Fotoğraf: Ozan Köse / AFPSalgınla uğraş eden öyle fazla ülkede vaka sayısının ne süre pik oluşturacağı, yani yükseklik noktasına ulaşacağı konuşuluyor. Ama zirveye varmak basit yok. Mart ayında, 12 Nisan civarı yükseklik beklentisine giren o kadar fazla ülke hayal kırıklığına uğradı.ABD Başkanı Donald Trump, 10 Nisan'da yaptığı açıklamada, "Zirveye ulaştık, bundan böyle inişe geçeceğiz" dedi, fakat 4 jurnal düşüş eğiliminin arkasında olgu sayısı tekrar yükseldi.Sağlık Bakanı Fahrettin Koca da 17 Nisan'da yaptığı açıklamada, "Pik noktasına 1 hafta-10 gün içerisinde erişebileceğimizi görüyoruz" demişti.
Türkiye'de gözler 25 Nisan'a çevrilmiş durumda
Bilim insanlarına göre boy noktasına ulaşmış almak için en yüksek vaka sayısının kaydedildiği günden sonraki 14 günlük dönemde olgu sayısının iniş eğiliminde olması ve durgun seyretmesi, yani sert zikzaklar çizmemesi gerekiyor. Zirve noktasından sonraki gaye ise, grafik eğrilerinde istikrarlı düşüş ve olgu sayısının sıfırlanması.Türkiye için şu anki geçici pik noktası 5 bin 138 vakanın kaydedildiği 11 Nisan tarihi.
DW Türkçe'nin haberine tarafından Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Tıp Fakültesi, Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Belli Başlı Bilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Alper Şener, "Kuluçka dönemi değin süre, yani 25 Nisan'a değin 5 binin altında kalırsa piki geçmişiz demektir" diyor.
Haziran'da ikinci pik yaşanır mı?
25 Nisan sonrası dönemde olgu sayısının tekrar 5 binin üstüne çıkması durumunda "ikinci pik" anlamına geliyor.. İkinci pikler, önlemler kaldırıldığında, mesela okullar açılıp herkesin sokağa çıktığı durumlarda vaka sayısında yaşanan sıçramayla ortaya çıkıyor.DW Türkçe'ye konuşan Doç. Dr. Şener, saha verileri baz alındığında Türkiye'de ikinci pikin yaşanacağına ihtimal vermiyor. Mayıs başına kadar olgu sayısının 5 binin üzerine çıkacağını öngörmediğini belirten Şener,
"İlk olguyu baz alarak 11 Mart'tan sonraki toplam 8-10 haftada bu salgının Türkiye için denetim altına alınacağını sanıyorum. Modeller bunu söyleyemese bile, saha rakamları bunu söylüyor. İkinci pikin görülme ihtimali modellerde daima gösterilir, fakat bunu her zaman sahada görmeyiz. Bunu görme ihtimalimiz var. Yaklaşık Olarak Haziran'da olur. Ya Da olmaz" diye konuşuyor.
Kasım'da ikinci dalga beklentisi
Vaka sayılarının sıfırlanması durumunda bile risk geçmiş sayılmıyor. Bilim dünyası sonbaharda grip mevsiminin başlamasıyla koronavirüste de ikinci bir salgın dalgasıyla karşısında karşıya kalınabileceği uyarısında bulunuyor.Doç.Dr. Şener, Türkiye'ye ikinci dalganın Kasım ayında geleceğini tahmin ediyor. İkinci dalga için hazırlıklı olunması gerektiği uyarısı yapan Şener, koronavirüsle mücadelede başarının ölçütünü, olgu sayısının sıfırlanmasıyla ikinci dalga aralarında geçen zamanın uzunluğu olarak açıklıyor:
"Burada beklenen ve istenen, ikinci dalganın olabildiğince geç gelmesidir. Yani yeni vaka sayısı ne değin vakit sıfır olur ise o kadar başarılısınızdır. Burada beklenen ikinci salgın eğrisi Kasım'dır. Kasım'dan önce ikinci eğri görürseniz yada mevcut salgın Kasım'a dek devam ederse, kontrolde pek başarısız olmuşsunuz demektir."
Çifte tehlike: Grip ve koronavirüs
ABD Hastalık Teftiş ve Önleme Merkezi Direktörü Robert Redfield, Salı günü Washington Post gazetesine verdiği demeçte, koronavirüs salgınının önümüzdeki kış, şu anki birincil dalgaya göre daha şiddetli seyredebileceği uyarısında bulunarak yetkililerin olağan grip salgını ve koronavirüs pandemisiyle eş zamanlı mücadeleye hazırlık yapmaları gerektiğini söyledi.Hamburg-Eppendorf Üniversite Kliniği Idare Heyeti Başkanı ve Tıbbi Direktörü Burkhard Göke de, sonbahar aylarında ikinci bir koronavirüs dalgasıyla karşılaşılacağı endişesi taşıyor. Alman Focus dergisine konuşan Göke, yaz aylarının gerisinde ikinci bir koronavirüs dalgasının grip dalgasıyla aynı anda ortaya çıkmasının imkanları zorlayacağı uyarısında bulundu.
"Koronavirüsle işimiz uzun"
Almanya'nın önde gelen virologlarından Christian Drosten, Mart ayı başında yaptığı bir açıklamada "Virüsün nüfusun yüzde 60-70'ine bulaşmasıyla gelişecek bağışıklığın pandeminin sonunu getireceği" hesaplamasıyla dikkat çekmiş, bu sürecin iki yıla yayılması durumunda sağlık sisteminin bu yükü kaldırabileceğini söylemişti.Doç.Dr. Alper Şener ise, Türkiye'de de koronavirüsün asgari bir sene gündemde olacağı görüşünde. Türkiye'nin topluluk ve iç içe bir toplum olduğuna muhabere eden Şener,
"Burada bulaşın daha seri olacağını, sürenin daha kısa olacağını düşünüyorum. Biz yasağın bile son dakikasına kadar sokaktaydık. Ben 2021 Mart'ına kadar toplumun fazla önemli bir kısmının virüsle karşılaşmış olacağını düşünüyorum. Ama yüzde tahsis etmek baskı" diyor.
