ELİSA testi ile ayrıca corona virüsü hem de antikorun düzeyi saptama ediliyor

Çin’in Vuhan kentinde 2019’un Aralık ayında ortaya çıkan ve kısa sürede tüm dünyayı etkisi altına alan yeni alıcı corona virüsü (Covid-19) ile mücadele sürerken, çoğu ülke de tanı kiti geliştirilmesi için incelemeler yaptı.Türkiye’de de şu anda en yaygın olarak boğa.

ELİSA testi ile ayrıca corona virüsü hem de antikorun düzeyi saptama ediliyor

Çin’in Vuhan kentinde 2019’un Aralık ayında ortaya çıkan ve kısa sürede tüm dünyayı etkisi altına alan yeni alıcı corona virüsü (Covid-19) ile mücadele sürerken, çoğu ülke de tanı kiti geliştirilmesi için incelemeler yaptı.

Türkiye’de de şu anda en yaygın olarak boğazdan alınan sürüntü örneği ile yapılan PCR testiyle vakalar inceleniyor. Bu süreçte bütün dünyada olduğu gibi Türkiye’de de test süresinin kısaltılması ve testin yaygınlaştırılabilmesi için teşhis kitleri geliştiriliyor.

Malatya’da ise İnönü Üniversitesi Tıp Fakültesi Fizyoloji Esas Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Sedat Yıldız ve ekibi göre ELİSA adı bahşedilen deneme geliştirildi. Test ile ayrıca netice süresi 75 dakikaya düşüyor ayrıca de bütün hastanelerde uygulanabiliyor. Deneme ayrıca virüsün ve antikorun yüzde düzeyi hakkında da veri veriyor.

Prof. Dr. Sedat Yıldız, Dr. Öğretim üyesi Cihat Uçar ve Araştırma Görevlisi Faruk Dişli ile birlikte yaklaşık 60 jurnal bir laboratuvar çalışması sonucu geliştirdikleri yerli teşhis kitleri ile birlikte çok kısa sürede virüs proteinlerini ve virüse karşısında gelişen antikorları belirleyen testler tamamlandı.

‘TEST KİTLERİ, VİRÜS VE ANTİKORUN VAR YA DA YOK CEVABI VERİYOR’

Prof. Dr. Sedat Yıldız, bundan 2 ay önce tüm dünyayı kasıp kavuran bir koronavirüsün olduğunu kaydederek şunları söyledi:

“Şükür ama biraz etkisi azaldı. Biz o süreçte ELİSA deneme ile ilgili bilgi birikimimizi corona virüsü için kullanabilir miyiz diye arayışa girdik. Bu anlamda rektörümüzden destek istedik. Rektörümüz de sağ olsun bize asistan oldu. sonra bizim bu testlere başlayabilmemiz için virüs gerekiyordu bize, in faal virüs gerekiyordu. İnaktif virüsün de üniversitemizde, Prof. Dr. Arif Otlu da olduğunu öğrendik. Sağ olsun onunda yardımı ve özverisiyle bu testlere başladık.

30 jurnal süreç içerisinde biz deneme kitlerimizin prototiplerini geliştirdik. Sonradan bunların geçerliliği ile ilgili bir kısım incelemeler yaptık ve oralardan da olumlu sonuçlar aldık. Şu Anda bu deneme kitlerinin seri üretime geçebilmesi için bize çokça inaktif virüs gerekiyor, virüs parçacıkları gerekiyor. Bu virüs parçacıklarını elde edebilirsek biz süratli üretime geçebileceğiz. Hızlı üretime geçer de biz aslında iki tane deneme kitimizi kullanmış olacağız.

Bunlardan birisi antijen deneme kiti diğeri de antikor deneme kiti. Antijen deneme kiti aramak, virüsü saptayan test kitleri çağrıda bulunmak. Dolayısıyla bizim geliştirdiğimiz deneme kitlerimizden bir tanesi virüsün parçacıklarını, virüsün de kendisinden ziyade parçacıklarını tanıyabilen test kitleri. Dolayısıyla bir kişide virüsün canlı olmasına da lüzum yok parçacıkları deha varsa biz bunu tespit edebiliyoruz. Yani kişiden boğaz sürüntüsü alındığında bu boğaz sürüntüsü bin kat veya 5 bin kat sulandırılsa deha bizim adamakıllı geliştirildiğimiz deneme kitleriyle belirleyebiliyoruz. Bu bize büyük bir avantaj sağlıyor.

Hastalığın başlangıç aşamalarında toplumun boğaz sürüntülerini tarayarak virüs varlığı hususunda manâlı fikirler elde edebileceğiz. Yani deneme kitlerine ilave bir test kiti geliştirmiş oluyoruz. PCA deneme kitlerinden bizim kitimizi ayıran özellik şu; PCA kitleri biraz daha makinelere fazla ast. Yani bir cihaz emin bir vakit diliminde belirlenmiş bir sayıda numuneyi okuyabiliyor. Ama bizim geliştirdiğimiz test kitleri bütün çözümleme laboratuvarlarında çalışabilecek yapıda test kitleri ve fazla sayıda kişiyi kısa sürede çözümleme etme imkanı sağlıyor.

Bir öteki deneme kitimiz de antikor test kitleri. Yeniden buda ELİSA temelli olarak deneme kiti, antikor kitleri. Bu antikor deneme kitlerinin özelliği PCA cihazları göre bu analizler yapılamıyor. Ülkemizde çubuk deneme kitleri dediğimiz, veya yatelarflor deneme kitleri dediğimiz kitler kullanılıyor. Birkaç damla kan numunesinden bu analizleri yapıyorlar. Ama bu deneme kitleri de var veya yok. Yani kişinin kanında antikor var mı, değil mu? Bu soruya cevap veriyor.

Bizim geliştirdiğimiz deneme kitleri ise antikorun ne değin var olduğunu, varsa ne kadar var? Bu soruya da cevap veriyor. Dolayısıyla da bu hastalar, virüsü alan kişiler bazen kendileri ayrım etmeden hastalığı atlatmış olabiliyorlar. sonradan bu kişilerin kanında biz antikor saptama edebilirsek ve düzeyini belirleyebilirsek kişinin hali hazırda bu virüse maruz kalıp kalmadığı ve antikor gelişip gelişmediği yani hastalığı atlatıp atlatmadığı hususunda bir hafıza edinebileceğiz.”

‘FAZLA SAYIDA PLAZMANIN SAKLANMASI BÜYÜK BİR SORUN OLUŞTURUYOR’

Plazma tedavisinde de hastalığı atlatmış kişilerden alınan plazma da hastalığı olan kişilere nakledilebildiğini açıklayan Yıldız, “Bunların kanındaki antikor düzeyini bilirsek de nakledilecek hastaya ne dek nakledilecek bu hususta da kayda değer bir fikre sahip olacağız. Ülkemizde de bir takım kurumlar bu konuda çalışma yapıyorlar. Elimizde birçok hastalığı atlatan kişi plazmasını bağışladı. Şu Anda bunların saklanması ile ilgili bazı sorunlar var. Fazla sayıda plazmanın saklanması büyük bir sorun oluşturuyor. Plazmalardaki antikorların saflaştırılıp saklanması önemli bir taktik olarak görünüyoruz” diye konuştu. DHA

YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER