Aşının eli kulağında… İğne korkusu için neler yapılmalı?

Aşı süreci tüm dünya için umut verici ancak bazıları için gergin bir bekleyiş söz konusu.

Aşının eli kulağında… İğne korkusu için neler yapılmalı?

Aşı süreci tüm dünya için umut verici ancak bazıları için gergin bir bekleyiş söz konusu. Onlar iğne korkusu olanlar… İğne fobisi yüzünden aşıya mesafeli olan insanların en büyük endişesi aşılama süreciyle ilgili. Dünyanın birçok yerinde bu fobiye sahip olan insanlar aşının hızlı bir şekilde yapılacak olmasından korkuyor. Psikolog ve psikoterapist Özlem Koç Özden, içinde bulunduğumuz pandemi sürecinde daha fazla ön plana çıkan iğne korkusu ile ilgili Sozcu.com.tr'ye konuştu. Özden, iğne korkusu olan insanlara aşılama sürecinde hassasiyet gösterilmesi gerektiğini söyleyerek yapılması gerekenleri anlattı.

Aşılar ne durumda?

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, 11 Aralık'tan sonra ilk aşıların geleceğini söylemiş ve önceliğin kimlere verileceğini de açıklamıştı. Bugün 24 Aralık, henüz bir resmi açıklama olmasa da ilk etapta gelmesi planlanan 3 milyon CoronaVac aşısının Türkiye’ye giriş yaptığına dair duyumlar var. Bakan Koca ise geçtiğimiz günlerde konuyla ilgili yaptığı açıklamada aşıların depolarda hazır beklediğini ve onay sürecinin başladığını söylemişti. Birkaç günlük prosedürden sonra aşıların Türkiye'ye geleceğini ifade eden Koca, ilk partide 3 milyon aşı geleceğini de bir kez daha vurgulamıştı. Bakan Koca’nın son açıklamasına göre bu ay sonu veya Ocak ayının ilk haftası aşılama uygulaması başlayabilir. Uzmanlar aşının olumlu sonuç vermesi için herkesin aşı olmasının çok önemli olduğunu belirtiyor.

AŞILAMA SÜRECİ ENDİŞESİ

Özlem Koç Özden ilk olarak korku meselesine dikkat çekiyor: “Hepimiz az ya da çok bedene yapılan müdahaleler karşısında korku ya da kaygı yaşayabiliriz. Korku her duygu gibi insan hayatında önemli ve gerekli bir duygudur. Bizler korktuğumuz için hayatta kalırız. Korktuğumuz için geleceğe ilişkin birikimler yaparız. Korktuğumuz için “yabancı” olanla ilişki kurmayız…  Asıl hedefimiz hiçbir zaman korkuyu ortadan kaldırmak olamaz. Asıl olan korkularımızı gerçekçi zeminlere oturtmak olmalıdır.”

İlginizi ÇekebilirAşı gönüllüsü Profesör Ünal: Sosyal medyada yazılanlara inanamıyorumAşı gönüllüsü Profesör Ünal: Sosyal medyada yazılanlara inanamıyorum

KORKUNUN SEBEBİ

İğne korkusunun mevcut ruhsal bozukluklar tanı sistemlerinde Kan- Enjeksiyon-Yaralanma tipi fobi olarak sınıflandırıldığını belirten Özden, “Öncelikle fobik tepkileri belirleyen bazı işlev bozucu fikirler vardır. Kimi için iğne korkusunun sebebi, iğnenin kırılarak vücudun içinde kalması iken, kimisi için kontrolü kaybetme, alay edilme, tiksinme, iğrenme, yoğun korku kaygı nöbeti geçirme korkusu olarak tanımlanabilir. Bazen tanık oldukları yoğun tıbbi müdahaleler ve diğer insanlardan dinledikleri korku dolu tıbbi müdahale öyküleri de bu işlevsiz düşüncelerin ortaya çıkmasına sebep olabilir” diyor.

İĞNE KORKUSU OLANLAR İÇİN NE YAPILMALI?

Korona virüsü aşılama sürecinin başlamak üzere olduğu şu günlerde iğne fobisi olan insanlar için Sağlık Bakanlığı ve bakanlığa bağlı kuruluşlara büyük iş düşüyor. “Tıpkı çocuklarda olduğu gibi iğne korkusu olan yetişkinlerde de benzer konularda hassasiyet gösterilmesi önemlidir” diyen Özden'in konuyla ilgili önerileri şöyle:

Habersiz, birdenbire, yeterince ikna olmadan yapılan tıbbi müdahaleler özellikle fobik tepkiler gösteren bireylerde daha zorlayıcı ve kaçınan bir tavra yol açabilir.Bu konuda mümkünse bireylerin aşılama süreci, zamanı ve detayları ile ilgili konularda detaylı bilgiye ulaşabilecekleri platformların oluşturulması gerekir.Aşılama sırasında yeterince hazır hissedebilecekleri küçük zaman aralıklarının, esnek tarihlerin yaratılması ve bu önlemlere rağmen şiddetli fobik tepkiler gösteren bireylerin ruh sağlığı uzmanları tarafından psikolojik destek kanallarına ulaşmaları sağlanmalıdır.

ABD'de yaşayan 46 yaşındaki Ali Beckman, aşılama sürecinden çekinen insanların durumunu anlamak için önemli bir örnek. Business Insider’a konuşan Beckman, korona virüsü aşılarının çok hızlı bir şekilde yapılmasından çekiniyor. Beckman'in aşı korkusu ortaokul yıllarına kadar uzanıyor. O günlerde kızamık aşısı olmamak için annesine yalvaran ve enjeksiyondan çok korktuğu için astım krizi geçiren Beckman'in yaklaşık otuz yıl sonra gündeminde korana virüsü aşısı var. Kendisi korkusunu şöyle açıklıyor: “Birinin beni rahatlatması ve bana karşı sabırlı olması için zaman yok. Kontrolü kendimde hissetmek istiyorum ve yapacağımı sanmıyorum.”

