Prof. Dr. Usluer’den Sağlık Bakanlığı’na ‘test sayısını artırın’ çağrısı

ESOGÜ Enfeksiyon Hastalıkları ve Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Başkanı Prof.

Prof. Dr. Usluer’den Sağlık Bakanlığı’na ‘test sayısını artırın’ çağrısı

ESOGÜ Enfeksiyon Hastalıkları ve Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Gaye Usluer, test sayısının az olmasına ve aşılama hızının yavaş olmasına tepki göstererek Sağlık Bakanlığı’nın test sayısını artırması çağrısında bulundu.

LEBALEP KONGRELER KARADENİZ’İ KIRMIZIYA BOYADI

Test sayısının hep az tutulduğunu ifade eden Prof. Dr. Usluer, test sayısının az tutulmasına rağmen vaka sayısının arttığı bir süreçte olayın gelişmeye başladığını söyledi. Usluer, “Haftalar içerisinde günlük test pozitiflik oranı yüzde 8'li rakamlardan yüzde 10'lu rakamların üstüne ulaştı. Gerçekten ciddi bir durum. Üstelik Şubat ayı başında Türkiye'de mutasyonlu  virüs yani varyant sayısı 156 civarında açıklanmışken Türkiye'de mutant sayısının 41 binli rakamlarda açıklanması aslında durumun rehavetini göstermesi ve süreçte izlenen yolun yanlışlığını göstermesi açısından önemli. Onlar durumu kavramakta sanırım zorlanıyorlar ama bilim insanları, bizler, sahada olan ve hastalarla uğraşanlar olarak uyarıları yapmıştık. AKP kongrelerinin lebalep olması ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın bu işten çok memnun olması sonuçta Doğu Karadeniz ve orta Karadeniz'i kırmızıya boyamıştı. Üstelik şuanda mevcut artış, vaka sayısında artış, test pozitiflik durumunda artış henüz kısıtlamaların kaldırılmasıyla alakalı değil diye düşünüyorum” dedi.

İlginizi ÇekebilirAKP'den 'Büyük Lebaleb Kongresi'AKP'den 'Büyük Lebaleb Kongresi'

NE KADAR ÇOK TEST YAPARSAK O KADAR ÇOK VARYANTIN OLDUĞUNU TESPİT EDEBİLİRİZ

Bir aşı stratejisi değişikliği, yeterli aşıya ulaşma, aşı çeşitlendirilmesinin sağlanmasının acilen yapılması gerektiğini vurgulayan Usluer, “Günlük test pozitiflik sayısının yüzde 10 oranında olması esasında mutlak bir kısıtlama ve mutlak bir kapanma çağrısını 1 yıldır defalarca yapmamıza karşın şimdi yeniden bir kez daha yapmak zorunda olduğumuzu söylemek isterim. Ne kadar çok test yaparsak o kadar çok varyantın olduğunu tespit edebileceğiz. Çünkü aşılama hızının günde 100 binli rakamlarda olduğu bu süreçte ve bu hızla gittiğimizde Türkiye'de istenilen aşılanma oranına ancak 2 yılda ulaşabileceğimizi düşünecek olursak, biz varyantların çoğalması ve yaygınlaşması için gerekli ortamı da kendi ellerimizle ya da siyaset kurumu kendi elleriyle oluşturuyor. 60 günde ülkenin yüzde 5.8'i aşılanabildiğine göre yüzde 60'a ulaşabilmek için 620 günümüz kaldı diyebiliriz” şeklinde konuştu.

