Süper Ligde dengeler değişir mi? Var olma savaşı!

Süper Ligde dengeler değişir mi? Var olma savaşı!

Süper Ligde dengeler değişir mi? Var olma savaşı!

Türkiye'nin en saygın spor yorumcuları Ali Ece, Mehmet Demirkol, Cem Dizdar, Deniz Çoban ve Zafer Büyükavcı'nın moderatörlüğünü yaptığı 'Bizim Takım', zirve yarışını yorumladı.

SORU 1 - ZAFER BÜYÜKAVCI: Şampiyonluk yarışında dengeler bu hafta nasıl değişir? Kalan maçlara bakarak, Başakşehir ve Galatasaray’ın yarıştaki avantajını nasıl değerlendirirsiniz?

Mehmet Demirkol: Kupa maçı büyük şans

Galatasaray açısından, Yeni Malatya ile hafta içi kupa maçı oynamak ve yaşanan zorluğu önceden görmek bir avantaj olacak. Maçın analizi ve hücumda yaşanan tıkanıklığa çözüm bulmak için daha iyi bir analiz imkânı olamazdı. Tek büyük problem, Luyindama’nın yokluğunda hızlı akınlara nasıl cevap verileceği. Erol Bulut savunmada gelişim sağlasa da hücum yönünde takımını tam onarabilir görünmüyor. Galatasaray için var olma savaşı bu... Kazanması sadece bir galibiyet olmaz. Yol açılır. Ben, bunu yapabileceklerini düşünüyorum. Başakşehir’de Epurianu’nun yerini Attamah’la doldurmak sorun yarattı. Kudryashov’un oraya montajı durumu düzeltebilir. Zirve yarışında bu hafta çok belirleyici...

Cem Dizdar: Konya sıkıntılı

Ligin en güçlü oyunu Başakşehir’in ve bunu epeydir sürdürüyorlar. Sıkıntı yaşadıkları maçlarda bile rakiplerinin hayli önündeler. Üstelik yaş ortalaması düşünüldüğünde, Milli Takım arası onlara ciddi bir yenilenme, dinlenme fırsatı da verdi. Konya’nın sıkıntıları da malum... Galatasaray ise kadrosuna göre oyun ezberini oturtabilmiş, devamlılığı sağlayabilmiş değil. Kupada izlediğimiz son karşılaşmada pek de sıkıntı çıkaramadıkları rakipleriyle bir kez daha karşılaşacaklar. En büyük fark, kupada takıma ilgi göstermeyen taraftarın tribünde olacak olması. Bu hafta zirve açısından Başakşehir aleyhine bir durum beklemiyorum. Ligin sonuna kadar bazı maçlarda sıkıntı yaşasalar bile avantajlarını koruyacak oyun gücü ve kadro derinliğine sahipler.

Ali Ece: Bu kez kadro yeter mi?

Aykut Kocaman hoca, onu en çok ve en ateşli şekilde savunanların iddia ettiği kadar kusursuz kompakt oyun oynatırsa; Konyaspor, Başakşehir’den minimum 1 puan alabilir. Geçen sezon Aykut Kocaman Fenerbahçe’yi çalıştırırken, gerçekten de en etkileyici taktisyenlik performansını Başakşehir deplasmanında sergilemişti. Lakin Konyaspor’un oyuncu malzemesi olarak o gücü var mı? Son zamanlardaki takım performansı aksini söylüyor.

Deniz Çoban: Derbiye Çakır

Ligin üstü kadar, altını da çok yakından ilgilendiren maçlara sahne olacak bir haftanın arifesindeyiz. Galatasaray bu hafta kazanamazsa yarış zaten biter. O yüzden kazanmak zorunda. Bence asıl kritik olan, bir sonraki hafta... Galatasaray’ın ne yapıp edip Kadıköy’de Fenerbahçe’yi yenmesi gerekiyor. O maçta Galatasaray galip gelemeden şampiyonluğa ulaşma şansı bence yok. Seneler sonra Kadıköy’den galip çıkacak bir Galatasaray da şampiyonluğa çok yaklaşır. Aynı hafta Başakşehir ile Beşiktaş oynayacak... Sadece takımların değil, MHK’nin de en zor haftası olacak. İki zor maça iki formda hakem lazım... Şimdiden tahminimi yapayım: Muhtemelen derbi Cüneyt Çakır’a gider...

SORU 2 - ZAFER BÜYÜKAVCI: ‘Fener ol’ kampanyası dün itibariyle başladı. Sizce bu kampanya, Fenerbahçe’ye Finansal Fair Play konusunda ilaç olabilir mi?

Mehmet Demirkol: Tarih doğru mu?

Kampanyanın istenen seviyede geri dönüşü kolay değil. Ayrıca bunun başarısız olması, sadece para toplayamamak gibi bir sonuç yaratmaz. Psikolojik olarak da sorun yaratabilir. 380 Milyon TL’yi 20’şer TL’den toplamak kolay olmayacak. Muhtemelen büyük para injeksiyonu gerekecek. Büyük kurumlardan büyük girdiler... Tabii bir sayaç açarak sürekli heyecanı yüksek tutarak da bu işe katkı sağlamak mümkün. Ayrıca Rize-Trabzon yolundaki katliam girişimini haklı olarak hatırlattığınız bir günde kampanyayı başlatmanın sonuçları da ne olacak, merak ediyorum. Olumsuz, üzücü bir olayın hatırlatıldığı günün negatif enerjisini pozitif bir olayın başlangıcı yapmak, bakalım nasıl sonuç verecek? Riskli bir hamle ve sonuçlarının ne olacağını merak ediyorum.

Cem Dizdar: Kalıcı çözüm değil

Bu tür kampanyalar, finansal sorunlara kalıcı çözüm oluşturmaz. Belki kredi olanakları ya da sponsorluk ilişkileri bağlamında yönetimin elini güçlendirir. Beri yandan kolektif bilincin geliştirilmesi açısından bu tür adımlar kısa vadeli finansal çözümlerden daha büyük öneme sahiptir. Katılım yüksek tutulabilirse, gelecek günlerde denetçiler karşısında yönetime pozitif bir katkı sağlayacağını da gözden kaçırmamak gerek...

Ali Ece: Başarılı bir tedavi

Ben ‘ilaç’ olmasa da, sonu başarılı bir tedaviye varacak sürecin başlangıcı olarak görüyorum. Daha önce Fenerbahçe’de yapılan bu tip kampanyalar, maalesef kırık kola yara bandı yapıştırmak gibiydi. Ali Koç, Fenerbahçeliliği ile bilinen zengin insanların ön desteğini alarak yola çıkıyor. Çok zengin olmayan Fenerbahçe taraftarlarının desteği de katalizör olacak. Daha zengin olanlardan kampanyaya soğuk bakanlar bile bir yerden sonra elini cebine atmak zorunda hissedecek. Ali Koç’a taraftarın desteği malum: Zaten başka Başkan olsa, bu alınan sonuçlardan sonra görevine devam edemezdi! Koç, taraftar tarafından çok farklı seviyede seviliyor.

Deniz Çoban: Kurtuluş olmaz

Geçmişte Galatasaray’ın bileklik satması, Beşiktaş’ın ‘Feda’ sezonu ne ise ‘Fener ol’ kampanyası da benzeri bir uygulama. Ne kadar para toplanırsa toplansın, toplanan para bir kara deliğe gidecek. Kurtarabilirse, günü kurtaracak; ikinci güne faydası olmayacak... Döviz kuru hafif oynasa, borcun arşa çıktığı ortada. Bu kampanya asla bir kurtuluş reçetesi, ilaç olmayacak. Pansuman olabilir mi, onda bile emin olamıyorum. Bence yanlış yol izleniyor. Taraftarın Ali Koç’a müthiş bir kredisi var. Taraftardan para toplamak yerine; taraftara 2-3 yıl boyunca başarı ve transfer beklentisine girmeyerek takıma en büyük maddi katkıyı sağlayacakları anlatılmalı. Bu maddi açıdan elde edilecek en büyük kazanım olur.

SORU 3 - ZAFER BÜYÜKAVCI: Fatih Terim; “Galatasaray, problemleri kendi içinde konuşuyorsa, başkası neden bilsin? O zaman kimse evine ‘televizyonda beni gör’ diye randevu da vermez” dedi. Terim, Galatasaray Teknik Direktörü, bu doğru. Fakat bu açıklama, Galatasaray Divan Kurulu Üyesi Fatih Terim tarafından yapıldı. Ne düşünüyorsunuz?

Mehmet Demirkol: İki temel sonuç

Terim’in söylediklerinden 2 temel sonuç çıkıyor. Eşe dosta şov yapmak için orada çıkıp konuşmanın faydası yok. Niye TV’de yayınlanıyor. ‘Biz içimizde halledelim’ diyor. Bunun taraftarın istediğiyle çok uyuştuğunu söylemek mümkün değil. Öte yandan haklı olduğu taraf da var tabii. İkincisi ise içinde bulunulan durum, siz ne kadar konuşsanız da sürdürülebilir değil. Asıl üzerinde durulması gereken bu. Kim ne kadar iktidar eleştirisi yapsa da yerine gelecek olanın bu şartlarda yapabileceği ektra bir şey yok. ‘Küçülerek büyümek’ bir seçenek değil derken küçülmenin ne demek olduğuna bakmak daha doğru. Bizim kulüplerimizin harcadığı para değerini bulmuyor. Parayı artırınca kalite artmıyor. Karşıda ise makası gittikçe açan, harcadığı parayı artırdıkça kaliteyi artıran City örneği var. Düzeltilmesi gereken bu. Yani ekonomi. Kalite makası, ekonomik makasın da ötesinde.

Cem Dizdar: O başkaları kim?

Terim’in sözünü ettiği ‘başkaları’ kimdir, bilemiyorum! Ülkede 20-30 milyon arası Galatasaraylı varsayıldığına göre, o Galatasaraylılar da ‘başkaları’ olarak mı görülüyor acaba? Açıklıktan, şeffaflıktan, tartışmadan kaça kaça futbol ekonomisi bu hale geldi. Hem ‘elitizm’den şikayet ediyor gibi yapıp hem de dar kadroların karar alma mekanizmalarını önermek çelişki değil midir? Beri yandan bu çağda yayın kapatarak içeridekilerin dışarıya taşınması sahiden engellenebilir mi? Doğrusu sorunu tartışabilmenin demokratik protokollerini yazmak ve onlara uymaktır...

Ali Ece: Galatasaraylı Toplum

Televizyon vurgusu önemli burada: Fatih Terim, ‘Galatasaraylı bireyler’ değil ‘Galatasaraylı Toplumu’ öne çıkarmak istiyor. Fatih hocanın kafasındaki ‘Galatasaray Toplumu’, şampiyonluk yarışı verirken, bu bireyler arası çekişmelerin bu kadar gölge etmesine haklı olarak isyan ediyor. Bu arada ben tezimin arkasındayım: Fatih Terim, teknik direktörlükten emekli olduğu gün Galatasaray Başkanı olmak için hazır olmalı! 2000’den beri her başarı sonrası yaşanan iç çatışmayı kökünden çözecek kurumsal yeniden organizasyon için bunu yapmalı.

Deniz Çoban: Bence de yayın gereksiz

Türkiye’de futbol dışında her şey konuşuyoruz. Sahada futbol olmadığı için mi, bu kadar futbol dışı konuları gündeme getiriyoruz? Ben futbolseverim... Sahada futbol izlemek, zevk almak istiyorum. Takımların yönetim kademelerinde yaşananlar benim meselem olmasın istiyorum. Çok da hâkim olmadığım bir konu, hakim olmak da istemiyorum zaten. Temel prensipte, Fatih hoca ile aynı fikirdeyim. Takımda yönetimsel bir sorun varsa, bangır bangır TV’de bunu her kesime duyurmanın bence de Galatasaray’a kazandıracağı bir şey yok.

Güncelleme Tarihi: 05 Nisan 2019, 06:16
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER