MENTÖR GÖZÜYLE FRANSA 2016

  Milli takımın içinde bulunduğu tabloyu Mentör Bünyamin Altunelli ile konuştuk…   Sizi daha önce Gaziantepspor ve özellik

MENTÖR GÖZÜYLE FRANSA 2016
 

Milli takımın içinde bulunduğu tabloyu Mentör Bünyamin Altunelli ile konuştuk…

 

Sizi daha önce Gaziantepspor ve özellikle 2009 yılında şampiyonluğu son anda kaçıran Sivasspor’daki Mentörlük çalışmalarınızdan tanıyoruz, bu çerçevede Milli takımın Fransa 2016 performansını bir Mentör olarak  nasıl buluyorsunuz?

bunyamin-altunelli2

Hem Felsefi teknikler hem de Spor adamı kimliğiyle birlikte bir analiz yapmak gerekirse… Gömleğin bir düğmesini yanlış iliklerseniz, diğer düğmeleri doğru da ilikleseniz, sakil bir görüntü ortaya çıkar ya… Milli takımımızın şu anda içinde bulunduğu olumsuz tabloyu bu örnekle açıklamaya başlayabiliriz… fakat ilginç olan bir şey daha var, buraya kadar anlatılanlara baktığınızda ortada bir başarısızlık var ve bunun müsebbibi Milli takımı oluşturan asli unsurlar gibi algılanıyor fakat burada durum farklı bence… Mevcut olumsuz tabloda bana göre en az suçlu olan, bizatihi milli takımın kendisi, ağırlıklı suç, milli takımın dışında kalan ne kadar DOLAYLI unsur varsa onlar… Başta en büyük Ontolojik problem olan  ( varlığı veya yokluğunun tartışılması gereken) prim sistemi,Reklam ajansları, Sponsorlar, Reklam verenler, Metin yazarları Vb… bu listeyi uzatabiliriz ama şu esna için kafi…

Milli takım bu tabloda Resesif ( edilgen/ pasif) milli takımın dışında kalan unsurlar Dominant  (etken/aktif) görünüyor. Daha çok benzin yada daha çok gazlı içecek ya da daha çok klima veya boya badana malzemesi satabilmek için üstünde MİLLİ ibaresi olan bir değeri, satış/pazarlama alanına bu denli yüksek frekanslı bir yoğunlukla malzeme yapmak, başlı başına etik dışı bir durumken, bir taraftan da adı üstünde Milli Takım ifadesindeki ‘’Takım’’ mantığını en temelden dinamitlemek anlamına gelecek olan ‘’içlerinden bir ya da birkaç kişiyi Reklam Yıldızı yapıp, ‘’Takımın’’ geri kalanının sanki işe yaramayanlar grubu gibi algılanmasına neden olacak şekilde yok sayan reklam kampanyaları, takım olma, kolej havası vb. gibi ifadelerle karşılamaya alıştığımız ve böyle bir turnuvada belki de en çok ihtiyacımız olan  BİRLİK/ BERABERLİK / BÜTÜNLÜK fotoğrafını taammüden dinamitlemişlerdir… Düşünsenize, ağırlığı 20 – 30 yaş arası genç dimağlardan oluşan ve her birinin kendine göre popülerliği olan bu genç topluluğun, bir idmanı esnasında içlerinden biri ya da birileri, ben idmana geç katılacağım zira… X markanın reklam filmi çekimi var veya ben idmandan sonra sizinle  gelemem çünkü x markanın reklam çekimleri var gibi cümlelerin sarf edilmesi ile dinamitlenemeyecek bir Takım Ruhu hiçbir ülkede söz konusu olamaz… Bu durumun Mentörlükteki teknik karşılığı DUALİTE dir… ( İkilik) takım arasında ikilik meydana getirir ve her ne kadar dillendirmeseler de futbolcular bu durumdan olumsuz etkilenirler… Hoş bu tabloya baktığımızda bir çoğu bu durumu dillendiriyorlar da…

Aynı zamanda bu tip kampanyalar, çok büyük bir Psiko Sosyal problem olan ENTROPİ (beklenti ile realizasyon arasında fark olması hali) meydana getiriyor… Onlarca kez izlediğimiz ve mübalağa içeren reklam filmleri ile toplumdaki başarı eşiği ve kaygısı tetikleniyor, ilk menfi sonuçta da milletçe olması gerekenden daha ağır şekilde olumsuz etkileniyoruz…

Bizim takip ettiğimiz Felsefi yol olan Pür Realizm ( Saf Gerçekçilik) zaviyesinden bakıldığında da, tüm bu yukarıdaki analizlere Kingbetting ek olarak, bir etki alanının ( Bir Reklam Filmi)  hedeflenen sonucu doğurabilmesi için önemli şartlardan birisi, Gerçek/ Gerçekçi olmasıdır… düşünün bir kere, koskoca milli takımın Kaptanını market alışverişinde unutarak yola çıkan bir milli takım otobüsü olabilir mi? Kaptan binip hadi gidelim demeden bir milli takım otobüsü yola koyulabilir mi? Kaptan veya herhangi bir futbolcusunu almadan giden, bizim oraların tabiriyle salahana bir otobüs kullanma şekli olabilir mi? Reklam metni anlamsız, izlekler üzerinde bıraktığı etki,  bu ne böyle ya! olan, filmin devamında sadece Fenerbahçeli taraftarlardan oluşan bir minibüs… ve bu yönüyle sanki milli takımı, Galatasaray / Fenerbahçe ikilemi çerçevesine oturtan, diğer camiaları yok sayıp, stad önündeki her renkten bayrakları kullanıp diğer camialara (ki bu diğer dediklerimizden biri olan Beşiktaş, sezonu şampiyon olarak bitirdi) yok sayan ve neresini eleştirseniz elinizde kalan, aslında benim şımarmaya yol açtığını düşündüğüm için tamamına karşı olduğum anlamsız reklam filmleri ile gidilen bir turnuvada başarısız performanslara da şaşırmamak gerekiyor… Bir başka tespit olarak ta şu, ‘’Biz Bitti Demeden Bitmez’ mottosu var… En garip durumlardan ve başarısızlığın en önemli sebeplerinden birisi de bu önerme… Yahu bu eski zamanda kalmış olması gereken ve anlık negatif  bir durumun akabinde söylenmiş bir önermeyi, her takımın şartlarının aynı olduğu ve herkesin hale hazırda 0 puanı olduğu yepyeni bir turnuvanın hemen öncesinde dillere pelesenk etmek te nasıl bir zeka işidir ben çözemedim… Bu cümleyi kurmak, yaymak, dillendirmek manasız bir durum aslında… Felsefi bilgi eksikliği, bazen bu sonuçları doğurabiliyor, farkında olmadan performans sürecinize ihanet edebiliyorsunuz zaman zaman, biz Fransa 2016 da bunu net olarak yaşadık… Daha yeni başlayacak olan bir turnuvadan haftalar önce, tüm medya ile söz birliği yaparmışçasına

 

‘’BİZ BİTTİ DEMEDEN BİTMEZ’’  nidaları atmak ta ne oluyor?

‘’Biz Bitti Demeden Bitmez’’ demek şu demek;      ‘’Biz iyi durumda değiliz, iyi durumda da olmayacağız, üst üste yenilgiler alacağız, yani işler yolunda gitmeyecek ama olsun, biz son noktaya varmadan bir şeyler yapacağız ve bu menfi ahvali iyi bir sonuca taşımaya çalışacağız ‘’demek… Böyle şeyler söylemek anlamına gelen bu önerme ile YENİ BİR TURNUVAYA başlanabilir mi? Herkes eşit, herkes aynı puanda yani herkesin 0 puanı varken ’Biz Bitti Demeden Bitmez’’ psikolojisiyle ve bu şartlanma ile sahaya çıkarsanız işte bugünkü tabloyla karşılaşırsınız ve kehanet gerçeğe dönüşür… esasen şu esnadaki tabloya baktığınızda şimdi söyleyebilirsiniz bu önermeyi ama yeni başlayan bir turnuva öncesinde, Süper egoya dolaylı negatif bir zihinsel kodlama göndererek hem milli takıma hem oyuncularımıza hem de ümitle onlardan iyi haberler bekleyen ve bu iyi haberlere tarihte belkide en çok ihtiyaç duyduğu bir dönemde olan milletimize bu bilgi ve donanım eksikliğinden kaynaklanan olumsuzluğu yaşatmaya hiç kimsenin hakkı yok… Bu cümle, milli takımımız Fransa 2016 ya çok zor şartlar altında katılabilmeyi başardığı esnada ve o ZAMANIN RUHU koşullarında söylenmiş, o şartlar dahilinde doğru ama o dönemde kalması gereken bir önerme idi, ama hepsi o kadar, bu önermeyi kendi zamanının ruhunu oluşturan şartların dışında, aylar sonra başka bir zaman ve başka bir Zamanın Ruhu varken kullanmaya kalkarsanız ve bunu güçlü reklam kampanyaları ile yayarsanız bu doğru bir şey olmaz… işte bütün futbol takımlarımızda Mentörlük ihtiyacı, meselelere Felsefe ile bakma gerekliliği, bu yüzden var… Bunu yapmadığınızda veya bu tip hassasiyetleri ıskaladığınızda sonuç tüm çıplaklığı ve rahatsız edici haliyle ortada…
Güncelleme Tarihi: 24 Haziran 2016, 15:48
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER