Yağmurdan Kaçarken Doluya Tutulur muyuz? Merakla Beklenen Enflasyon Korumalı Ürün Çare Olur mu?

"Dolaylı bir faiz artırımı" Cumhuriyet'ten Ali Can Polat haberine göre, uzmanları, enflasyona odaklı ürünün bu sorunlara çare olmayacağı görüşünde birleşiyor. Merkez Bankası eski Başkanı Durmuş Yılmaz'a göre, enflasyon korumalı ürün piyasaya çıktığında ilk sorunu ban.

Yağmurdan Kaçarken Doluya Tutulur muyuz? Merakla Beklenen Enflasyon Korumalı Ürün Çare Olur mu?

"Dolaylı bir faiz artırımı"

Cumhuriyet'ten Ali Can Polat haberine göre, uzmanları, enflasyona odaklı ürünün bu sorunlara çare olmayacağı görüşünde birleşiyor. Merkez Bankası eski Başkanı Durmuş Yılmaz'a göre, enflasyon korumalı ürün piyasaya çıktığında ilk sorunu bankalar yaşayacak. Mevduatta çıkış olacağını öngören Yılmaz, 'Bankalar bonoya kaçan mevduatları tutmak için mevduat faizlerini artırır ve dolaylı bir faiz artırımı olur. Ayrıca uzun vadede enflasyonu daha da katılaştırır. Vatandaşa, paranı harcama, gel bana borç ver diyorlar.” şeklinde durumu özetledi.

"Bir tarafı düzeltirken diğer tarafı bozuyorlar"

Prof. Dr. Burhan Şenatalar'a göre de, piyasalarda oluşan güven kaybını önüne geçmek için ürünler çare değil. Güven tahsis edilmeden, döviz geçiş dursa da mevduat tarafı açılıyor bankaların nakit dengesini bozulması da sistemi etkiliyor. Şenatalar şu şekilde devam ediyor: 
Bir tarafı düzeltirken diğer tarafı bozuyorlar. Böyle olmaz bu iş toptan bir değişimle güven tahsisi şart, bunun yolu da seçimdir. Devlet harcamalarının giderek artan bir kısmı faiz harcamasına gidecek. Akıllı bir proje değil.

"Servet transferi"

Prof. Dr. Duran Bülbül, enflasyona karşı oluşturulacak yeni ürünün de bir servet transferi anlamına geldiğini, paranın dar gelirli, yoksul, maaşlı kesimden zengin yatırımcıya doğru bir yol izleyeceğini belirtti. Ayrıca Bülbül bu ürünün de gizli faiz artırımı olduğunu söyledi. Enflasyonu düşürmenin toplumun genelinde refah artışı yaratacağını belirten Duran Bülbül, ekonomi yönetiminin ise parası olanın parasını koruma yolları izlediğini belirtti ve şöyle devam etti: 
Devlet parası olanı korumak için el altından enflasyon kadar (yüzde 70) faiz verecek. İktidarını iç borçlanmayla ayakta tutmaya çalışıyorlar.

Ünlü ekonomist Prof. Dr. Özgür Demirtaş da enflasyona dayalı tahvil ürününü yorumladı. Twitter'da yaptığı paylaşımlar şu şekildeydi

"Piyasada zaten olan bir ürün"

Sözcü'den Emre Deveci haberine göre, Merkez Bankası (TCMB) Eski Başekonomisti ve Bilkent Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hakan Kara, enflasyona endeksli tahvilin zaten piyasada olduğunu ancak erişiminin sınırlı olduğunu belirtti. Bireysel hesaplara yönelik standartları taşımayan ürün için Kara, tabana yayılması için ürünün kısa vadeli, erişilmesi kolay ve anlaşılır şekilde tasarlanması gerektiğini savundu.

Enflasyon korumalı ürün daha önce de şu şekilde konuşulmuştu

Fakirden Al Zengine Ver Modeli Borç Olarak Dönüyor: Düşük Faizin Faturası Halkın Sırtında!

