TTB'nin, Türkiye'de ilk COVID-19 vakasının resmi olarak açıklanmasından bu yana geçen 9 aylık süreci kapsayan raporu için filyasyon çalışmalarını değerlendiren Doç. Dr. Aslı Davas, sağlık çalışanı sayısının yetersizliği, uzun çalışma süreleri, saha çalışmalarına katılıp evlere ilaç tedarik eden ekipler için bir destek mekanizması kurulmaması, gecikmeler sonucunda şiddet olaylarının artması, izolasyon için gereken tedbirlerin alınmaması gibi sorunları dile getirdi. Davas, aşı konusunda adımlar atılsa dahi filyasyon sisteminde yeni bir planlamanın şart olduğunun altını çizdi.
“EN YAKICI SORUN HALİNE GELDİ”
Filyasyonun yakıcı bir sorun haline geldiğini, Türkiye'deki filyasyon anlayışı ile dünyadaki anlayışın farklı olduğunu söyleyen Doç. Dr. Aslı Davas, “İlçe Sağlık Müdürlüklerinde çok dar kadro ile çalışan sağlık ekibi, birinci basamaktaki tüm salgın hizmetlerini üzerine aldı. Böyle olunca da bu ekiplerin yetmesi mümkün olmadı. Şu an geldiğimiz noktada temaslılar takip edilemiyor. Bu nedenle temaslı tanımı, evde izolasyon, karantina tanımları daraltılıyor” diyerek sahada ki ekiplerin ciddi sıkıntılar yaşadığını söyledi.
“DAHA FAZLA ÖLÜMLE KARŞILAŞILACAK”
Davas, ülkemizde filyasyon işinin iyi yapılabilmesi için temaslı tarifinin tekrar düzenlenmesi, test stratejilerinin geliştirilmesi, hastane veya evde değil, birinci basamakta test yapılacak istasyonların mutlaka oluşturulması gerektiğini söyledi.
Davas, şöyle konuştu:
“İş doğru dürüst yapılmak isteniyorsa birinci basamak sağlık hizmetlerinin nüfus tabanlı olması şart. Hastaların yürüme mesafesinde gidip testini de olabileceği, diğer temaslılarla engellenmiş güvenli bir tedavi olanağının sağlandığı bir organizasyon olması gerekiyor. Önümüzde en az iki yıl, bu pandemiyle ilgili olarak filyasyon ekiplerine gereksinimimiz olacak. Bir planlama olması şart. Eğer bunlar yapılmaz, hasta ve temaslılar erken saptanmazsa işte o zaman hastaneler, yoğun bakımlar dolacak. Daha fazla ölümlerle karşılaşmış olacağız.”
“GÜNDE 16 SAAT ÇALIŞIYORLAR”
Filyasyon ekiplerinde yer alan sağlık müdürlüğü çalışanlarının günde 16 saate varan çalışma sürelerine dikkat çeken Davas, “Sağlık çalışanı sayısı yetmediği için dışarıdan ciddi destekler alınıyor. Hekim ve hemşirelerin dışında diş hekimleri, tıbbi sekreter, acil tıbbi teknisyeni arkadaşlarımız evleri ziyaret ederek bu riskleri belirlemek ve ilaçları vermek için görev alıyorlar. Günde 12 saat sahada, sağlık müdürlüğünde yaptıkları işleri de evlerinden yürüterek neredeyse 16 saat aralıksız çalışıyorlar” şeklinde konuştu.
“HEKİMLER İNANMADIKLARI TEDAVİYE ZORLANIYOR”
İlaçlarla ilgili çok ciddi sıkıntı yaşandığını söyleyen Davas, Aile Sağlığı hekimleri ile filyasyondaki hekimlerin inanmadığı bir tedavi yöntemi için ciddi bir baskı oluşturulduğunu söyledi. Geceleri çalışan ekiplerin güvenlikleriyle ilgili hiçbir önlemin olmadığını hatırlatan Davas, “Gittikleri yerdeki hastalar gecikme nedeniyle veya doktor ile sağlıkçılarla karşılaşmadıkları için çok ciddi sıkıntılarla karşılaşıyorlar. İzolasyon ve karantina için önlem alınması istenen insanlarda maske bile yok. Riskli ve yüksek riskli temaslıların barınma ve beslenme gibi sosyal ihtiyaçları karşılanmadığı için işe gitmek istiyorlar. Bu yüzden temaslı veya yüksek temalı yazılmak istenmiyorlar. Bu durum ekiplere hem iş yükü, hem de şiddet riski yaratıyor” dedi.
İlginizi Çekebilir
Corona virüsü hastalarından filyasyon ekibine ilginç davetler
