‘Gençlerimizi tütün endüstrisinin taktiklerinden koruymalıyız’

Türk Toraks Derneği'nden 31 Mayıs “Dünya Tütünsüz Günü” sebebiyle yapılan açıklamada “Tüm dünyada 1,3 milyar insan tütün kullanmaktadır.

‘Gençlerimizi tütün endüstrisinin taktiklerinden koruymalıyız’

Türk Toraks Derneği'nden 31 Mayıs “Dünya Tütünsüz Günü” sebebiyle yapılan açıklamada “Tüm dünyada 1,3 milyar insan tütün kullanmaktadır. Tütün, kullanıcılarının yarısının ölümüne yol açar. Tütün kullanımı her dört saniyede bir yaşamın kaybına yol açmaktadır. Dünyayı bu küresel salgına sürükleyen neden şüphesiz ki tütün endüstrisinin onlarca yıldır farklı strateji ve manipülasyonlarla nesilleri nikotin ve tütün bağımlısı yapmayı başarmış olmasıdır.“ diye belirtildi.

“BAYAĞI SİGARADAN ‘DAHA EKSIK ZARARLI' ALDATMACASI YAPILIYOR”

Türk Toraks Derneği Başkanı Prof. Dr. Hasan Bayram, Tütün endüstrisinin, dijital ve sosyal medyada yoğun reklam yapabilme imkânı bulduğunu belirterek, “Tütün endüstrisi film ve dizilerde mahsul atama taktiği ile reklamlarını yoğun olarak sürdürmekte, ünlü kişiler yoluyla gerçekleştirilen reklamlar ile genç beyinleri rahatça etkilemektedir. Tütün ürünlerine aromalar eklenerek içim özellikleri gençler için çekici hale getirilmektedir.

Ülkemizde yasal yoldan satışı olmayan elektronik sigara, ısıtılmış tütün ürünleri gibi yeni cins ürünlerin tasarımı yüksek-teknoloji, yüksek hayat algısını çağrıştırmakta ya da çocukları etkilemeye yönelik çocuk dostu görseller ve canlandırma karakterleri ile zenginleştirilmektedir. Geleneksel sigaraya tarafından daha eksik zararlı olduğu aldatmacasıyla dünya pazarında bulunan elektronik sigara ve ısıtılmış tütün ürünleri bilhassa gençlerin beğenisine karşın tasarlanmaktadır.

Tütün endüstrisi geleneksel sigara pazarındaki karlılığını, genç kuşakları bu yeni tür ürünlerin bağımlısı haline getirerek sürdürmek ve arttırmayı hedeflemektedir.” dedi.

“NİKOTİN ÜRÜNLERİ COVİD 19 İÇİN TEDAVİDE ALTERNATİF OLAMAZ”

Prof. Dr. Bayram, “Geçtiğimiz sene içinde ABD’de 2 bin 807 hastane yatışı ve 68 ölüme niçin olan EVALI (elektronik sigara ilişkili akut akciğer hasarı) isimli hastalığın üstünden henüz çok geçmeden, COVID-19’da sigaranın negatif etkileri tek tek ortaya çıkınca savunmaya vermek şöyle dursun, kafaları karıştırarak nikotin ürünlerini tedaviye alternatif olacakmış gibi görüntü çabası hangi vicdana sığar?” diyerek, şöyle devam etti:
“Bunun yanı sıra satış noktalarındaki ihlaller, tütün ürünlerinin açık dolaplarda satışının sürdürülebilmesi, tütün ürünlerinin satış noktalarında özellikle çocuk ve gençlerin ilgisini çeken oyuncak, anahtarlık, şekerleme gibi ürünlerle birlikte bulundurulması gibi örneklerle tütün endüstrisi reklam, promosyon ve sponsorluk yasaklarını delerek tüm dünyada insan sağlığına hasar vermektedir.

Ülkemizin de imzalayarak, kendi iç yasal düzenlemesi olarak kabul ettiği Tütün Denetleme Çerçeve Sözleşmesi'ne kadar tütün ürünlerinin reklam, promosyon ve sponsorluğunun önlenmesi, tütün ürününe talebi azaltmaya karşın önlemler aralarında önceliklidir.”

İLGİLİ HABERSağlık Bakanlığı, restoran ve kafelerde alınması gereken önlemleri sıraladıSağlık Bakanlığı, restoran ve kafelerde alınması gereken önlemleri sıraladı

“NARGİLE, VİRÜSLERİN BULAŞMASINA İDEAL ETRAF YARATIYOR”

“Tütün endüstrisinin pazarlama stratejileri, sigaranın zararları daha artı bilinmeye başlandığından beri sigara dışındaki tütün ürünlerine yönelmiştir.” diyen Türk Toraks Derneği Tütün Kontrolü Egzersiz Grubu Başkanı Doç. Dr. Aslı Görek Dilektaşlı ise, tütün endüstrisinin karlılığını sürdürmek amacıyla yeni mahsul ve markalar üretmeye devam ettiğini açıkladı.

Doç. Dr. Dilektaşlı, “1990'lardan sonra özellikle gençler arasında nargile kullanımı bariz ölçüde yaygınlaşmıştır. Hiç şüphesiz bu artış bir rastlantı değildir. Nargile, tütün endüstrisi tarafından, tütüne eklenen şeker ve katkı maddesi maddeleri ile aromatik ülkü getirilmiş ve bilhassa gençlerin ilgisini çekecek içim özellikleri kazandırarak endüstriyel bir ürüne çevrilmiştir.

Nargile, yoğun miktarda nikotin içermesi sebebiyle bağımlılığa yol açarken, içerdiği katran, karbon monoksit, aromatik hidrokarbonlar ve ağır metaller gibi zehirli bileşenlerle sigaranın yol açtığı tüm hastalıklara neden olmaktadır. Pasif içiciliğe de yol açmaktadır.

İçerisinde bulunduğumuz COVID-19 salgını, senelerdir dile getirilen kaygılarımızı haklı çıkartmış ve nargile içiminin ve topluca nargile içilen mekânlar olan nargile kafelerin infeksiyon ve bulaşıcı hastalıklar açısından da ne değin riskli olduğunu ispatlamıştır. Şişe, marpuç gibi o kadar çok parçası karşılıklı uygulama özelliğine sahip olan nargile tüberküloz mikrobu gibi bakteriler ve koronavirüsler, hepatit, virüsleri gibi virüslerin bulaşması için de ideal bir ortam yaratmaktadır. “ dedi.

“NARGİLE SUNUMUNA ARTIK HİÇ İZİN VERİLMEMELİ”

“Ülkemizde, nargile tüketimi büyük ölçüde ticari sunum aracılığıyla, mevcut zeminde şipşak büyüyen nargile sunum işletmelerinde (nargile kafelerde) gerçekleşmektedir.” diyen Doç. Dr. Dilektaşlı, “Özellikle gençler ve kadınlarda gitgide artarak artmakta olan nargile kullanımı ile uğraş, ancak ticari sunumun hukuki ve toplumsal meşruiyetinin ortadan kaldırılması ile başarılı olabilir.

Yaşadığımız COVID-19 pandemisi nedeniyle kapatılan nargile kafelerin hiç açılmaması ve işletmelerde nargile sunumuna izin verilmemesi millet ve gençlerimizin sağlığından yana taraf tutacak kamu otoritesinden beklentimizdir. Dinç nesiller, dinç bir gelecek için tütünsüz ve nikotinsiz bir Dünya ve Türkiye diliyoruz” diye belirtti.

İLGİLİ HABER31 Mayıs Dünya Sigarasız Günü: Sigara nasıl bırakılır? Sigarayı bırakma yolları...31 Mayıs Dünya Sigarasız Günü: Sigara nasıl bırakılır? Sigarayı bırakma yolları...
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER