TTB'den dikkat çeken çağrı

Türkiye’de 1980’ler ile başlayıp AKP döneminde tırmanan ve Sağlıkta Dönüşüm Programı ile vücut bulan sağlıkta piyasalaştırma sürecinin bugün sürdürülemez bir noktaya geldiğini savunan TTB, “İlk günden itibaren mücadele ettiğimiz bu sağlık politikası, hekimliğe ve.

TTB'den dikkat çeken çağrı

Türkiye’de 1980’ler ile başlayıp AKP döneminde tırmanan ve Sağlıkta Dönüşüm Programı ile vücut bulan sağlıkta piyasalaştırma sürecinin bugün sürdürülemez bir noktaya geldiğini savunan TTB, “İlk günden itibaren mücadele ettiğimiz bu sağlık politikası, hekimliğe ve halkın sağlık hakkına zararlar vermeye, sağlık ortamındaki tahribatı derinleştirmeye devam ediyor. Harran Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde hekim istifaları sonucu bölümlerin kapanması, sürdürülemezliğin ve tahribatın en güncel sonucudur” ifadelerini paylaştı.

“HEKİMLERDE BÜYÜK HAYAL KIRIKLIĞI”

TTB, hekimleri yıllarca çalıştıkları kamu hastaneleri veya memleketlerinden vazgeçmeleri noktasına getiren sorunları şu ifadelerle dile getirdi;

*Sağlık sistemindeki kriz; hastalık üzerine kurgulanmış sağlık sisteminin yarattığı hasta enflasyonu, yoğun ve karşılıksız emek, yoksulluk sınırının altındaki gelirler, liyakatsiz atamalar, sağlıkta şiddet ve tüm bunlara bağlı olarak hekimlerdeki tükenme gibi sorunlarla daha da derinleşmektedir. Bilimin gereklerine göre hareket edilmemesi, anabilim dallarının taleplerinin karşılanmaması, akademisyen görüşlerinin alınmaması ise üniversite hastanelerindeki hekimlerde büyük hayal kırıklıkları yaratmaktadır.

“HEKİMLER VAZGEÇMEYE ZORLANIYOR”

*Hastane ölçeğinde idarecilerin kayıtsızlığı, sağlık sistemi ölçeğinde de iktidarın oyalamacı taktikleri hekimleri ya yıllarca çalıştıkları kamu hastanelerinden ya da memleketlerinden vazgeçmeye zorlamaktadır.

*Özellikle üçüncü basamak hastanelerde, yani tıp ve tıpta uzmanlık eğitiminin verildiği kurumlardaki istifaların, ciddi bir hekim yetiştirme sorunu yaratacağı açıktır. Sadece ilgili bölümlerin sağlık hizmeti aksamamakta, aynı zamanda yeni hekimlerin ve yeni uzman hekimlerin hakları ellerinden alınmakta, yeni mağduriyetler yaratılmaktadır. Dahası, halk sağlığı doğrudan olumsuz etkilenmekte, hasta ve hasta yakınları bu yıkım karşısında çaresiz bırakılmaktadır.

“SÖZÜN ASIL MUHATABI…”

*TTB’nin uzun süredir yaptığı tüm uyarılara rağmen kamu bile isteye çökertilmektedir. Sağlık hizmetinin sermayenin kâr hırsına teslim edilme niyeti, en üst merciden sarf edilen “Giderlerse gitsinler” sözünde de suretini bulmuştur. Sözün esas muhatabı hekimler değil, doğrudan halk sağlığıdır.

*Oyalama taktikler, gerçeklikten uzak öneriler ile sorunu geçiştirmeye çalışanlara karşı, tıpta nitelikli eğitimin vazgeçilmez olduğunu bir kere daha vurguluyoruz. Tüm yurttaşları da nitelikli sağlık hakkı için sağlıkta yaşanan tahribata dur demeye davet ediyoruz.

YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER