Hemoroid mi yoksa bağırsak kanseri mi?

Kolon (kalın bağırsak) kanseri ile hemoroid birbirinden tamamen ayrı hastalıklardır.

Hemoroid mi yoksa bağırsak kanseri mi?

Kolon (kalın bağırsak) kanseri ile hemoroid birbirinden tamamen ayrı hastalıklardır. Kalın bağırsak kanseri kadınlarda ve erkeklerde en sık görülen kanserler arasında 3'üncü sırada yer alır. Kalın bağırsak kanseri ciddi bir hastalıktır ve erken tanı hastalığın tüm seyrini değiştirir. Bu nedenle günümüzde 45 yaşından sonra düzenli aralıklarla kolonoskopi yapılması önerilir. Hemoroidin de (basur) toplumumuzda yaygın görüldüğünü belirten Genel Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. İlknur Erenler Bayraktar, hastalığın kalın bağırsak kanseri ile ortak olan belirtilerine şöyle dikkat çekti…

AĞRILARA NEDEN OLUR

Hemoroidler makat içi ve dış kısnda yer alan, damar yumakları ve bağ dokusundan oluşan yastıkçıklardır. Kronik kabızlık gibi ıkınmaya neden olan durumlar, hemoroidal hastalığa neden olur. 50 yaşın üzerindeki bireylerin yarısının hemoroidal hastalık ile ilgili şikayetleri vardır. Erken evrede kanama dışında bulgu vermez. İlerleyen evrelerde giderek sarkar ve ağrıya neden olabilirler. Hemoroidal hastalıkta ve kalın bağırsak kanserinde makattan kanama ve dışkıdan kan görülür. Her ikisinde de bağırsağını tam boşaltamama hissi olur. Kalın bağırsak kanserinin erken dönemde belirgin bulgusu yoktur. Bu nedenle tarama yapılması önemlidir. Hastalık ilerledikten sonra belirti verir. Bağırsak alışkanlıklarının değişmesi, karın ağrısı ve şişkinlik, bulantı, kusma, açıklanamayan kilo kaybı, dışkının incelerek kalem şeklini alması ve makat ağrısı görülebilir.

RİSK FAKTÖRLERİ NELERDİR?

Kalın bağırsak duvarından lümene doğru olan küçük çıkıntılara polip denir. 50 yaşından sonra kolonoskopik taramalarda erişkinlerin yaklaşık yarısında görülür ve bunların çoğu da zararsızdır. Ancak kalın bağırsak kanserlerinin yüzde 90'dan fazlası poliplerden gelişir. Adenomatöz poliplerin varlığı, geçirilmiş kanser öyküsü, genetik anomaliler, ailede kanser olması, uzun yıllardır devam iltihabi bağırsak hastalığı, durağan ve hareketsiz yaşam, kırmızı etin çok tüketilmesi ve liften fakir beslenme başlıca risk faktörleridir.

Hemoroidde ise kabızlık veya ishal, ıkınma, tuvalette uzun süre oturma, hamilelik, yaşlanma, şişmanlık, oturarak çalışma ve ailesel yatkınlık, liften fakir beslenme hastalığın görülmesi riskini arttırır. Bunlar dışında bazı patolojik durumlarda da görülebilir. Kolorektal kanser, portal hipertansiyon, omurga yaralanmaları, rektum cerrahisi sonrasında da görülebilir. Çalışmalar, hastalarda şikayetlerin başlaması ile tanı konulması arasında ortalama on dört hafta olduğunu göstermektedir.

KOLONOSKOPİ GEREKEBİLİR

Rektum kanserlerinde eş zamanda hemoroidal hastalık da görülebilir. Bu nedenle rektal kanama nedeni ile gelen hastada hemoroidal hastalık da var ise rektum kanseri gözden kaçabilir. Çoğu zaman hemoroidal hastalık tanısı hastanın muayenesi sırasında konulur. Eğer muayene sırasında ele gelen anormal kitle var ise ileri tetkikler yapılır. Bu nedenle rektal kanaması olan hasta iyi değerlendirilmeli. Mutlaka rektal muayene yapılmalı ve rektoskopi veya sigmoidoskopi ve gerekli ise kolonoskopi ile değerlendirilmelidir. Anal bölge hastalıklarında rektal muayene çok önemlidir. Hepsinin en sık ortak özelliği makattan kanama olduğu için muayene edilmeden tedaviye geçilmemelidir. Çünkü kanser gibi hastalıklar gözden kaçabilir.

YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER