Sınavlar öncesi öğrencilere uyarı: 15 saniye kalemi bırak ve güzel bir anını düşün!

Öğrenciler yaklaşan lise ve üniversite giriş sınavları için geri sayıma başladı.

Sınavlar öncesi öğrencilere uyarı: 15 saniye kalemi bırak ve güzel bir anını düşün!

Öğrenciler yaklaşan lise ve üniversite giriş sınavları için geri sayıma başladı. Yorucu, stresli ve yoğun geçen çalışma dönemi, yerini sınav öncesi endişe ve heyecana bıraktı. Öğrenciler dek anne ve babalar da benzer kaygı içerisinde.

Çocuklarının kapasitelerinin üzerinde beklentileri olan ebeveynler, farkında olan olmadan çocuklarına sınav kaygısı aşılıyor. Uzmanlar, aileleri destekçi olma konusunda uyarırken, öğrencilere de bunaldıkları her anda 15 saniye kalemlerini bırakıp güzel bir anılarını düşünmelerini ve mutlaka planlı çalışmalarını öneriyor.

MÜKEMMELLİYETÇİLİK KAYGIYI ARTTIRIYOR

Okul çağındaki gençlerin başarıları ya da performanslarının testler ya da kurgulanmış sınavlar üzerinden değerlendirildiğine dikkat çeken İstanbul Data Üniversitesi Çocuk Gelişimi Bölümü Öğretim Üyesi, Ergen ve Çocuk Psikiyatristi Prof. Dr. Işık Karakaya, bu durumun çocuklarda imtihan kaygısına yol açtığını belirtti.

Karakaya, “Kaygıya neden olan çoğu faktörün başında mükemmeliyetçi şahsiyet yapısı geliyor. Her şeyin en iyisini yapmalıyım diye çabalamanın daha artı endişe ve kuruntuya niçin olduğu görüyoruz. Hem öğrencinin hem de çevresindeki şahısların yüksek beklenti içinde olması, kişinin kapasitesini göz ardı etmesine sebep oluyor. Bu beklenti ile yola çıkılması kaygılanmayı da artırıyor.

Bir diğer faktör de fena alıştırma alışkanlığı. Sınava çalışmayı son günlere teslim etmek, sınavla ilgili sorumlulukları yerine getirmemek, dersleri dinlememek ve öğrenmeye dair bir çaba göstermemek” dedi.

YENİ NESİL EBEVEYNLER ÇOCUĞUN SORUMLULUĞU TEK BAŞINA ALMASINA İZİN VERMİYOR

Kaygıyı artıran bir diğer etkenin de yeni tür anne babaların çocuklarının sorumluluğu kimsesiz almalarına izin vermemeleri olduğuna dikkat çeken Karakaya, “Testi yarın yaparım veya ertesi gün çalışırım gibi durdurma alışkanlıkları nedeniyle, öğrencilerin sorumlulukları altından kalkılamaz bir hal alıyor. Bu da daha fazla endişe olarak karşılarına çıkabiliyor. Eğitim sisteminin yoğunluğu ve imtihan yaklaştıkça belirlenmiş başarısız olurum söyleminin yerleşmesi de imtihan öncesi kaygıyı pekiştiriyor” diye konuştu.

KAYGININ DOZU PERFORMANSI ETKİLİYOR

Bir miktar kaygının öğrencinin performansı üstünde faydalı olduğuna vurgu yapan Karakaya, şöyle devam etti:

“Beklenilen düzeyde endişe duyuluyorsa, performans üzerinde olumlu bir etkisi oluyor. Mesela, dikkatimiz artıyor. öte yandan kaygının uyarıcı bir etkisi de var. Bir öğrenme sürecinden geçiliyorsa öğrenme gücünü de arttırıyor. Çünkü daha fazla odaklanmaya hizmet ediyor. Hatırlamayı, eskiden edinilen bilgileri daha basit hafızaya getirmeyi ve aktarmayı kolaylaştırıyor.

Ancak yönetilemeyen büyük bir imtihan kaygısıyla karşısında karşıya kalmanın konsantrasyon bozukluğuna neden olduğunu da biliyoruz. Böyle durumlarda karar verme güçlüğü başlıyor, hafıza kaybı artıyor. Bilgi kullanılamaz ayla geliyor. Öğrenci, sınav halinde yaşadığı vesvese sonucu, bedenindeki değişimlere odaklanıyor. Bir öğrencinin kalbi seri çarptığında buna odaklanarak düşünemez ülkü gelebiliyor, sınavdan kopabiliyor.

Aslında alışılagelmiş kaygının fazla pozitif yapıcı özelliği varken, fazla endişeli ruh hali ortaya çıktığında öğrenci reel performansını sergileyemiyor. Öğrencinin odağı ve konsantrasyonu bozuluyor.”

ÇOCUKLARI ÖDÜLLENDİRİN

Anne ve babalar için sınav öncesi çocuklarına “sınavda başarısız olmak, hayatının sonu yok” aktarımını yapması gerektiğini söyleyen Karakaya, anne babaların çocuklarını oldukları gibi kabul etmelerini ve kendi beklentilerini ön plana almamalarını önerdi.

Karakaya, imtihan öncesi yoğun kaygıyı yönetmeye ilişkin öncelikle çocuklar sonradan da ailelere büyük tayin düştüğünü belirterek, şu önerilerde bulundu; “Öğrenciler sınav esnasında gelen korku ve kaygıda derin nefes alıp, 15 saniye kalemini bırakmalı. Sakinleştikten daha sonra yeniden sınava odaklanıp, 15 saniyelik vakit içinde kendilerine iyi gelen bir anıyı düşünmeli. Sınava hazırlananlar iyi uyumalı ve iyi beslenmeli, kafeinli ve fazla şekerli gıdalardan kaçınmalı.

Öğrenciler bilhassa hedeflerinde realist olmalı ve giderken aileler vesvese artırıcı söylemden kaçınmalı. Çocuklarına her yerde yükümlülük duygusu ve alıştırma disiplini vermeli. Anne babalar çocuklarına çalış demek yerine, “nasıl gidiyor, sana yardım olmam gereken bir konu var mı?” gibi cümlelerle yaklaşmalı. Anne ve babalar çocuklarını dinlemeli. Onlara süre ayırmalı ve alternatif aktivitelerle onları desteklemeli. En önemlisi ise başarılı veya başarısız olsalar da sınavdan meydana çıkan çocuklarını elbette ödüllendirmeli”

İLGİLİ HABERLiselerde sorumluluk sınavı ne zaman? Sorumluluk sınavına kimler katılacak?Liselerde sorumluluk sınavı ne vakit? Yükümlülük sınavına kimler katılacak?
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER