Sağlık Durumu Bakanlığı Koronavirüs Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Hasan Tezer, tedbirler gevşetilirse ikinci, hatta üçüncü dalganın görülebileceğini belirterek, "Havuzu ve denizi konuşmanın şu lahza çok erken olduğunu vurgulamayı bilhassa istiyorum." dedi.
'Virüs yazı hiç görmedi ve yazın nasıl davranacağını daha bilmiyor'
Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Hasan Tezer, koronavirüs salgını süreci ile ilgili konuştu. Tezer, tatil sezonu öncesinde vatandaşlara şu uyarıda bulundu:
"Havuzu ve denizi konuşmanın şu lahza çok erken olduğunu vurgulamayı özellikle istiyorum. Mevcut kalabalığı görüyoruz. İnsanlar artık her şey iyiye gitti ve havuza, denize sıra geldi diye düşünebilirler. O sırada değiliz, onun altını çiziyorum. Havuzunuz kontrollü bir şekilde klorluysa zaten, virüsün havuzda çok fazla yaşamayacağını biliyoruz. Ancak bu herkes herkes havuza atladığı süre bulaşmayacağı anlamına gelmez. Havuzda da temasınızı sağlarsanız, elbette ancak size bulaşabilir. Aynı şekilde deniz için benzer şeyi söyleyebiliriz. Yani 'nasılsa suda değil bana bir şey olmaz' zihniyetiyle kalabalık bir güruh yaratılırsa bulaşır natürel ancak. Suyla bulaşmaz; fakat biz birbirimize bulaştırırız. Havuzdan çıktığınız süre çocukların, büyüklerin ara sıra ağızlarından sekresyonlar (cisim salgıları) akıyor, bunun etrafa düştüğünü düşünün, pek bulaşır. Virüs yazı hiç görmedi ve yazın nasıl davranacağını daha bilmiyor"
'Bize düşen kuralları sağlayamazsak 2. dalga gerekli olur, 3. dalga bile görülebilir'
Tezer, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Her şey bu dek iyi bu vesileyle bize düşen kuralları sağlayamazsak 2'nci dalga gerekli olur, 3'ncü dalga bile görülebilir, kaldı ancak 2’nci dalganın görüldüğü ülkeler de örnek olarak karşımızda var. Bu neye sebep olur? Motivasyonumuzun kırılmasını, herkesin moralinin bozulmasını, iş yükünün devamını, yeni kuralların, kısıtlamaların alınmasını sağlayabilir. O yüzden biraz daha dişimizi sıkmamız gerekiyor"
'Maskeleri olur ya sene baştan başa takacağız'
"Yani teftiş edeceksiniz, kontrolü sağlayamıyorsanız da başarısız olduğunuz süre belki geriye doğru dönüp kuralları tekrar belirlemeniz, şayet daha da sıkı kurallar belirlemeniz gerekecek, kontrolün amacı bu. Hala maske takmak, sosyal mesafeye dikkatli olmak zorundayız. Hala ellerimizi dezenfekte etmeye veya yıkamaya mecburuz. Mecburuz diyorum bakın. Çünkü normalleşme demek bundan böyle her şey adi anlamına gelmiyor. Bana tarafından birinci aşamadan daha da sıkı bir şekilde kurallara uymamız gereken bir döneme giriyoruz. Çünkü uymazsanız kurallara vaka artışı olacaktır ve vakit uzayacaktır. Yazın ne yapacağımız konusunda soru işaretleri olacaktır. Maskeler epeyce kayda değer, olur ya sene her tarafında takacağız, şayet maskeleri takma kurallarımız değişecek; ama şu aşamada takmak zorundayız."
Toplumsal bağışıklık oluşuyor mu?
Prof. Dr. Tezer, olgu sayılarının azalmasıyla birlikte test sayılarının da azalacağını, bu noktada toplumdaki bağışıklığı tespit etmek amacıyla tarama testlerinin devreye gireceğini ifade etti. Tezer, "Deneme sayıları azaldığı vakit toplumdaki bağışık yanıtı ya da gürültüsüz hastalığı geçirenleri tespit etmek nedeniyle, insanların temasının arttığı topluluk gruplarda testler yapılacak. Toplumsal bir bağışıklık oluşuyor mu veya bilmediğimiz hastalığı gürültüsüz geçirenler var mı? Onları saptamak amacıyla yapılan bir başvuru formu. Bu iyi bir kullanım, yani işlerin iyi gittiği anlamına gelen bir tatbik" diye konuştu.
