Bilim Kurulu üyesi Tufan: Aşı geliştirilemezse 2021’de de hastayla karşılaşabiliriz

Prof.

Bilim Kurulu üyesi Tufan: Aşı geliştirilemezse 2021’de de hastayla karşılaşabiliriz

Prof. Dr. Zeliha Koçak Tufan, Bilim Kurulu üyeleri tarafından hazırlanan TÜBİTAK Turkish Journal of Medical Sciences Dergisi’nin ‘COVID-19 Özel Sayısı’ ve salgında gelinen son safha ile ilgili açıklamalarda bulundu.

Özel sayıya Bilim Kurulu üyelerinin yanı sıra uluslararası kamuoyunun tanıdığı Japon, İtalyan ve Danimarkalı akademisyenlerin de bilimsel makaleleriyle katkıda bulunduğunu belirten Tufan, salgının açılış döneminde hazırlanan derginin Türkiye’nin ‘Covid-19’ ile mücadeledeki tecrübesini yansıttığını söyledi.

Tufan, “Bizim gibi tecrübeli bir ülkenin, bu dek pozitif uzmanı olmayan, bu deneyimleri yaşamamış ülkelere de anlatacakları vardı. Onlar için de referans olacağını düşündüğümüz başlıkları ele aldık. Bilhassa Asya’da, Afrika’da, Orta Doğu’da bizim afiyet sistemimizi, yorumlarımızı, kılavuzlarımızı yakinen peşine düşüp takip eden ülkeler var. Onlara da liderlik etmiş olduk. Ast Avrupa ve ABD’ye de kendi uygulamalarıyla bizim uygulamalarımızı kıyas fırsatı verdik. Nitekim salgının başlangıcındaki manzara tarzımızın süreç ilerlediğinde ne değin başarılı olduğunu da görmüş olduk” diye konuştu.

‘ŞEHİR HASTANELERİNİN YAPILMASI ÇOK BÜYÜK MENFAAT’

Alınan tedbirler doğru virüsün Türkiye’ye diğer ülkelerden daha geç geldiğini andıran Tufan, “Diğer ülkelerin deneyimlerinden çok yararlandık ve bunların hepsini ortaya koyup değerlendirebileceğimiz bir fırsat zeminimiz de oldu. Enfeksiyon kontrol önlemlerimizin, akademisyenlerimizin iyi olması, afiyet personelimizin hasta bakma kapasitesinin çok iyi olması Türkiye’yi diğer ülkelerden bambaşka kıldı. Nitekim kent hastanelerimizin yapılmış olması çok büyük bir üstünlük olarak karşımıza çıktı.

Şehir hastaneleri doğrudan pandemi hastanesi olarak kullanılabildi. Odalar yoğun bakıma çevrilebildi. Türkiye’nin yoğun bakım yatak kapasitesi, solunum cihazı kapasitesi ve olmazsa olmaz sıhhat personelinin hasta bakma kapasitesi mükemmel. Yani biz yıllardan beri fazla yoğun hasta görebilen ekipler olarak salgında da çok başarılı bir işlem yönettik, diye düşünüyorum. Hiçbir hasta dışarıda kalmadı” dedi.

‘DSÖ ‘YEREL’ DERKEN PANDEMİ PLANINI GÜNCELLEDİK’

Dünya Sağlık Durumu Örgütü’nün (DSÖ) virüsün pandemiye ilerleyeceğini öngöremediği bir dönemde Türkiye’nin mücadeleye başladığını vurgulayan Tufan, şunları kaydetti:

“Türkiye çok erken başladı. Ocak ayında daha DSÖ bunun bir pandemiye ilerleyeceğini öngörmemişken, ‘bu bir SARS virüsüdür, yerel kalacaktır’ öngörüsüne sahipken 10 Ocak’ta Bilim Kurulu toplandı ve 2019 yılında oluşturulmuş olan pandemi planı revize edilerek bir kılavuz oluşturuldu.

Bilim Kurulu üyelerimiz bambaşka alanlardan, halk sağlığından, uyuşturma yoğun bakımdan, acilden, enfeksiyon hastalıkları uzmanlarından oluşan bir ekipti. Tüm meydana çıkan yayınları ve dünyada olanları, Çin’de olanları fazla yakinen peşine düşüp takip ederek ön alınabildi. Bu çok önemliydi Bilim Kurulu’nun oluşması. İkinci olarak kamu kurumları ve kuruluşları da akademisyenlerin önerileri doğrultusunda tedbirlerini aldılar. Türkiye akademisyenlerle birlikte hareket etti.”

‘NORMALLEŞME, ESKİYE DÖNME OLMAMALI’

Türkiye’nin ‘Covid-19’ salgınında geldiği aşamayı da değerlendiren Prof. Dr. Tufan, normalleşme süreciyle ilgili uyarılarda bulundu. Tufan, “Normalleşme dediğimiz şey tamamen eskiye dönme katiyen olmamalı. Pandemi devam ediyor. Bitmedi. Ülkemiz için pandemi denetim aşağı, iyi gidiyoruz; ama sosyal mesafeye uyarı ettiğimiz, toplum içerisinde maske taktığımız sürece iyiyiz. Çünkü olgu sayısının azalması, sıfırı bulması ya da sporadik (aralıklı) vakaların dönemine az önce gelmedik.

Buna ‘tekrar normalleşme’ diyoruz. Her Yerde normalleşme sürecinde evet hayat devam ediyor fakat tedbirleri elden bırakmadan. Tedbirleri elden bıraktığımızda gelebilecek olan artçı olgu artışları zorunlu da olabilir. Iyice eskiye döndük, eskinin normali, diye bir şey yok” dedi.

‘AŞI GELİŞTİRİLEMEZSE 2021’DE DE KARŞILAŞABİLİRİZ

‘Covid-19’ aşısı ile ilgili çalışmaların kısa zamanda sonuçlanmasını beklemediğini, aşının birkaç yıl içinde geliştirilebileceğini dile getiren Prof. Dr. Tufan, şöyle konuştu:

“Kitle bağışıklığı açıkçası toplumun yüzde 75’i virüsle karşılaştığında olacak bir şey. Yüzde 75 rakamına birkaç sene içinde ulaşırsak bir sorun değil; ama 1- 2 ay içinde ulaştığınızda çok ciddi fazla yüksek rakamlarda insan kayıplarıyla karşılaşabilirsiniz. Nitekim İtalya’da olan buydu. Vaka sayısının çok süratli tırmanmasıyla birlikte sıhhat hizmet sunumu bunu karşılayamadı. Ola Ki de kurtarılabilecek olan öyle çok olgu İtalya’da kaybedilmiş oldu.

Son 100 yıl içerisinde yaşanmış büyük pandemilere bakıldığında 1918 pandemisi, 1919’da da görülmüştür. 1957 pandemisi 1958’de de görülmüştür. Bir sonraki yılda bağışıklığı olmayan ve hemen şimdi virüsle karşılaşmamış olan kitle karşılaştığında, doğrusu yüksek sayılarda tekrar istenmeyen sonuçlar görülmüştür. Dolayısıyla aşı geliştirilmediği takdirde gelecek sene için de oldukça bir hasta ile karşılaşmamız muhtemel.” DHA

YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER