Prof. Dr. Usluer: Salgından kurtulmanın tek yolu aşılanma

Eskişehir Osmangazi Üniversitesi (ESOGÜ) Enfeksiyon Hastalıkları ve Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Başkanı Prof.

Prof. Dr. Usluer: Salgından kurtulmanın tek yolu aşılanma

Eskişehir Osmangazi Üniversitesi (ESOGÜ) Enfeksiyon Hastalıkları ve Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Gaye Usluer, corona virüsü aşısını değerlendirdi. Prof. Dr. Usluer, aşı reddini körükleyen, aşıların vurulmaması için uğraşan kesime itibar edilmemesi gerektiğini söyledi.

KISITLAMA ÖNLEMLERİ CİDDİYETTEN UZAK

Prof. Dr. Usluer şuana kadar corona virüsü ile ilgili öngörülerinin çıktığını belirterek şunları söyledi:

“Keşke öngörülerimiz çıkmasaydı ve keşke bugün Türkiye’de önümüze gelen tablo ile karşılaşmasaydık. Artık aşılama ve aşılama stratejilerini konuşmamız gerekiyor. Çünkü şu anda salgın tüm dünyada ikinci dalgayı yaşatıyor, pik yapmış durumda. Bütün ülkelerdeki öngörüler kötü. Ancak birçok ülke Eylül, Ekim ayı itibarı ile önünü görerek yani Kasım ve Aralık'ta durumun rehavetini fark ederek çok ciddi önlemler aldığı halde Türkiye'nin bugün içinde bulunduğu durumun nedeni, Sağlık Bakanlığı’nın, siyaset kurumunun salgını doğru yönetememesidir. Ne yazık ki 11 Mart'ta ilk vaka ile başlayan süreç ve ondan sonraki sürecin tamamının yönetimi, 1 Haziran'da başlayan erken ve normal olmayan normalleşme süreci yaz aylarından itibaren bizi bu duruma getirdi. Şu an Türkiye diğer ülkeler tarafından Aralık ayı sonunda ne olacağı öngörülemeyen ülkeler arasında. Neden? Bir hafta önce aldığımız kısıtlama önlemleri ya da salgını azaltma önlemleri aslında ciddiyetten uzak önlemler.”

CİDDİ ÖNLEMLER ALINMALI

Salgının hızını kesmek için ciddi önlemler alınması gerektiğini ifade eden Prof. Dr. Usluer, “Her geçen gün ağır hasta sayısı artarken, hastanelerin yoğun bakım bölümleri ve diğer bölümleri hastalarla dolmuş durumda. Ölüm sayısının arttığı bir süreçten bahsediyoruz. Pansuman niteliğindeki önlemlerle salgının şiddetini küçültme şansımız yok. Şuan iki hedefimiz olacak. Birinci hedef, hastanelerin yükünü azaltmak, sağlık sisteminin bütünlüğünü korumak, sağlık personeline biraz nefes alma imkanı sağlamak. Diğer taraftan salgını kontrol etmek istiyorsak, salgının hızını kesmek istiyorsak çok ciddi önlemler almamız gerekiyor” dedi.

SOKAĞA ÇIKMA YASAĞINDA DÜKKANLAR NEDEN AÇIK?

Prof. Dr. Usluer salgını kontrol altına alabilmek için en az 14 gün kapanmanın şart olduğunu söyledi. Virüse karşı uygulanan kısıtlamaları da değerlendiren Usluer şunları söyledi:

“Salgının ilk çıktığı ülke Çin'e baktığımızda 8 haftalık tam bir kapanma sonucunda salgının artık düz bir çizgi çizmeye başladığını gördük. Demek ki ciddi önlemler alındığında ama bu ciddi önlemlerin eşliğinde geriye dönüşümsüz, devlet tarafından düzenlenmiş, denetimli, dengeli bir sosyal devlet projesinin yani sosyal destek projesinin de hayata geçmesi gerekiyor. Ama siyaset kurumu bir yandan salgını yönetmeye çalışırken, merkeze insan sağlığını koyması gerekirken, merkeze ekonomiyi koyduğu için olması gereken önlemleri almamış durumda. Salgının hızını kesmek istiyorsak, sağlık sisteminin iflasını önlemek istiyorsak biran önce en az 14 gün tam kısıtlama, tam kapanmaya gitmemiz lazım. Hafta sonu sokağa çıkma yasağında, kasap, manav, bakkal, market açık. İnsanlar gerçekten evin içinde ise gerçekten bir sokağa çıkma yasağı var ise bu dükkanlar niye açık? Hafta sonu sokağa çıkma yasağında herkes sokaktaydı! Gerçekte bir denetim yapmazsanız koyduğunuz yasaklar gerçekte ‘mış’ gibi yaptığınız kurallar işlemez. Hedefiniz ne ise hedefinize ulaşma imkanınız da kalmaz.”

VİRÜSE KARŞI TEK YOL: AŞILANMA

Salgının tamamen kontrol altına alınmasının bir tek yolunun olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Usluer, bunun için de uygun aşılama stratejisinin oluşturulması gerektiğini söyledi. Prof. Dr. Usluer, günlerdir konunun uzmanı olanların, konunun uzmanı olmayanların, bilenlerin, bilmeyenlerin aşı konusunu tartıştığını söyledi. Virüsle mücadelede tek yolun aşılanma olduğunu ifade eden Usluer, “Aşı konusundaki tartışmalar sonucunda, birçok kişi canının istediği gibi konuşmaya başlıyor. Ben aşılanırım, aşılanmam, Alman aşısı gelirse aşılanırım, Çin aşısı gelirse aşılanmam tarzında. Şuanda dünyada en korkulan nokta, ülkelerde korkulan husus, aşı reddinin yaygınlaşması. Hiçbir aşı yüzde 100 güvenilir değildir. Hiçbir aşı yüzde 100 etkin değildir. Ancak bir salgını kontrol altına almanın tek yolu, toplumun aşılanmasıdır. Corona virüs için toplumun en az yüzde 60- 70'inin aşılanması sağlanmalıdır ki salgını önleyebilelim. Toplumun tüm kesimleri içinde aşı reddini körükleyen, aşıların vurulmaması gerektiğini düşünen kesimler var. Bugün yüzde 100 olan bir tek şey var. Bu salgını önlemenin, bu salgından 2021 ikinci yarısından itibaren kurtulabilmenin veya azaltabilmenin tek bir çaresi var, toplumların yüzde 60-70 oranında aşılanmasıdır” şeklinde konuştu.

NÜFUSUN EN AZ YÜZDE 60-70’İ AŞILANMASI LAZIM

Corona virüsüne karşı şuanda dünyada 5 tane aşı olduğunu, bunlardan bir tanesinin yüzde 70 etkinliği olduğunu ve diğer 4 aşının ise etkinliğinin yüzde 90 ve daha üzerinde olduğunu sözlerine ekleyen Prof. Dr. Usluer şöyle konuştu:

“Aşılanılmaması durumunda bu salgının kontrol altına alınamayacağı topluma anlatılmalıdır. Salgın dönemlerinde ben aşılanırım yada aşılanmam şeklinde bir tercihleri yoktur. Aşılanmayı sadece bireysel korunma yöntemi olarak düşünmemek lazım. Aşılar bireyi korur, aynı zamanda aşılar toplum yararıdır. Aşılanma oranı arttığında siz aynı zamanda toplumun geniş katmanlarını da korumuş olursunuz. Hangi aşıyı Türkiye'ye getirirsek getirelim, dünyada da bu böyle 18 yaşın altındaki kişiler aşılanmayacaklar. Türkiye ölçeğinde bu yaş grubunda yaklaşık 20 milyon kişi var. Türkiye'nin nüfusunu 85 milyon olarak kabul edersek demek ki Türkiye'de aşılanması gereken 65 milyon kişiden bahsediyoruz. Bu 65 milyon kişinin en az yüzde 60-70'ini aşılamazsak toplumsal bağışıklık sağlanamaz. Toplumsal bağışıklığı sağlayamadığımız noktada da corona virüsünü engelleyemeyiz. Bu noktada en büyük tehlike, aşı reddi kampanyalarının çoğalmasıdır. Bu süreçte şeffaf yönetim önemlidir. Aşı, aşılama ve aşı temini süreci ile aşının güvenilirlik testlerinin topluma güven vermesi gerekmektedir.”

İlginizi ÇekebilirSağlık Bakanı Fahrettin Koca, SÖZCÜ'nün aşı sorularını yanıtladı: Çin aşısını ucuz diye değil, güvenilir diye aldıkSağlık Bakanı Fahrettin Koca, SÖZCÜ'nün aşı sorularını yanıtladı: Çin aşısını ucuz diye değil, güvenilir diye aldık
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER