Bursa'daki Yıldırım Belediyesi Hacı Mehmet Zorlu Özel Eğitim Meslek Okulu'nun atölyelerinde engelli öğrenciler, dolaptan çantaya, seramik tabaktan süs eşyalarına kadar çok çeşitli eşya üretiyor. Amaçlarının öğrencileri eğitimin ardından kendi başına ayakta durabilen bireyler haline getirmek olduğunu söyleyen okul müdürü Ümit Kılıç, bu eşyaların satışında da bir yılda 250 bin TL gelir elde ettiklerini anlattı.
Kentte 2010 yılında faaliyete başlayan Yıldırım Belediyesi Hacı Mehmet Zorlu Özel Eğitim Meslek Okulu öğrencileri, tekstil, el sanatları, seramik ve cam sanatları, mobilya ve iç mekan tasarımı, giyim teknolojisi ve bilişim teknolojileri atölyelerinde eğitim görüyor. Öğretmenlerinden aldıkları eğitimin ardından öğrenciler, üretime katkı sağlıyor.
Elde edilen gelir kısa sürede katlandı
Dolaptan çantaya, seramik tabaktan süs eşyalarına, bebek battaniyesinden atkıya birçok ürün, siparişlere göre üretiliyor. 3 yıl önce atölyede üretilen ürünlerden 60 bin lira kazanan okul, bu yıl 250 bin lira gelir elde etti.
"Çocukların hayatın içinde yer alması için çalışmalar yapıyoruz"
Okulun meslek bölümünde öğrencilere toplumsal uyum becerilerinin kazandırıldığı eğitim çalışmalarının olduğunu belirten Okul Müdürü Ümit Kılıç, "Toplumsal uyumdan kastımız, çocuğun okul hayatından sonra kendi başına idare edebileceği bir işe girip, ekonomik açıdan özgürlüğünü sağlayabilecek imkanları sağlamak. Bu tür eğitimler vermekteyiz. Çocuklar okula geldiği zaman atölye tanıma çalışmaları yapılıyor. Daha sonra atölyelerde eğitim almaya başlıyorlar. Bu eğitim son sınıfa geldiklerinde staj uygulamasıyla devam ediyor. Çocuğun bir ayağı okulda, bir ayağı iş hayatında. Daha sonra bu çocukların iş hayatına devam edip etmeyeceğiyle ilgili istatistik verileri takip ediyoruz. İş hayatına geçemeyen öğrencilerimizin işe yerleştirilmesiyle ilgili çalışmalar yapıyoruz. İŞKUR ile ilgili yapmış olduğumuz çalışmalarımız var. Onları takip ediyoruz. Bu çocuğun hayatta yer almasını, yaşamını idare ettirmesi için çalışmalar yapıyoruz" dedi.
"Elde ettiğimiz gelirlerle öğrencilerimiz harçlık elde ediyorlar"
Okulda birçok bölüm ve atölye olduğunu belirten Kılıç, "İstekli öğrencilerimiz ve çalışkan öğretmen arkadaşlarımız var. Biz hep birlikte 'bir elin nesi var, iki elin sesi var' diyerek birlikte bir çalışma başlattık. Bu çalışma neticesinde ürünlerimiz ortaya çıkıyor. Daha sonra bu ürünlerimizi okulun döner sermayesi aracılığıyla katma değer sağlamak açısından ürettiğimiz ürünleri satıyoruz. Elde ettiğimiz gelirlerle öğrencilerimiz harçlık ediniyorlar. Bu ürünlerden tekrardan ham madde alıp, o ham maddeyi işliyoruz. Tekrar böyle bir döngü içerisinde ekonomiye katkı sağlıyoruz" diye konuştu.
