Virüsü 30 saniyede öldüren dezenfeksiyon kabini tasarladılar

Maltepe Üniversitesi Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi Kuantum Optiği ve Elektroniği Teknolojileri Laboratuvarı Sorumlusu Prof.

Virüsü 30 saniyede öldüren dezenfeksiyon kabini tasarladılar

Maltepe Üniversitesi Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi Kuantum Optiği ve Elektroniği Teknolojileri Laboratuvarı Sorumlusu Prof. Dr. Afif Sıddıki ve ekibi, COVID-19 salgını savaşında virüsün bulaşma riskini yok eden dezenfeksiyon cihazları üzerine çalışıyor.

Nisan ayında el cihazının tasarımını yapan ve üretilmesi için harekete geçen ekip, bu defa de Heksagon Studio A.Ş. ile birlikte sağlıkçıları ve hastaları virüsün bulaşmasından koruyacak “Dezenfeksiyon Kabini” tasarımına imza attı.

Proje hakkında veri veren Prof. Dr. Afif Sıddıki, COVID-19’un dağılım hızı sebebiyle kısa zamanda küresel bir tehdide dönüştüğünü, virüsün yayılmasına taşıyıcıların niçin olduğunu söyledi.

Salgınla ön safta savaşan afiyet çalışanlarının azami risk aşağıda kaldığına uyarı çeken Sıddıki, geliştirdikleri kabinde ozon ve ultraviyole (UV) ışınlarını birlikte kullanarak, sağlık durumu çalışanının üzerindeki siperlik, gözlük, eldiven, koruyucu elbise gibi bireysel korunma ekipmanın dezenfekte edilmesinin amaçlandığını vurguladı. Böylece, hastayla temas sonrası virüsün bulaştığı kişisel koruma ekipmanının, başka bir hastayla bağlantı etmeden ya da sağlık durumu çalışanı soyunurken kendisine bulaşmadan virüsten arınmasının sağlandığını belirtti.

“HİÇBİR ZARARI YOK”

Prof. Sıddıki, geliştirilen cihazla, COVID-19 ile belirginleşen ancak hastanelerde genel bir sorun olan bulaşıcı hastalıkların öteki hasta ve sağlık çalışanlarına bulaşmasının da engellenmesine yönelik etkili bir çözüm geliştirilmesi olanağı doğduğunu da belirtti. Sıddıki, prototipini yaptıkları kabinde 254 nm dalga uzunlamasına sahip UVC ışınlarının yaptıkları tasarım sayesinde hiçbir hasar vermeden ve üzerinde az kalsın hiç gölgelenmiş alan bırakmadan herkesi etkin olarak dezenfekte ettiğini söyledi.

DİĞĞER KABİNLERDEN FARKI

Kabinin diğer UV tabanlı dezenfeksiyon sistemlerinden en temel farkının ise, AB mevzuatındaki ışınım dozlarına ahenkli olmasının yanına, virüs ve mikro organizmalar üzerindeki yüksek doz etkisinden kaynaklandığını anlatan Prof. Sıddıki, bu sonuçların Maltepe Üniversitesi laboratuvarlarında bilimsel olarak yapılan testlerle doğrulandığına göze çarpan etti.

Patent başvurularını da tamamladıklarını belirten Prof. Sıddıki, aynı ilke ile çalışan başka bir cihazla TÜBİTAK MARTEK bünyesinde yer alan IONTEK Laboratuvarı ile karşılıklı yapılan bir çalışmada kullandıkları yöntemin DNA ve RNA virüsleri üstünde de etkili olduğunun görüldüğünü vurguladı. Prof. Sıddıki, şöyle devam etti:

“UVC dezenfeksiyon kabininde gerçekleştirdiğimiz canlılık deneylerinde, kullandığımız model hücrenin 30 saniye gibi fazla kısa bir sürede yüzde yüze varan oranlarda öldüğünü gözlemledik. Bundan daha manâlı olan, siperlik, gözlük, eldiven, koruyucu elbise gibi korunma ekipmanlarıyla (KKE) donanmış afiyet çalışanlarının etkilenmediğini de testlerle kanıtladık. Yaptığımız tasarımda kullandığımız ozon sistemi bir uçtan bir uca, UVC’nin nüfuz etmediği bölgelerde oldukça etkin bir viral tartma azaltması gerçekleştirdiğini denek olarak da gösterdik.”

Kabin çalışmasının İstanbul Yeniden Yapılanma Ajansı ve TÜBİTAK’a proje olarak sunulduğunu söyleyen Sıddıki, bu kabinin salgın sonrası öncelikle hastane yenidoğan ve enfeksiyon hastalıkları servislerinde birçok hasta ve sağlık çalışanına fayda sağlayacağını, kabinin aynı türlerinin havaalanı gibi denetim noktalarında da kullanılabileceğini sözlerine ekledi. DHA

YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER