Vakanüvis yazdı: Uzaydan biraz da korkalım...

Vakanüvis, Türkiye'nin ilk astronotu Alper Gezeravcı'nın uzay yolculuğunun sona ermesiyle birlikte tarihte uzayla ilgili araştırmalarda yaşanan gizemli ve korkutucu olayları mercek altına aldı.

Vakanüvis yazdı: Uzaydan biraz da korkalım...

Uzay: Biraz da korkalım

Vakanüvis

Uzay; gündüz uçsuz bucaksız maviliği, gece ise derin karanlığıyla zaten yeterince “gizemli ve korkutucu.”

Geçtiğimiz yüzyılda başlayan alana ilişkin misyonlarla birlikte “uzayda insan” olgusu da devreye girince bilinmezlere – ve korkutucu - pek çok yeni şey eklendi.

Hazır, şu günlerde; ilk Türk astronot vesilesiyle milletçe uzayla fazlasıyla ilgiliyken, feza araştırmaları tarihindeki kimi gizemli, korkutucu vakalara bakalım…

Amerikalı astronot “yılan gördüm”, Çinli taikonot “ses duydum” dedi

NASA, Discover Magazine ve National Geographic arşivlerinde; uzaydaki, en hafif tabirle “tuhaf” şeylere dair pek çok kayıt yer alıyor. Bu tür olaylara şahit olan isimlerden birisi, 1973’te NASA’da göreve başlayan ve kısa bir süre sonra da uzaya çıkan astronot Dr. Story Musgrave’di.

Musgrave, birden fazla deneyimine sahip bir isim ve bu operasyonların biriyle ilgili iddia ettiği bir şey tartışılmaya devam ediyor.

Emekli NASA astronotunun anlattıklarına inanılacak olursa o, “uzayda süzülen 2,5 metre uzunluğunda beyaz bir yılan” görmüştü. Bunun, uzay gemisinden ayrılmış bir hortum olabileceği gibi değerlendirmeler olsa da 89 yaşındaki Story Musgrave iddiasında – hâlâ - ısrarcı. Bir başka ABD’li astronot Alan Bean’ın uzayda nesne görmeye ilişkin şahitliği ise “ayakkabı derisi gibi parlak bir şey”di.

Çin tarafından uzay gönderilen ilk taikonot Yang Liwei ise uzaydaki boşluk ortamından dolayı ses olmadığı gerçeğine rağmen, 2003 yılındaki uzay seferinden dönüşünde yaptığı açıklamada, mekikte otururken, “Biri, uzay gemisinin gövdesine vurdu, bu vuruşu duydum.” demişti.

İşin tuhafı, sonraki bazı taikonotlar da “Ses duyduk” açıklamasında bulunmuşlardı. Bu arada, ses konusunda iddiada bulunan bir diğer grup da NASA’nın Apollo 10 operasyonuna katılan astronotlardı.

Bu ekip, “Tanımlayamayacakları ama uzay müziği diyebilecekleri sesler duyduklarını” iddia etmişlerdi. Dediklerine göre duydukları ses, “ıslık gibi bir şey.”di.

Neil Armstrong: “Ay’da başka uzay araçları var, bizi izliyorlar”

Astronot Neil Armstrong’un tarihi Ay yürüyüşünü bütün dünya bilse de, onun bu görev sırasındaki bir detayın bilinirliği fazla yaygın değil. Buna göre, 1969 yılında Ay’a çıkan ilk insan Neil Armstrong, yürüyüşünü yaparken, ortamda “başka varlıklar” görmüştü. Apollo 11 görevi sırasında Armstrong’la yaklaşık iki dakika boyunca iletişim kesilmişti.

İddialara göre, Armstrong o iki dakikalık sürede, NASA’ya gizli bir mesaj göndermişti. Mesaj şöyleydi:

“Bu bebekler çok büyüktü efendim! Muazzam! Aman Tanrım! Buna inanamayacaksınız! Size burada başka uzay araçları da olduğunu söylüyorum. Kraterin kenarının uzak tarafında sıralanmışlar! Ay’da bizi izliyorlar!”

Uzayda yüzen hayvan cesetleri

Uzaydaki tuhaflıklar içerisinde, mantığa en yakın duranlar ise hiç şüphesiz boşlukta süzülen hayvan cesetleriydi. Zira malum, Dünya’dan uzaya giden ilk canlı varlıklar hayvanlardı. Maymunlar, köpekler, kediler, kaplumbağalar, tavşanlar, kurbağalar, örümcekler ve böcekler olmak üzere çok sayıda hayvan uzaya fırlatılmıştı.

Öyle ki, sadece Sovyetler Birliği, sadece 57 köpeği uzay çalışmalarında kullanmış, bunların önemli bir bölümünü de – canlı ya da cansız - uzaya salmıştı. Uzay görevlerinde yer alan çok sayıda astronot, kozmonot ve taikonotun “Uzayda yüzen hayvan cesetleri gördük.” demeleri bu realiteden kaynaklanmaktaydı.

Dünya yörüngesindeki “WT 1190F” nesnesi nereden geldi?

Uzaydan Dünya’ya geldiği iddia edilen UFO’larla ilgili çok sayıda iddia, ciddiyetle ciddiyetsizlik arasında gidip gelirken, 2013 yılında fark edilen bir nesne ise bütün bu tartışmaların dışında yer almaya devam ediyor.

Bu gizemli uzay nesnesini fark edip inceleyen değişik ülkelerden araştırmacılar, nesnenin doğal şartlarda oluşan bir asteroit olmadığı fikrinde birleştiler; çoğunluğu da ona “uydu” demeyi tercih ediyor.

Araştırmacıların adını ortaklaşa “WT 1190F” koydukları nesne, Dünya yörüngesinde dönmeye devam ediyor. Olayı ilginç kılan bir başka nokta ise “WT 1190F”nin zaman zaman takipten çıkması, ortadan kaybolması.

Bir de dünya dışı varlık “Kara Şövalye” uydusu var

Uzaydan Dünya’ya gelen varlıklar listesindeki ilginç bir diğer nesne de Kuzey Kutbu’na yakın bir yörüngede var olduğuna inanılan “Kara Şövalye” uydusu. Kimilerine göre bu nesne tam 13 bin yıldır orada! Dünya dışı nesneyi, gönderdiği sinyallerle fark eden isim ise ünlü mucit Nikola Tesla.

Tesla, 1899 yılında radyo deneyleri sırasında bu nesnenin gönderdiği sinyalleri yakalamıştı. O tarihten bu yana aynı bölgeden yankılar aldıklarını söyleyen pek çok uzay araştırmacısı bulunuyor. “Kara Şövalye” adı verilen bu Dünya dışı uydunun, 1998 yılında enkaza dönüştüğü de konu etrafındaki tartışmalardan biri.

Meyve ilaçlamada kullanılan fosfin gazı Venüs’e nasıl gitti?

Uzaya dair şaşırtıcı ve ürkütücü bir başka tespit ise çok daha yakın tarihli. Bilim insanları 2020 yılında, Venüs atmosferinde fosfin izleri tespit etmişti.

Bu durum çok ilginçti, çünkü fosfin Dünya’da yaşayan organizmalar tarafından üretilen bir gazdı.

Meyve ilaçlanmasında kullanılan fosfin, nasıl olup da Venüs’ün atmosferinde yer almaktaydı? Bu konuya odaklanan araştırmacılar üç yılı aşkın bir süredir, Dünya’ya ait bu gazın oraya nasıl ulaştığını anlamaya çalışıyor.

Güncelleme Tarihi: 17 Şubat 2024, 17:00
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER