar Esad, 20. yüzyılın başlarında İran anayasal hareketinin lideriydi.
Süreyya Berlin ve İsfahan’da büyüdü ve Londra ve İsviçre’de eğitim aldı. Son İran Şahı Muhammed Rıza Pehlevi’nin 1951 yılında evlendiği ikinci eşidir. “Sürgündeki Prenses” olarak da bilinir.
Kendisi şaha çocuk veremediği için şahın ailesi tarafından saraydan uzaklaştırılmıştır. Şah uzaklaştırılmasını istemese de ailesinin kararına uymak zorunda kalmıştır.
İran Şahı Muhammed Rıza Pehlevi’nin 1956’daki Türkiye ziyareti basında büyük yankı uyandırmış, “Soraya” ismi Türk halkının diline “Süreyya” olarak yerleşmişti ve hatta kimileri kız çocuklarına Süreyya ismini vermişti.
İran Şahı Muhammed Rıza Pehlevi, Soraya’dan sonra 1959’da Farah Diba Pehlevi ile bir evlilik gerçekleştirdi. Soraya ise Rıza Pehlevi’den ayrıldıktan sonra yeniden evlenmedi.
BİYOGRAFİ ROMANI İLGİ TOPLADI
Öte yandan Ersin Faikzade, geçtiğimiz günlerde İran Şahı Muhammed Rıza Pehlevi’nin ikinci eşi Prenses Süreyya İsfendiyari Bahtiyari’nin bilinmeyen yönlerini ve anılarını topladığı “Aşktan Ölmek Prenses Süreyya” adlı kitabını okuyucularla buluşturdu.
Faikzade, “Aşktan Ölmek Prenses Süreyya” adlı kitabının şu an Farsça ve İngilizce çevirisinin yapıldığını ayrıca da Almanca, İspanyolca ve Fransızca dillerine de çevrileceğine vurgu yaptı.
Yaklaşık 20 yıldır İran kraliyet ailesini araştırdığına dikkat çeken Faikzade, son İran Şahı Muhammed Rıza Pehlevi’nin ikinci eşi olan, Prenses Süreyya’nın hayatını, anılarını, yaşadığı zor günleri ve döneme damga vuran gerçekleri anlattığını belirttiği kitabının şimdiden ilgi gördüğünü söyledi.
