Survivor'da gerilim ve rekabet tırmanmaya devam ediyor! Bu hafta, heyecanın dorukta olduğu bir bölüm bizleri bekliyor. İlk dokunulmazlık oyununun oynandığı fragman yayınlandı ve izleyicileri şimdiden ekran başına kilitlemeyi başardı.
Özellikle Yunus Emre ile Ogeday arasındaki gerilim dikkat çekiyor. İkilinin birbirlerine yönelik sert sözleri ve gergin tavırları adrenalinin yükselmesine neden oluyor. Ogeday, duydukları karşısında kontrolünü kaybederek Yunus'un üzerine yürüyor. Takım arkadaşları araya girse de tansiyon bir türlü düşmüyor.
Ogeday ve Yunus Emre arasındaki gerilim fiziksel temasın da olduğu bir kavgaya dönüşüyor. Program yetkilileri, şiddet içeren görüntüleri sansürleyerek yayınlama kararı alıyorlar. Ancak fragmanda yaşananlar, ilerleyen bölümlerin de oldukça heyecan dolu olacağının sinyallerini veriyor.
- Kaynak: Milliyet
Dünya
Ekonomi
UzmanPara
Anasayfa Borsa Döviz Altın
Skorer
Anasayfa Fikstür Puan Durumu
Cadde
Pembenar
Yazarlar
Milliyet Tv
Astroloji
Seçim Sonuçları
Son Depremler
Tümü
Milliyet Çocuk Oyun Eğitim Kültür Sanat Milli Piyango Yerel Haberler Pazar Ege Gazete Arşivi Milliyet Rekabet Milliyet Executive Milliyet Arkeoloji Milliyet Mimarlık
Resmi İlanlar
Bize Ulaşın
Künye Reklam Üyelik
Twitter icon
Instagram icon
Youtube icon
Tiktok icon
© Copyright 2024 Milliyet.com.tr | Giriş Yaptığınız taktirde kullanım koşullarını ve gizlilik politikasını kabul etmiş olursunuz.
Son Dakika Haberler
Editörün Seçtikleri Hepsi okullu bekarlar
Paylaş:
Twitter icon
Haberler Editörün Seçtikleri Haberleri
Hepsi okullu bekarlar
28.06.1998 - 00:00 | Son Güncellenme: 28.06.1998 - 00:00
Twitter Linkedin Flipboard Linki Kopyala
Twitter Linkedin Flipboard E-posta Linki Kopyala Yazı Tipi
Hepsi okullu bekarlar
Hepsi okullu bekarlar
EGE Üniversitesi Devlet Türk Müziği Konservatuarı'nda halk müziği eğitimi gören, yaş ortalaması 25 olan 6 genç, Türkiye'yi 2 aydır fıkır fıkır oynatıyor.
"Bekar Gezelim" adlı üçüncü albümleriyle büyük bir çıkış yapan Grup Laçin'in serüveni, bundan 6 yıl önce İzmir'de bir barda başladı. Bugün müzik listelerinde zirveye yerleşen ve "Bekar Gezelim"le diskoları "sallayıp yuvarlayan" Grup Laçin üyeleri, kendilerini Milliyet'e şöyle anlattı:
"Türk Halk Müziği'ni kendimize özgü bir tarzla yorumluyoruz. Bu yüzden yaptığımız müziğe özel bir isim koymuyoruz. Halk müziğimiz sadece ağır ve acılı parçalardan oluşmuyor. Bizim insanımız türkü ile gülüp türkü ile ağlıyor. Siyasi nedenlerden ekonomiye kadar zaten bol bol ağlatılan insanlarımızı bir parça olsun neşelendirmeyi seçtik. Bu bizim ağıt söylemediğimiz anlamına da gelmiyor. Amacımız türkülerin içindeki dinamizmi ön plana çıkarmak."
İstanbul'da tuttukları aynı evde yaşayan ve "Bekar Gezelim" adlı üçüncü albümlerinden sonra konser ve klip çekimleri yüzünden hemen her günlerini birlikte geçiren grup elemanları, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Laçin'i yaklaşık yedi yıl önce biraraya getirdik. İlk biraraya geldiğimizde dört kişiydik. Zamanla aramızdan ayrılanlar, yeni katılanlar oldu; sonunda şu anki kadroyu oluşturduk. Gurubu kurmamızdaki amaç, halk müziğimizi kendimize özgü tarzımızla yediden yetmişyediye tüm Türkiye'ye dinletebilmek. Türkülerin unutulmadığını, bir çok kişinin yaptığı gibi Gurup Laçin'in de halk müziğimize sahip çıktığını göstermeyi amaçlıyoruz. Çizginin bir yanında geleneksel söyleyiş ve çalış şekli var, öteki yanında ise batı soundu. Biz çizginin tam ortasındayız."
Grup Laçin, üyeleri özünü bozmadan klasik Türk Halk Müziği sazlarının yanısıra batı sazları da kullanarak gerçekleştirdikleri tarzlarının, bu kadar çok sevilmesini de şöyle açıkladı:
"Yıllardır bazı kurumlarda pek ilerici düşünmeyen kişilerin dayatması ile kalıpları dışına çıkarılamayan türkülerimiz, giderek unutulmaya yüz tutmuş. Genel olarak Türk Müziği bir kalıp içersine oturtulmuş değil. Biz gurup olarak yeniden sevdirmeye çalışıyoruz. Ünlü bir düşünürün dediği gibi; 'Bir ülkenin türküleri bitmişse, o ülkede her şey bitmiş demektir'. Gerçekten bir öze dönüş yaşıyorsak, bu Türkiye için iyi bir şey".
Topluluk elemanları, 'Hiç eleştiri aldınız mı?" sorusuna verdikleri yanıtla sözlerini şöyle noktaladı:
"Eleştiri tabii ki olacak; ama Türkiye'de eleştirilmesi gereken bir çok şey olduğuna inanıyoruz. İnsanlara zorla dayatılan değişik bir müzik türünü eleştirmemiş kişilerin, kendi kültürünün müziğini yapan bir gurubu eleştirmesi bize çok çelişkili geliyor. Türkiye bütün ülkelerin yaşadığı dönemleri yaşadı. Her şey eninde sonunda özüne döner. Evrenselleşmenin yolu en başta kendimizi tanımaktır. Türk Halk Müziği bir dönem arabeskleştirildi. Şimdi tekrar raya oturma dönemindeyiz. Biz gençliğin konserlerde, diskoda ya da evlerinde sadece Türkçe sözlü pop müzik ve yabancı şarkılarla değil, türkülerimizle de eğlenebileceğini kanıtladığımıza inanıyoruz".
EN ÇOK