Türkiye'nin ilk 'obez market'i açıldı

Türkiye'nin ilk 'obez market'i açıldı

Türkiye'nin ilk 'obez market'i açıldı

Türk Böbrek Vakfı, dünya genelinde her yıl Mart ayının ikinci haftası çeşitli etkinliklerle ele alınan ‘Dünya Böbrek Günü' için çarpıcı bir çalışmaya imza attı. ‘Çocuklarda Obezite' temasının ele alındığı proje kapsamında; sanal olarak işleyecek Obez Market ile alışveriş sepetine eklenen abur-cuburlar, fiyatlarıyla değil kalori miktarı ve şeker/tuz oranlarıyla hesaplanıyor. Dikkat çekici söylemlerle yer alan ürünler; Lıkır, Şekerim, Chikolat, Çıtırtı gibi isimlerle adlandırılarak ironi yapıldı.

Bu markette nasıl para harcayacağınız değil, sağlığınızı nasıl harcadığını anlatılıyor
Her şeyin aslına uygun olarak ciddi bir hazırlık aşaması sonrasında hayata geçirildiği Obez Market projesinde amaç; Türk Böbrek Vakfı olarak, Dünya Böbrek Günü'nde her geçen gün artan çocuk obezitesine dikkat çekmek ve tüketim alışkanları konusunda farkındalık oluşturmak oldu.
Obez Market ile çocuklarda obezite konusuna alışveriş alışkanlıkları ve beslenme üzerinden dikkat çekilmesi hedefleniyor. 

Obezite birçok sağlık soruna neden olurken, böbrek hastalıklarının da önemli nedenlerinden biri. Türkiye'deki obez hastaların yüzde 60'ını 0-18 yaş aralığındaki çocuklar oluşturuyor. Yetersiz ve dengesiz beslenme ile olumsuz yaşam alışkanlıkları nedeniyle her geçen yıl bu sayı artıyor. Ulusal bir halk sağlığı sorunu olan obezitenin önlenmesi için ilgili bakanlıklar da çeşitli önlemler almaya başladı.

"Bağışıklık sistemini bozan en büyük etken şekerdir"
Obez Market açılışına ev sahipliği yapan Türk Böbrek Vakfı Başkanı Timur Erk, "Bugün yaşadığımız en önemli sorun, çocuklarımızın kilolu ve obez olmalarıdır. Özellikle büyük şehirlerde yaşayan çocuklarımız abur cuburlara karşı savunmasız kalıyor. Çoğu belki baklanın, enginarın, pırasanın, kerevizin tadını bilmiyor ve işlem görmüş hazır gıdalar, besin değeri az ancak kalorisi yüksek yiyeceklerle öğün geçiriyorlar. Biz, maalesef kendi ellerimizle çocuklarımızın damak tadını bozduk. Oysa geleneksel mutfak kültürümüz ve sofralarımızdan alışkın olduğumuz yemek tariflerimiz, bugün tüm dünyada kabul gören en sağlıklı beslenme biçimi olan Akdeniz beslenme tarzıyla birebir örtüşüyor. Yaptığımız saha eğitimlerinde çocukların yarısının okula kahvaltı yapmadan geldiğini üzülerek gözlemliyoruz. Biz burada, Obez Market'te sadece çocuklara değil, büyüklere de aslında yediklerinin ve içtiklerinin içinde bulunan kalorileri, tuz ve şeker miktarlarını belki de biraz acımasız bir yöntemle gösteriyoruz. Minicik bir çocuğa 'aman sussun' diye verdiğiniz paketli bir gıda, çocuğunuzu sadece sakinleştirmekle kalmıyor, şişmanlatıyor ve bağışıklığını zayıflatıyor. Bağışıklık sistemini bozan en büyük etken şekerdir" dedi.

"Burada amaç yasak koymak değil"
Sözlerine çözüm önerileriyle devam eden TBV Başkanı Erk "Madem sorunu ortaya koyduk, çözümden de bahsedelim. Biz hiçbir zaman yiyecekler yasak koyulması taraftarı değiliz. Yasak, ilgiyi ve isteği arttıracaktır. Halbuki çikolata mı istedi, kakao oranı yüksek bir çikolatadan küçük bir parça, sürekli olmayacak şekilde tüketilebilir. Yumuşak şekerler yerine doğal yöntemler ile kurutulmuş bir avuç kuru meyve tüketimi doğru tercih olacaktır. Şeker içeriği yüksek olan paketlenmiş aromalı sütler yerine evde şekersiz ve mevsim meyvelerinden hazırlanan aromalı sütler tercih edilmelidir. Evde, ince dilimlenmiş, tuz yerine baharatlar ile tatlandırılmış ve çok az bir yağ ile fırında pişirilmiş patatesle de bu cipslerden hazırlayarak farklı ve lezzetli tatlar elde edebilirsiniz. Fındık veya yer fıstığı kremalarını evinizde kolaylıkla hazırlayabilirsiniz. Kuru çiğ fındığı ya da yer fıstığını kokusu çıkana kadar kavurduktan sonra krema kıvamına gelene kadar mutfak robotundan geçirerek şekersiz ve doğal krema elde edebilirsiniz. Görüldüğü gibi sağlıklı beslenme alışkanlığını edinmek çok zor değil, yeter ki biraz gayret gösterelim, biraz bilinçlenelim."  

Güncelleme Tarihi: 15 Mart 2019, 01:11
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER