Sincan'da korona kısıtlamaları yüzünden aç kalan Uygur halkı, ayrıca ilaç ve günlük ihtiyaçların temininde de güçlük çekiyor.
Avrupa'da üniversite öğrencisi Uygur Türkü Yasinuf kayınvalidesinin bu hafta sonu gönderdiği sesli mesajları Associated Press (AP) haber ajansına dinletti. Mesajda, hafif bir öksürük sebebiyle merkezi karantinaya zorlandığını söyleyen kadın, memurların eve gelip kendisini götürdüğü anların iki yıl önce eşini kampa götürürken yaşadıklarını hatırlattığını dile getirdi.
Mesajda "Kıyamet günü" diyerek iç çeken kadın, "Şimdi ne olacağını bilmiyoruz. Yapabileceğimiz tek şey yaratanımıza sığınmak" ifadelerini kullandı.
Un, su ve tuzdan yaptıkları hamurlarla doyuyorlar
Soy ismini vermek istemeyen Yasinuf, annesinin evinde kapanma öncesinde stok yapmalarına karşın evdeki gıdanın azaldığını belirtti. Yasinuf, ihtiyaç dağıtımının olmadığını ve virüsün yayılma korkusundan arka bahçedeki fırını kullanmalarının da yasaklandığını aktardı. Yasinuf'un ailesi evdeki un, su ve tuzdan yaptıkları hamurlarla karın doyuruyor.
'Açız, ne olur bize yardım et diyen sesleri aklımda'
Son günlerde ders çalışamadığını ve uyuyamadığını ifade eden Yasinuf, "Açız, ne olur bize yardım et diyen sesleri sürekli aklımda. 21'inci yüzyılda bu düşünülemez bile" dedi.
Gülceli Uygur Türklerinden Nyrola Elima da babasının ve 93 yaşındaki babaannesinin bitmek üzere olan domates stoklarını günlere bölüştürdüğünü dile getirdi. Halasının ise iki yaşındaki torununu besleyecek süt kalmamasından endişeli olduğunu belirtti.
Daha önce de halkı kortum sıkılan dezenfektanla yıkamışlardı
Gülce'deki kapanmalar Çin'in Sincan bölgesindeki Uygur Türklerine karşı polis şiddeti korkularını da yeniden uyandırdı. Sincan'da daha önce çok sıkı şekilde uygulanan bir kapanmada halka zorla ilaç verilmiş, tutuklamalar olmuş ve halk hortumlarla sıkılan dezenfektanla yıkanmıştı.
Sansür devrede: sosyal medya paylaşımları siliniyor
Yerel yönetim geçen haftaki basın toplantısında, eksiklikler ve yetersizlikler için özür dileyerek yönetimin korona salgınında "kör noktalar ya da gözden kaçan şeyler" olduğunun arkasına sığındığını belirterek iyileştirme sözü verdi.
Ama şikayetleri kabul etmesi üzerine sansür devreye girmeye başladı. Sosyal medya paylaşımları silinirken, aktif internet kullanıcıları silinen bazı videoları tekrar paylaşarak çevrimiçi sansüre karşı direnmeye çalıştı. Bölgedeki birçok kişi AP'ye paylaşımların kapatmanın korkunç yüzünü gösterdiğini söyledi fakat kendi durumlarına ilişkin ayrıntı paylaşmadı.
Söylenti yaymaktan dolayı altı kişi tutuklandı
Pazartesi günü yerel polis kapatmayla ilgili "söylenti yaymaktan dolayı" altı kişiyi tutukladıklarını duyurdu. Bahse konu "söylentiler" arasında ölen bir çocuk ve intihar iddiasına dair sosyal medya paylaşımlarının bulunduğunu belirten polis, tutukladıkları kişilerin "muhalefet yarattığını ve kamu düzenini bozduğunu" söyledi.
Hükümet kurumlarından sızan yönetmeliklerde çalışanların "olumsuz bilgiden" kaçınması ve "pozitif enerji" yayması talimatı verildi. Bu yönetmeliklerden birinde bir devlet medyasının karantinadan çıkan mahallelerde "gülen yaşlılar" ve "eğlenen çocukların" görüntülerini çekmesi istendi.
'Kötü niyetle aldatan, söylenti yayan ve mantıksız suçlamalarda bulunanlar...'
Euronews'in aktardığına göre AP'nin bağımsız kaynaklara doğrulatamadığı belgede "Kötü niyetle aldatan, söylenti yayan ve mantıksız suçlamalarda bulunanlar hakkında yasal işlem başlatılır" ifadesi yer aldı.
Yerel yönetimlerin harekete geçmesiyle koşulların halkın bir kısmı için iyileştiği ifade edildi. AP'nin telefonla ulaştığı bir kent sakini gıda dağıtımının iki haftalık bir aradan sonra tekrar başladığını söyledi. Ayrıca oturduğu sitenin sakinlerinin arka bahçede günde birkaç saat yürüyüşe çıkarak görüşmelerine izin verildiğini söyleyerek "durum yavaş yavaş daha iyiye gidiyor" dedi.
BM ülkeleri Sincan'daki insan haklarından endişeli
Japonya, Sincan'daki ihlalleri endişeyle takip ettiğini belirtti
Sincan'da 'zorla kısırlaştırma uygulanıyor' iddiası
BM, Uygurlara dair insan hakları ihlalleri raporunu açıkladı
ABD'den Çin'e: Uygur bölgesinde ayrımcılığı durdurun
Fransa Uygur Türklerine yönelik şiddeti ‘soykırım’ olarak tanıdı
