Euler Hermes, Covid - 19 (Koronavirüs) salgınının niçin olduğu riskleri değerlendirdiği yeni raporunu yayınladı. Raporda küresel nüfusun ve üretimin yarısından fazlasını kilit altında tutan bu krizin dünyayı 2. Dünya Savaşı'ndan bu yana görülen en fena resesyona sürüklediği belirtiliyor. Raporda "Bu kapsamda dünya ekonomisinin baştan faaliyet geçmesi ile anapara piyasalarındaki durumun iyileşmeden önce kötüye gidebileceği varsayım ediliyor" ifadelerine yer verildi.
Raporda dünya ekonomisini tekrar faaliyete geçirirken dikkat edilmesi lüzum 7 risk şöyle sıralandı:
"Virüsün ikinci bir salgın dalgasına yol açması. Bu şart dünya ekonomisini 2021 yılı sonuna kadar kriz önceki seviyelerinin aşağı tutmaya devam edebilir.
Uzun süreli değişkenlik ve düşük güven seviyelerinin yatırımları geciktirmesi ve ihtiyati tasarrufları arttırması.
Politika hataları ve Euro Bölgesi'nde parasal tartma paylaşımının beceriksiz kalmasıyla kötüye gidişin tekrarlaması ve milli borç krizlerinin tetiklenmesi.
Yüksek riskli kredilerdeki ciddi artış ve nakit sıkıntısı yaşayan şirketlerin ödeme güçlükleri sebebiyle bir bankacılık ya da gayrimenkul krizinin ortaya çıkması.
Özellikle gelişmekte olan ülkelerde, çoğalan eşitsizliklerin dikkate alınmaması sebebiyle gelişen sosyal memnuniyetsizlik ve siyasi gerginlikler.
Dünya genelinde korumacı önlemleri tetikleyen ve şirketlerin yapısal olarak daha düşük marjlarla çalışmalarına neden olan daha kısa arz zincirleri.
Aşırı ahlaki tehlikenin daha yüksek enflasyon, borçların tekrar yapılandırılması ve artan vergilere yönelik kolektif bir tehlike oluşturması.
Önlemler ticareti ve büyümeyi olumsuz etkiliyor
Raporda mal ve hizmet ticaretinde iki çeyrek boyunca sürecek bir resesyon beklendiği açıklama edildi. Ticaret hacminde yaşanması beklenen yüzde 15'lik bir daralmanın sonucunda dünya ticaretinde 3,5 trilyon dolara varan kayıplar yaşanacağının altı çizildi. Bir öteki büyük tehlike olan iflasların ise hükümetlerin bu zamana dek göstermediği desteklere karşın yüzde 20 oranında artacağı varsayım ediliyor.
Dünya ekonomisinin 2020'de yüzde 3,3 küçülmesinin beklendiği raporda yaklaşık 9 trilyon dolarlık bir kaybın yaşanacağı ifade edildi. Bu kayıp Almanya ve Japonya ekonomilerinin toplam GSYH büyüklüklerine eşit. Kısmi işsizlik kategorisine giren işlerde çalışanların üçte biri işsiz kalabileceğinin altının çizildiği raporda Euro Bölgesi'nde toplamda 70 milyondan pozitif insanın kısmi işsizlik programlarından faydalanacağı tahmin ediliyor. Raporda ekonomilerin yavaş bir seyirde her yerde faaliyete geçmesi ile şirketler için sabit maliyetlerin düşürülmesinin gerekeceği ve bu durumun en fazla karantina önlemlerinin çok yavaş şipşak kaldırılacağı otel ve konaklama, seyahat ve perakende sektörlerini etkileyeceği söyleniyor. Belçika, İngiltere, İspanya, Fransa ve Portekiz gibi işsizlik programlarının yaklaşık 6 ışık halkası sınırlı olduğu ülkelerde kısmi işsizlik kategorisine giren işlerde çalışanların üçte birinin yılsonuna kadar işsiz kalabileceği öngörülüyor.
Merkez bankalarının şişen bilançoları maliyetleri hafifletiyor
Raporda çift haneli bütçe açıklarının ve merkez bankalarının balon gibi şişen bilançolarının krizin finansal idareli ve sosyal maliyetlerini hafifletmeye yardımcı olduğu belirtildi. Fransa'da 10 milyondan artı insan kısmi işsizlik programı aşağıda. Almanya'da ise 725 bin şirket yardım programından yararlanıyor. İstihdamı korumanın maliyetinin her ülkede GSYH'nin yüzde 1,5'ini aşacağı varsayım ediliyor. FED'in bilançosunun 4.13 trilyon dolardan 6.34 trilyona çıkmasının ardından FED'den bir ay içinde 2 trilyon dolarlık bir bilanço artışı daha bekleniyor. Sene sonunda ise FED'in bilanço toplamının 11.5 trilyon dolara yani GSYH'nin yaklaşık yarısına ulaşabileceği varsayım ediliyor.
