TTB Pandemi Çalışma Grubunun hazırladığı, diğer sağlık örgütlenmelerinin de destek verdiği açıklamada okulların kapalı olmasının salgını azaltmadığı, açılmasının da salgınını arttırmadığı belirtildi. Okulların öncelikli kapanması gereken yerler olmadığı bilimsel verilerle ortaya konuldu.

Dünyada yapılan tüm araştırmalar ilkokulların açık kalmasının salgının yayılmasına etkisi olmadığını gösterdiğine vurgu  yapılarak, Türkiye’nin şimdiye kadar salgın yönetiminde kolaya kaçarak okulları kapattığı belirtildi.

OECD ÜLKELERİ ARASINDA OKULLARI EN UZUN KAPATAN ÜLKE

Çocukların, gençlerin sağlığı ve  geleceğinin ekonominin devamına kurban edildiğine dikkat çekilen açıklamada, eğitim kurumlarının ekonomi kadar önemsenmediği belirtildi. Kısmi açılmalar dışında okulların bir yıldır kapalı bulunduğu hatırlatılarak, Türkiye OECD ülkeleri arasında ilkokulları açık ara ile en uzun süre kapatan ülke olduğu vurgulandı.

EĞİTİME EKONOMİ KADAR ÖNEM VERİLMİYOR

Okulların açılmasıyla ilgili olarak dile getirilen görüş, öneri ve talepler şöyle sıralandı:

*Salgının başından beri bazı sektörlerin salgında bulaşmanın en az görüldüğü, en güvenli yerler olduğu için değil, toplumsal hayatın devam etmesi için elzem oldukları için açık tutuldukları görülüyor. Okul öncesi eğitim kurumları ve ilkokullar diğer yerlere göre çok daha güvenli olmasına rağmen önemli görülmedikleri için açılmalarına öncelik verilmediği kanaatindeyiz.

*Çocuklar toplumda yayılma için tehlikeli değiller. Okullar, özellikle ilkokullar salgının ana yayılma merkezi değil. Okullarda görülen olgular toplumdaki yayılmanın yansıması kadardır.

*Hastalığa yakalanma riski ve bulaştırıcılık 12 yaş altında yetişkinlerin yarısı kadardır.İngiliz varyantının çocukları daha fazla etkilediği ya da çocuklarda daha ağır hastalık yaptığı yönünde söylentiler, yapılan araştırmalarda çürütülmüştür. Okullarda bulaş azdır ve çocuklar halen Covid-19 için düşük risktir.

*Çocukların ve gençlerin temaslı izlemi ve test uygulamaları daha titiz yapılmalı, okullarda HES uygulaması daha sıkı denetlenmeli, pencerelerin açılmalı, penceresi olmayan dersliklerin kesinlikle kullanılmaması gerekiyor.

KAPANMA SÜRECİNDE BİLE OKUL ÖNCESİ VE İLKOKULLAR AÇIK OLMALI

*Kapanma sürecinde dahi, temel prensip ilkokulların daima açık tutulmaya çalışılmalıdır. Açılma sürecinde de okullar, özellikle ilkokullar diğer sektörlerden önce ilk açılan yerler olmalıdır.

*Okullar kapandığında çocukların zihinsel, sosyal ve bedensel gelişimlerinde geri dönüşü olmayan kayıplar yaşanmaktadır. Okulların kapatılmasının ciddi toplumsal zararları var. Dezavantajlı gruplar, yoksuz ailelerde kadınlar ve çocuklar kapanmadan çok daha derin etkileniyor. Eğitimden uzak kalmak çocuklarda bilişsel gelişimi aksatıyor. Yaş ne kadar küçükse etki o kadar fazla oluyor. Başarılı olsa bile uzaktan eğitim, örgün eğitimin yerine geçemez.

EVDE KALMAK ÇOCUKLAR İÇİN BÜYÜK RİSK

*Evde kalmanın çocuklar için riskleri, ağır ihmal, artan açlık, işçi olarak çalıştırma, erken yaşta evlendirilme, örgün eğitimden tamamen kopma, Türkçe öğrenmek için en kıymetli dönemin kaçırılmasıdır.

*Çocuk istismarı artıyor, buna karşın istismarı tespit olanağı azalıyor.

*Bu durum kısa ve orta vadede öğrenme güçlükleri, gelişme gerilikleri, otizm, dikkat eksikliği, hiperaktivite gibi sorunlar yaşayan çocukların sayısında ciddi artış getirecek. Nörolojik açıdan ara bölgede olan çocukların durumunun ağırlaşmasına neden olacak.

ÖZELLİKLE KIZ ÇOCUKLARINA DİKKAT

*Özellikle kız çocuklarının okullaşma oranının ciddi şekilde azalmasına Çocuk yaşta evliliklerin artmasına yol açacak.

*Devlet görevini yapmalı, gerekli tüm önlemler alınarak okul öncesi eğitim kurumları, ilkokullar, köy ve belde okulları ile özel eğitim ve rehabilitasyon sunan kurumlarda 17 Mayıs 2021 itibariyle ivedilikle eğitime başlanmalıdır. Bunun için öğretmenlerin aşılanmasının en kısa sürede tamamlanması gerekiyor.

İlginizi ÇekebilirTBB duyurdu: 40 yaş ve üstü avukatlar öncelikli aşı programına tanımlandı