"İlk etapta faizleri mutlaka yükseltir"

Mevduatta, enflasyona oranla eksi reel getirinin bu ürüne yönelim yaratacağını belirten ünlü ekonomist, KKM'nin ise rekabet anlamında aynı kulvarda olmadığına dikkat çekti. Mevduat çıkışının dönüşüm ile sıkıntı yaratmayacağını ancak “Genel faizlerde bir miktar yukarı yönlü harekete sebep” olabileceğini öngördü. Mevduat tarafındaki çıkış tartışmaları için ise Hazine'nin sağlayacağı kaynağın dönüşümü ile yeniden mevduat oluşumu sağlanabileceğini belirten Kara, sözlerine şöyle devam etti: 
İlk başta tabii ki bankalar arasında mevduat rekabetini artırarak genel faizler üzerinde yukarı yönlü baskı yapabilir fakat TCMB yüzde 14'ten bankaları fonladığı sürece mevduat faizlerindeki yükseliş sınırlı olur. Bankaların bu borçlanmayı TCMB'den sağlamak için teminat stoku yeterli görünüyor.

Enflasyona endeksli ürün kurları nasıl etkileyecek?

Kurlarda yaşanacak yükseliş enflasyonda yükselişe yol açabilir ya da düşüş KKM'den çıkışlara neden olabilir. Ürünün bu alanda etkisi içinde Kara, ilk etapta bir rahatlama görülebileceğini belirtirken, sonrasında ise dış kaynak finansmanı olmadığı müddetçe cari açık sorunun devam etmesinin döviz üzerinde baskısını sürdüreceğini belirtti. Hakan Kara, açıklanması beklenen ürünün, Borsa üzerinde ise etkisinin son dönemde satışlarda görüldüğü gibi devam edebileceğini belirtti.

Hazine, faiz ve KKM yükü ile vergi indirimleri sonrasında bir de bu üründen nasıl etkilenecek?

Hazine'nin faiz ödemelerin artacağına dikkat çeken Hakan Kara, hali hazırda yüzde 26 seviyesinde olan tahvil faizlerinin yüzde 70 enflasyon ve üzerinde bir hale dönüşeceğini belirtti.KKM'den dövizdeki yükselişle gelen yük ile karşılaştırıldığında ise KKM'deki birikimin bu tahvile kayması ile orantılı yükümlülüğün sınırlanabileceğini belirtti.  Kara, son olarak söylemeden geçemedi, “Bütün bunlar sorunları çözmek yerine öteliyor, hatta ötelerken daha da büyütüyor. Bana göre Hazine borcu tarafında asıl sorun risk primindeki artıştan dolayı ilerde bir noktadan sonra ödenmesi gereken yüksek reel faizden gelecek” dedi.

90'ların 'süper bono'su ile benzer mi?

94 krizinde Tansu Çiller'in yönetiminde Hazine'nin üç ay vadeli ‘süper bono'su ile yıllık faizin yüzde 200'e tırmandığını hatırlatan eski Hazine yöneticilerinden M. Coşkun Cangöz, o dönemdeki durum ile benzerlik farklılıklar için şunları söyledi:O dönemde faizlerin baskılandı ve Hazine borçlanmasında sorun olduğu için bu yola gidildi. Şu anki temel problem negatif reel faiz nedeniyle vatandaşın TL'den kaçışı. Ekonomi yönetimi alternatif yollar arıyor. Mevcut enflasyona endeksli tahviller, bankaların alıp portföylerinde tuttukları ve vatandaşın erişemediği bir ürün. Vatandaşa yönelik enflasyona endeksli tahvilin iki olası etki olacak. İlk etki bankaların mevduat faizlerinde artış. Yüzde 17'lik mevduat faizi artacak. Bu durumda, ekonomi yönetiminin ‘faizi düşük tutuyoruz krediler ucuz olsun' tezi ortadan kalkacak.

"Piyasayı bozabilir: Her türlü Hazine'ye yük"

Cangöz'ün bahsettiği ikinci etki ise, 'mevduatı Hazine'ye alalım, farklı yollarla sübvanse edilmiş kredileri kullandıralım' denildiğinde finansal sektörü dışlayarak piyasa bozucu etkiler görülebileceği. Hazine'de yaratılan faiz yükünün daha da artıracağı ve hatta kötüleşebileceği konusunda da endişeleri olan Cangöz, iç borç faizlerinin iç borç stokunu geçtiği, bir ortamda bardağı dolmuş olduğunu hatta taştığını hatırlattı. Kurdaki yükselişin bütçede KKM yükünü, enflasyondaki yükselişin de faiz yükünü artırdığını hatırlattı.

Uzmanlar da sosyal medyada planlanan ürünü ve etkilerini değerlendirdi

YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER