Dijital fotoğraf makineleri 2000'li yılların başlarında yeni yeni yaygınlaşmadan önce anılarımızı ölümsüzleştirirken yaşadığımız detaylar günümüze nispeten çok daha farklıydı. Şimdilerde bu detaylar unutulmaya yüz tutsa da o eski albümlere baktıkça her detay film şeridi gibi gözümüzün önünden geçiverir.
1. Fotoğraf makinelerinin tasarım olarak bir hayli etine dolgun yapıları vardı.
2. Ne de olsa içine çok da küçük olmayan bu filmler takılırdı.
3. Poz sayısı genelde 36 olduğu için gerekli gereksiz her şeyi fotoğraflamak lükstü, idareli kullanmak gerekirdi.
4. Fotoğraf çekerken bu şekilde ekrana bakmak yerine mercekten bakılırdı.
5. İlk çektiğiniz fotoğrafı hemen görebilmek mümkün değildi, 36 fotoğraf çektikten sonra merakınızı giderebilirdiniz.
6. Makinedeki poz sayısını gösteren ibre sona geldiğinde bir fotoğrafçıya gidilip fotoğraflar tab ettirilirdi.
7. Tabii, şimdiki gibi fotoğrafları anında almak çok mümkün değildi, ertesi gün gidilip alınırdı.
8. Çıkan fotoğrafları zarf içinde alıp fotoğraf makinenize yeni bir film taktırdıktan sonra evin yolu tutulurdu.
9. Bu esnada 36 tane değil, bir-iki tane eksik fotoğraf çıkmıştır. Çünkü o filmler yanmıştır.
10. Heyecanla fotoğrafları zarftan çıkarıp baktığınızda bazı fotoğrafların köşesinde parmağınızın neden olduğu kararmalar görülürdü.
11. Bazılarında ise gözlerin kapalı ya da kırmızı çıktığını görürdünüz.
"Aaa kapalı çıkmış, tekrar çekelim!" deme imkanınız yoktur ve kırmızı göz düzeltme teknolojisine daha yıllar vardır.