TEST SAYISI ARTIRILMADI

Yavaş yavaş Türkiye'de hakim olan virüsün varyant virüs haline geçmeye başladığını rahatlıkla görebildiklerini ifade eden Prof. Dr. Usluer şöyle konuştu:

“Zaten bu yüzden diyoruz ki daha çok test. Çünkü vaka sayısının arttığı süreçlerde siz test sayısını arttırmazsanız gerçekte olduğundan daha az pozitiflik saplarsınız, tabii ki ilintili olarak o pozitifli vakalar üzerinden test yapılacağı için sizin varyant sayınız da düşük rakamda olacaktır. Başından itibaren 1 yıl geçti. Dünya Sağlık Örgütü'nün ilk sloganı ‘Daha çok test yap, daha çok hasta tespit et ve tespit ettiğin kişileri izole et' şeklindeydi. Bakın halen aynı noktada çabalıyoruz. Test sayısı daha çok yapılsın diye. Ancak bir adım ileriye gidemedik halen test sayısı artırılmadı, halen tam kapanma yapılsın diye çabalıyoruz. Sağlık bakanı veya Cumhurbaşkanının açıklamalarından biz halen ‘İnşallah, Maşallah' sürecinde kalmış ve o arada sıkışmış duruyoruz. Ben bu kapanmayı nasıl sağlayacakları veya kapanmayı sağlayıp, sağlamayacakları konusunda gerçekten endişeliyim. Çünkü ciddi bir kapanmanın, yani tam 14 gün ideal olarak 28 günlük bir kapanmanın olabilmesi için devletin, vatandaşına evdeki vatandaşına ciddi bir sosyal destek paketi açıklaması lazım. Yine bu kontrolsüz normalleşmenin ana nedeni, esasında zor durumda esnaf, zor durumda hizmet sektöründe çalışanlardı. Onları bir miktar rahatlatmak adına. Ama kendisi de onlara gereken sosyal desteği sunmamak adına bile bile bu kontrolsüz, kontrollü demiyorum kontrolsüz yeni normali sabit ettiler. Kontrolsüz diyorum, çünkü illeri boyadılar. Çok yüksek riskli, yüksek riskli, orta riskli ve düşük riskli diye. Ama siz illeri böyle boyadıktan sonra farklı renklerdeki bu iller arasında geçişleri, insan geçişlerini engelleyemiyorsanız, bugün mavi renkte olan il, daha sonra sarıya sonrasında kırmızıya döneceğini rahatlıkla görebiliriz. Bir hafta içerisinde yüksek riskli illerin çok riskli illere geçtiğini gördük.”

HENÜZ NORMALLEŞME ZAMANI DEĞİL

İşin tamamını, yükün tamamını vatandaşın sorumluluğuna bırakmanın doğru olmadığını, siyaset kurumunun kendi üzerine düşeni yapmadığını ve yapmamakta direndiğini ifade eden Usluer, “Açıklanan yeni normal aslında olmaması gereken bir açıklama. Varyant virüsün çoğalıyor olması, virüsün bulaştırıcılık hızının yükselmiş olması, süreç içerisinde yeniden hastanelerin dolmasına, yoğun bakım yataklarının dolmasına ve ölüm sayılarının artmasına neden olacak. Normali biraz daha bizler vatandaşlar olarak sorumlu davranalım. Normali biraz daha erteleyelim. Maskeden asla vazgeçmeyelim. Mesafe kuralından asla vazgeçmeyelim ve hijyene dikkat edelim. Tabii ki birlikte olduğumuz süreçleri en fazla 15 dakika ile sınırlamak, bu süreçleri mümkünse açık alanda gerçekleştirmek, açık alanda olamıyorsak; bulunduğumuz alanı mutlaka dışarıya açılabilir bir pencerenin olması ve sık sık pencerenin açılarak oda havasının değişiminin sağlanması önem taşıyor. Lütfen acele etmeyelim, henüz normalleşme zamanı değil” şeklinde konuştu.

İlginizi ÇekebilirSon dakika... 23 Mart corona virüsü verileri açıklandı! Bakan Koca'dan kritik uyarılarSon dakika... 23 Mart corona virüsü verileri açıklandı! Bakan Koca'dan kritik uyarılar
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER