Türkiye nasıl bu kadar hızlı aşı yapabiliyor?

Acil kullanım onayının çıkmasının ardından Türkiye’de de nihayet aşılama başladı.

Türkiye nasıl bu kadar hızlı aşı yapabiliyor?

Acil kullanım onayının çıkmasının ardından Türkiye’de de nihayet aşılama başladı. Türkiye ilk 4 günde 800 binin üzerinde sağlık çalışanını aşılayarak en iyi başlangıcı yapan ülke oldu. Ourworldindata’nın verilerine göre 18 Ocak itibariyle 832 bin 412 kişinin aşılandığı Türkiye, birçok ülkeye göre geç başlamasına rağmen dünyada (yapılan doz bazında) ilk 10 arasına girdi.

Dünya aşılama konusunda nispeten daha yavaş giderken Türkiye’nin aşılama becerisinin altında ne yatıyor? Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi İnfeksiyon Hastalıkları Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. İsmail Balık’a bu soruyu yönelttik.

‘EN ÜCRA KÖŞELERE KADAR…’

Türkiye’nin uzun yıllardır özellikle inaktif aşılarla ilgili altyapı ve lojistiğe sahip olduğunun altını çizen Prof. Dr. İsmail Balık, ülkenin aşılama pratiğini şu sözlerle anlattı: “Türkiye’nin en ücra köşelerine kadar aile hekimleri bulunuyor. Bunlar aşıların hızlı bir şekilde yapılmasında en önemli faktörler. Bunun dışında küçük de olsa en ücra köşelere kadar sağlık merkezleri bulunması nedeniyle de kolaylıkla ve çok hızlı bir şekilde aşı yapabilme kapasitesine sahibiz.”

ʻʻ
Uzun yıllardır hızlı bir şekilde kitlesel aşı yapma kültürüne sahip bir ülkeyiz. Bu bizim açımızdan yeni bir olay değil. Bu bizim hıfzıssıhhadan beri var olan bir alışkanlığımız.
Prof. Dr. İsmail Balık

‘DÜNYANIN EN İYİLERİNDENİZ’

Aşılama alanında dünyanın en iyi ülkelerden biri olduğumuzu ifade eden Balık, “Uzun yıllardır hızlı bir şekilde kitlesel aşı yapma kültürüne sahip bir ülkeyiz. Bu bizim açımızdan yeni bir olay değil. Bu bizim hıfzıssıhhadan beri var olan bir alışkanlığımız” diye konuştu ve ekledi: “Corona virüsü aşısını da hızlı bir şekilde bu sisteme adapte edebiliyoruz. Bu yüzden aşılama çok hızlı oldu.”

İlginizi ÇekebilirDünya aşılanıyor biz bekliyoruz... Geç mi kaldık?Dünya aşılanıyor biz bekliyoruz... Geç mi kaldık?

‘AŞININ DA ETKİSİ BÜYÜK’

Prof. Dr. İsmail Balık hızı etkileyen faktörlerden birinin de aşı seçimi olduğunu vurguladı. Balık şöyle konuştu:

“İster tercihle ister zorunlulukla olsun, bizim seçmiş olduğumuz aşının da hız anlamında etkisi büyük. Sinovac firmasının CoronaVac aşısı inaktif bir aşıdır. Bu aşılar 2 ila 8 derece arasında saklanması gereken bir lojistik altyapı gerektiriyor. Bu bizde zaten var olan bir şeydi. Örneğin biz ilk planda Pfizer-Biontech aşısını seçmiş olsaydık eksi 70 derecelik bir soğuk zincir ve aşı altyapısı gerekecekti. Bu sisteme sahip olmadığımız için bu aşıları bu kadar hızlı yapamazdık. Sadece belirli merkezlere insanların gelmesiyle yapılabilirdi. O da doğal olarak çok yavaş olurdu. Bundan dolayı bu aşıyı tercih eden diğer ülkelerde aşılama yavaş ilerliyor.

'GÜNDE 500 BİN KİŞİYİ AŞILAYABİLİRİZ'
Prof. Dr. İsmail Balık, elimizde aşı olması halinden aşılamanın ne kadar süreceği ile ilgili de bir öngörüde bulundu: 'Tüm nüfusa yetecek kadar günde en az ortalama 500 bin kişiye rahatlıkla aşı yapabilecek potansiyele sahibiz. Gerçi tüm nüfusu aşılamak gerekmiyor. Nüfusun yüzde 60-70'ini aşıladığımız zaman salgını sonlandırmak için yeterli oluyor. Toplumsal bağışıklık sağlanmış oluyor. Dolayısıyla günde 500 bin kişi bu açıdan hesap edilmeli. Ayrıca pratiklik kazanınca bu 500 bin kişi bir milyona da çıkabilir rahatlıkla.'

mRNA YAPIP HIZLI OLANLAR DA VAR

Yüzde 90’ın üzerinde koruma sağlayan BionTech ve Moderna gibi mRNA aşılarını tercih edip aşılanmada hızlanan ülkeler de mevcut. Fransa bu konudaki yavaşlığı ile dalga konusu olurken kısa sürede 2 milyondan fazla kişiyi aşılayan İsrail ön plana çıktı. 12 milyondan fazla kişinin aşılandığı ABD’de de günde ortalama 330 bin kişi aşı oluyor. ABD Ulusal Alerji ve Bulaşıcı Hastalıklar Enstitüsü Direktörü Dr. Anthony Fauci, hedeflerinin 100 günde 100 milyon aşı yapmak olduğunu söyledi.

BATI NEDEN mRNA AŞISINA YÖNELDİ?
Prof. Dr. İsmail Balık inaktif aşının aşina olduğumuz bir aşı türü olduğunun altını çizdi ve “İnaktif aşı eski bir teknoloji. Aşı altyapısı olan her ülkenin üretebileceği, bilim dünyasının yabancı olmadığı, 40 yıldır aşina olduğu bir aşı teknolojisi” dedi. Prof. Dr. Balık dünyadaki yönelimi ise şöyle açıkladı: “mRNA aşıları ‘yeni nesil aşılar' dediğimiz aşı teknolojisini kullanıyor. Peki dünya neden buna yöneldi? Çünkü klasik aşı teknolojisi olan inaktif aşı üretme yöntemi pahalı, çok zahmetli ve zaman alan bir süreç. Önce çok fazla miktarda virüsü üretiyorsunuz. Sonra bunları inaktif hale getiriyorsunuz. Burada ciddi bir zorluk var. Pandemi gibi ciddi ve zamanınızın fazla olmadığı durumlarda bilim dünyasının elinde çok daha hızlı hareket edip, çok daha hızlı üretebileceği bir başka teknolojinin (mRNA) olması gerekiyordu. Bu teknoloji ile ilgili çalışmaların denemeleri yaklaşık 10 sene evvel başlamıştı.”
İlginizi ÇekebilirFransa neden bu kadar yavaş? Covid-19'a karşı aşılama başladı ama...Fransa neden bu kadar yavaş? Covid-19'a karşı aşılama başladı ama...
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER