Yönetmenliğini ve yapımcılığını Faruk Aksoy’un yaptığı Fetih 1453 filmi, İstanbul’un fethedildiği tarih olan 29 Mayıs’ta Türk televizyonlarında yayınlanacak. Bütçesi ile en fiyatı yüksek Türk filmi olan ve Türkiye’nin yanı sıra çoğu ülkede de vizyona giren Fetih 1453 ile ilgili bilgiler haberimizde…

Fetih 1453, İstanbul’un Fethi’ni konu alan ve Ulubatlı Hasan’ın yaşam hikâyesi çevresinde kurgulanan, bütçesi ile Türk sineması tarihine geçmiş bir filmdir. Fetih 1453, Fatih Sultan Mehmet kadar İstanbul'un fethedildi 29 Mayıs tarihinde televizyonlarda yayınlanacak. İşte Fetih 1453 ile ilgili bütün bilgiler…

FETİH 1453 KONUSU

Sultan Mehmed, babası II. Murat’ın vefat haberini Saruhan Sancağındayken aldı. Bu şart onu ayrıca büyük bir hüzün içerisinde bırakmıştı, keza de tahtına baştan oturmasının yolunu açmış olacaktı.

Sultan Mehmed tahta ilk çıktığında az önce 12 yaşındaydı. Uçbeyleri ile vezirleri arasındaki siyasi husumetten bunalan II. Murat, fazla sevdiği oğlu Alaaddin’in ölmesinin kendisinde yarattığı derin üzüntü nedeniyle tahttan feragat ederek Mehmed’i devletin başına geçirdi. Ordu ve devlet üzerinde çok etkili biri olan Başvezir Çandarlı Halil Paşa bu durumdan hiç memnun değildi. Bilhassa Sultan Mehmed’in Konstantinopolis’in mutlak suretle alınması gerektiğini söylemesinden büyük hastalık duyuyordu. Halil Paşa, Mehmed’in toyluğunu fırsat bilen Haçlıların Osmanlı topraklarını işgal etmesi ihtimali üstüne Sultan Murat’ın tahta dönmesini sağladı. Mehmed de tahttan uzaklaştırılarak Saruhan Sancağı’na gönderildi.

Bu hedefe onu götürecek her şeyi bir bir hesaplamıştı. Öncelikle gerekli hazırlıkları yapana kadar, tüm komşu ülkelerle barış içerisinde yaşamalıydı. Papalık dahil Macarlara, Sırplara, Lehlere, Cenevizlilere ve Venediklilere elçiler göndererek uzlaşma içerisinde yaşama isteği içerisinde bulunduğunu bildirdi. Gelibolu tersanesini restore ettirerek senede yüz kadırga yapılabilir ülkü getirdi.

Bu sırada Doğu Roma İmparatoru Konstantin, genç yaşından dolayı toy ve basiretsiz olduğunu düşündüğü Sultan Mehmed’e aleyhinde elinde tutsak olan Şehzade Orhan’ı kullanmaya çalışarak ağır tahsisatlar başvurusunda bulunmaktaydı. Tüm amacı Sultan Mehmed’in tavizler vererek halk müziği nezdinde adamakıllı itibarsızlaşmasını sağlamaktı. Diğer Taraftan Sultan Mehmed de bu tavizleri veriyor, Konstantin’in tüm isteklerini kabul ediyordu. Ancak bu koşul bile yalnızca Sultan Mehmed’in stratejisinin bir parçasıydı.

Karamanoğulları’nın bir ayaklanma çıkarmaya başladığının haberi alınır alınmaz Osmanlı ordusu Akşehir’e doğru yola koyuldu. Karamanoğlu İbrahim hiç beklemediği değin kalabalık bir ordu fark etti aleyhinde. Uzlaşma başvurusunda bulunmak zorunda kaldı. Ordusunun hasar almaması için Sultan Mehmed barış talebini kabul etti. Sefer dönüşünde, savaşmadıkları halde bahşiş isteyen bir kısım yeniçeri padişahın otağının önünü kesince Sultan Mehmed hem cülusları dağıttı keza de firar eden askerleri mazeret ederek Çandarlı Halil Paşa’nın adamı olan Yeniçeri Ağası Kurtçu Doğan’ı dayak cezasına çarptırarak sürgüne yolladı. Bu hadiseyle Çandarlı Halil Paşa’nın ordu üzerindeki hakimiyetini kırdı ve ordunun yönetimini en ince ayrıntısına kadar kendi ellerine geçirmiş oldu.

Edirne’ye döndükten daha sonra İmparator Konstantin’e bir elçi göndererek Orhan için ödediği tahsisatı artık yollamayacağını bildirdi. Peşinde, Anadolu Hisarı’nın aleyhinde Boğazkesen Hisarı’nın yapımını başlattı. Bu, fiili olarak Doğu Roma İmparatorluğu’na savaş açmak demekti.

Bu şart Avrupa devletlerince de ayrım edilmişti. Oysa Fransız ve İngilizlerin birbiriyle savaşıyor olması, Alman kralının da taht kavgalarıyla uğraşması gibi gerekçeler yüzünden Doğu Roma İmparatorluğu’na Avrupa üzerinden takviye ulaşması yaklaşık olarak imkansızdı. Papanın bir takım girişimleri de sonuçsuz kalmıştı.

Tarih 2 Nisan 1453'ü gösterdiğinde, Konstantinopolis surlarının üzerindeki Doğu Roma askerleri karşılarında Sultan Mehmed ve binlerce Osmanlı askerini buldular…

FETİH 1453 OYUNCULARI

Devrim Evin – Sultan Mehmed II

Ibrahim Çelikkol – Ulubatli Hasan

Dilek Özgürlük – Era

Cengiz Çoskun – Giovanni Giustiniani

Recep Aktuğ – Constantine XI

Raif Hikmet Sırça – Akşamseddin

Naci Adigüzel – Granduk Notaras

Sedat Mert – Zaganos pAŞA

Mustafa Atilla Kunt – Sahabettin Paşa

Erden Alkan – Çandarlı Halil Paşa