"Burası okul ile fabrika arasında bir geçiş"
Ürünlerin satışından bu yıl 250 bin lira gelir elde ettiklerini belirten Kılıç, "3 yıl öncesine kadar 60 bin liralık bir gelir elde ederken, Özel Eğitim İyileştirme Projesi ile atölyelerin yenilenmesinden sonra 250 bin liraya kadar rakamlara ulaşabildik. Amacımız bunları daha da yukarılara taşımak. Okulumuzu gören insanlar çok şaşırıyorlar. O şaşkınlığı biz herkesin yüzünde görebiliyoruz. Biz de zaten burayı eğitimle fabrika arasında bir geçiş olarak tanımlıyoruz. Zaten çocuğu hayata hazırlamak amacı güden bir kurumun o geçiş köprüsünü oluşturması lazım" diye konuştu.
Kentte 2010 yılında faaliyete başlayan Yıldırım Belediyesi Hacı Mehmet Zorlu Özel Eğitim Meslek Okulu öğrencileri, tekstil, el sanatları, seramik ve cam sanatları, mobilya ve iç mekan tasarımı, giyim teknolojisi ve bilişim teknolojileri atölyelerinde eğitim görüyor. Öğretmenlerinden aldıkları eğitimin ardından öğrenciler, üretime katkı sağlıyor. 
Dolaptan çantaya, seramik tabaktan süs eşyalarına, bebek battaniyesinden atkıya birçok ürün, siparişlere göre üretiliyor. 3 yıl önce atölyede üretilen ürünlerden 60 bin lira kazanan okul, bu yıl 250 bin lira gelir elde etti. 
Okulun meslek bölümünde öğrencilere toplumsal uyum becerilerinin kazandırıldığı eğitim çalışmalarının olduğunu belirten Okul Müdürü Ümit Kılıç, "Toplumsal uyumdan kastımız, çocuğun okul hayatından sonra kendi başına idare edebileceği bir işe girip, ekonomik açıdan özgürlüğünü sağlayabilecek imkanları sağlamak. Bu tür eğitimler vermekteyiz. Çocuklar okula geldiği zaman atölye tanıma çalışmaları yapılıyor. Daha sonra atölyelerde eğitim almaya başlıyorlar. Bu eğitim son sınıfa geldiklerinde staj uygulamasıyla devam ediyor. Çocuğun bir ayağı okulda, bir ayağı iş hayatında. Daha sonra bu çocukların iş hayatına devam edip etmeyeceğiyle ilgili istatistik verileri takip ediyoruz. İş hayatına geçemeyen öğrencilerimizin işe yerleştirilmesiyle ilgili çalışmalar yapıyoruz. İŞKUR ile ilgili yapmış olduğumuz çalışmalarımız var. Onları takip ediyoruz. Bu çocuğun hayatta yer almasını, yaşamını idare ettirmesi için çalışmalar yapıyoruz" dedi. 
Okulda birçok bölüm ve atölye olduğunu belirten Kılıç, "İstekli öğrencilerimiz ve çalışkan öğretmen arkadaşlarımız var. Biz hep birlikte 'bir elin nesi var, iki elin sesi var' diyerek birlikte bir çalışma başlattık. Bu çalışma neticesinde ürünlerimiz ortaya çıkıyor. Daha sonra bu ürünlerimizi okulun döner sermayesi aracılığıyla katma değer sağlamak açısından ürettiğimiz ürünleri satıyoruz. Elde ettiğimiz gelirlerle öğrencilerimiz harçlık ediniyorlar. Bu ürünlerden tekrardan ham madde alıp, o ham maddeyi işliyoruz. Tekrar böyle bir döngü içerisinde ekonomiye katkı sağlıyoruz" diye konuştu. 
Ürünlerin satışından bu yıl 250 bin lira gelir elde ettiklerini belirten Kılıç, "3 yıl öncesine kadar 60 bin liralık bir gelir elde ederken, Özel Eğitim İyileştirme Projesi ile atölyelerin yenilenmesinden sonra 250 bin liraya kadar rakamlara ulaşabildik. Amacımız bunları daha da yukarılara taşımak. Okulumuzu gören insanlar çok şaşırıyorlar. O şaşkınlığı biz herkesin yüzünde görebiliyoruz. Biz de zaten burayı eğitimle fabrika arasında bir geçiş olarak tanımlıyoruz. Zaten çocuğu hayata hazırlamak amacı güden bir kurumun o geçiş köprüsünü oluşturması lazım" diye konuştu.