İLK ADIM KORKUYLA YÜZLEŞMEK

Özden'e göre korkuyu yenmek için öncelikle işlev bozucu fikirlerin farkına varılması ve tıbbi konularla ilgili temiz bilgiye ulaşmak önemli taşıyor. İkinci olarak korktukları durum ya da nesne ile ilgili aldıkları güvenlik sağlayıcı davranışların hepsinin az ya da çok iğne korkusunu beslediği bilinmeli. Özden, “Dolayısıyla kişilerin güvenlik sağlayıcı davranışlardan kesinlikle uzak durmaları ve basit anlamda fobik nesne ya da durum ile yüzleşmeleri gerekmektedir” diyor.

Özden'in aktardığına göre; iğne yapılacak durumlardan kaçınmak, tıbbi müdahaleleri ertelemek, gebelik ya da tıbbi eğitimlerden vazgeçmek iğne korkusunun sürmesine sebep oluyor. Benzer şekilde kan aldırırken uzman seçmek, aynı sağlık kurumuna  gitmek, iğne acısının azaltılmasına ilişkin bir takım uyuşturucu sprey ya da kremler kullanmak da yine iğne fobisinin sürmesine sebep olan davranışlar arasında bulunuyor. Özlem Koç Özden, “Bu davranışların hepsi kişinin fobik uyaranla yüzleşmesine değil, fobik uyarandan kaçmasına hizmet etmektedir. Bu anlamda fobik tepkilerin de sürmesine sebep olacağı unutulmamalıdır” ifadesini kullanıyor.

Psikolog ve psikoterapist Özlem Koç Özden, 2013 yılından bu yana özellikle kaygı bozuklukları konusunda Klinik Psikoloji Doktora çalışmalarına devam eden ediyor.

DESTEK İÇİN ÜÇ ÖNEMLİ KRİTER

Eğer yüzleşerek ve üstüne giderek iğne korkusunun üstesinden gelmek mümkün olmuyorsa bu noktada psikolojik destek almak gerekebiliyor. Özden, “Burada önemli üç kriterimiz var. Bunlar süre, sıklık ve şiddet” diyor. Özden konuyla ilgili şunları söylüyor:

“Bazı kişiler iğne ya da herhangi bir tıbbi müdahale ile karşılaştıklarında çok yoğun fobik tepkiler gösterebilirler. Aynı zamanda bundan kaçınmak için yoğun önlemler alabilir ve ciddi işlev kaybına uğrayabilirler. Örneğin sağlıkları için önemli olan tıbbi müdahalelerden kaçındıkları gibi gebelik ve askerliği erteleyebilir, tıp ya da hemşirelik gibi eğitimlerini de yarım bırakabilirler. En az altı aydır, fobik tepkiler ve kaçınmalarla giden ve işlev kaybının da ortaya çıktığı böyle durumlarda bir ruh sağlığı uzmanından yardım alınabilir.”

ʻʻ
Psikoterapide farklı ekollerde iğne korkusu çalışılabilir, özellikle bilişsel davranışçı terapiler ve maruz bırakma uygulamaları sıklıkla kullanılmaktadır.
Psikolog ve psikoterapist Özlem Koç Özden

 

KORKUNUN SEBEBİ ÇOCUKLUKTA GİZLİ OLABİLİR

İğne fobilerinin olduğunu söyleyen birçok kişinin korkusunu “kendimi bildim bileli” diye tanımladığını belirten Özden'e göre; kalıtsal etkiler, bilişsel şartlanma unsurları ve travmatik tıbbi müdahale deneyimleri gibi birçok sebep korkuyu oluşturan etkenler arasında sayılabilir. Özellikle çocukluk bu noktada kilit rol oynayabiliyor.

Özden konuya şöyle dikkat çekiyor: “Ebeveynlerin bir tehdit aracı olarak iğneyi kullanmaları, sınıflarda toplu aşılamalarda çocukların birbirlerinin fobik tepkilerine maruz kalmaları, habersizce, birdenbire ya da zorla ve şiddetli bir şekilde tutularak çocuklara aşı yapılması hatalı uygulamalardır. Çocuklara yeterince ve yaşına uygun bir şekilde açıklama yapılmadan yapılan aşılar da çocuklarda bu tür fobilerin oluşumuna zemin hazırlayabiliyor.”

“Bu anlamda çocukların verdiği tepkileri önemsemeli, sabırla ikna olmaları için onlara zaman vermeliyiz” diyen Özden, “Ebeveyn olarak önce çocuklarımızın beden bütünlüğüne ve sınırlarına saygı göstermeliyiz. Çocuklarımızın bedensel sınırlarını istila etmemeliyiz” diyor.

KORKUNUZU ERTELEMEYİN!

Psikolog ve psikoterapist Özlem Koç Özden, sözlerini şöyle noktalıyor: “Genel olarak tüm fobiler özelde iğne korkusu, kişilerde uzun yıllardır yaşanmakta olan korkulardır. Kişiler fobik kaçınmalar göstererek yaşamlarına devam edebildiklerinden dolayı uzun yıllar kaçınarak ya da yardım almadan hayatlarına devam edebilirler. Ancak burada unutulmaması gereken önemli bir şey vardır: İğne ya da herhangi bir tıbbi müdahale korkusu nedeniyle tıbbi tedavileri ertelemek ya da iptal etmek er ya da geç alınacak tanının ağırlaşmasından başka bir sonuca yol açmaz.”

YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER