Griler size çok yakıştı

Griler size çok yakıştı

Griler size çok yakıştı

Griler size çok yakıştı

Kadınların zaten böyle bir derdi yok. Tüm renk tonları emirlerinde. Erkekler ise genelde saçlarını boyamaz. Boyatanlara da sözümüz yok tabii. İsteyen istediğini yapar. Ancak, saç ve sakalınız grileşmeye başladıysa onları yolmaya çalışmayın. Çünkü, içinizdeki George Clooney’i kucaklamanın vakti gelmiş demektir. Çok daha fazla karizmanız var artık. Değerini bilin.


Yetişkin bir bireysiniz

Artık, “SGK nedir? Ne değildir?”, “Maaşınızın yüzde kaçını devlet keser?”, “Verginizi nasıl ödersiniz?”, “İşsizlik maaşı ne zaman alırsınız?” ve bunun gibi konuları çok iyi biliyorsunuz. Çünkü artık büyüdünüz. Ciddi konularla ilgilenmek, sözleşmeleri imzalamadan önce okumak ve doğru şekilde birikiminizi değerlendirmek sizin için zorunluluk değil biraz da hobi olmaya başladı. Acemilik bitti, gerçekler başladı çünkü.


Ölümler yüzünden hayatın değerini anlamaya başladınız

30’lu yaşlarda genelde çevremizdeki insanları ve aile bireylerimizi kaybetmeye başlarız. Ölüm evet çok kötü bir şey. Hele ailemizden birini ya da en yakınlarımızı kaybettiğimizde. Ancak bu ölümlerden çıkaracağımız bir ders var. O da kendi hayatımızı takdir etmek ve hayatta olduğumuza şükretmek. Aslında her ölüm, insanı biraz daha olgunlaştırıp güçlendiriyor. Ve unutmayın, hâlâ gençsiniz ve hayattan zevk almak için daha bol bol vaktiniz var.


Doğru arkadaşlarınız çevrenizde kaldı

30’lu yaşlardan sonra gerçek arkadaşlar ve “lay lay lom” arkadaşlıklar arasındaki farkı anlamaya başlarız. 20’lerimizde çevremizde bir sürü insan olur. Sürekli yeni birileriyle tanışırız. Fazla sorgulamadan da bu kişileri hayatımıza alırız. Çoğu zaman bizi üzer bu tip arkadaşlar. Ama 30’larda gerçek dostlukların değerini bilmeye başlarız. Ve gereksiz kişileri hayatımızdan çıkarırız.


Bir şeyleri kaçırma korkusunu geride bıraktınız

Gençken her konsere gitmek, her bara girip çıkmak, her ortamda takılmak isteriz. Ancak bir sürü seçeneğe yetişme ihtiyacı hayatta bizi oradan oraya savurur. Doğru zevklerin peşinden gitmek ve tercihleri yapmak zorlaşır. 30’lardan itibaren bu her yerde olma ihtiyacı bir anda kaybolur. Artık bir şeyleri kaçırmak bizi üzmez. Çünkü bir şey yapacaksak, gerçekten istediğimiz için yaparız.


İlişkilerinizde çok daha anlayışlı olmaya başladınız

20’lerde ilişkilerde yaşanan en ufak tartışmalar büyüyebilir. Bunların çoğu da aslında incir çekirdeğini doldurmayacak konulardır. Gençlik işte. Çabuk sinirlenir ve öfkeleniriz. Ama büyüdükçe tecrübelerimiz de artar. Artık, küçük şeyleri pek kafaya takmazsınız ve sevdiğiniz kişinin kıymetini daha çok bilirsiniz.


Hiç olmadığınız kadar akıllısınız

Birkaç kırışıklık mı çıktı? Biraz kilo mu aldık? 20’lerde giydiklerimiz artık bize olmuyor mu? Hiç sorun değil. Artık olgun bir bireysiniz ve daha önce olmadığınız kadar akıllısınız. Gençken birçok aptalca şey yaptınız, başınız ağrıdı. Artık durulmaya başladınız. Bu yüzden çok daha seksisiniz. Sadece karşı cins için de değil, aileniz ve çevrenizdeki herkes için.


Doğru kişiyi bulmak artık daha kolay

20’li yaşlar deneme ve yanılma yaşları. Birçok şeye daha açık olursunuz. “Aman ne olacak bir deneyeyim, yürürse yürür” dersiniz. Ama bu denemeler genelde pek iyi olmaz. Olursa da zaten 30’dan önce bekarlık durağından ayrılmış olursunuz. Ancak 30’dan sonra yaşadığınız ilişkiler artık yeterli tecrübeye sahip olduğunuz ve yaşanacak pek çok şeyi o yaşınıza kadar yaşadığınız için genelde daha sağlam olur. Artık seçici olmaya başlarsınız. Karşınızdaki kişiyi iyice süzmeden pek ilişki yaşamak istemezsiniz. O yüzden de mutlu ilişkiyi bulma şansınız daha fazla.


Zevkleriniz olgunlaştı, kalite arayışınız arttı

Büyüdükçe daha kaliteli şeyler ilginizi çeker. Müzik, film zevkimiz, sanat anlayışımız gelişir. Artık ucuz şeylere olan ilginiz azalır. Örneğin klasik ya da caz müzik dinlemeye başlarsınız. Basit gençlik dizi ve filmleri ise asla Netflix listenizde yer almaz. Dünyaya bakış açınız her konuda geliştiği için vaktinizi gereksiz şeylere harcamak istemezsiniz. Bir şeyi yapıyorsanız size gerçekten değer katacağını bilerek yaparsınız.


Kararında içmeyi öğrendiniz

20’lerde öyle ne bulursak içmeler, işin cılkını çıkarmalar devam eder. Çoğu gece bir önceki gece ne yaptığımızı hatırlamayacak kadar sarhoş olabiliriz. Midemize düşmanımız gibi davranabiliriz. İçmeyi bir keyif değil, zorunluluk gibi algılarız çünkü. Örneğin mis gibi bir rakı sofrasını değil, ne bulursak içtiğimiz partileri tercih ederiz. Ancak 30’larda artık içmeyi de öğrenmeye başlarız. Hava atmak için değil, keyif almak için içeriz. Sohbetten keyif alırız.


İnsanları yargılamaya zamanınız yok

30’lu yaşlarda hayatınıza odaklanmaya başladığınızdan, diğerlerinin ne yaptığı sizi o kadar ilgilendirmez. İnsanların giydikleri şeyler, dinledikleri müzikler, takıldığı kişiler hakkında yargılama yapmak artık size zor gelir. Zaten artık siz kim olduğunuzu, neyi sevip sevmediğinizi bilirsiniz. O yüzden başkalarını kendi haline bırakıp kendi zevklerinizin peşinden gitmeye başlarsınız.


Mükemmel çalışan çılgınlık radarınız var

Çılgınlık yapma isteği artık bünyenizden uzaklaşmaya başlar. Çılgın kişiler ve çılgınca şeylerden uzaklaşırsınız. Bu kendiliğinden gelişir. Artık beyninizde çılgınlık alarmı veren bir radar vardır. Ve size çılgınlık tehdidi yaklaştığında bu radar kendiliğinden çalışmaya başlar. Böylece, tehlikeli durumu hızla savuşturup güven içinde evinize ulaşırsınız.


Hâlâ genç ve güzelsiniz

Kim demiş 30’lar artık gençliğin bittiği yıllar diye. 30’larındaki bir kişi hâlâ gençtir. Yeter ki, hayattan keyif almayı bilsin. Evet, belki artık eskisi kadar hızlı koşamayabilirsiniz ya da sabaha kadar eğlenecek enerjiyi kendinizde bulamayabilirsiniz. Ancak, sağlıklı yaşayarak ve her şeyi kararında yaparak 30’lu yaşlarda da gençlere taş çıkarmamız mümkün. Sporu ihmal etmeyin, iyi beslenin ve keyfinize bakın.



Listelist


Güncelleme Tarihi: 10 Mayıs 2018, 13:12
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER