Fransa'da yaşanan son gelişmelerin ardından aşırı sağcı Ulusal Birlik Partisi'nin (FN) lideri Marine Le Pen, katıldığı Grand Jury adlı televizyon programında türbanın yasaklanması gerektiğini dile getirdi.
Ülkede konuyla ilgili tartışmaların başladığı 1989’dan bu yana türban takan kadınların sayısında çok hızlı bir artış olduğunu belirten Le Pen, kamusal alanlarda türban takılmasının yasaklanmasını talep etti.
'Bu savaşı bir ideolojiye, İslamcılığa karşı ilan ediyoruz...'
Paris'te Sınıfta Hz. Muhammed Karikatürü Gösteren Bir Öğretmen Başı Kesilerek Öldürüldü Aşırı sağcı lider, kendilerine karşı savaş açıldığını, buna karşılık verilmesi gerektiğini öne sürerek, "Biz bu savaşı bir devlete değil, bir ideolojiye, İslamcılığa karşı ilan ediyoruz." ifadesini kullandı.İslamcı ideolojinin Fransa’ın düşmanı olarak görülmesi gerektiğini savunan Le Pen, bu ideolojiyi savunan kuruluşların yasaklanması, camilerin kapatılması ve yabancıların sınır dışıedilmesi çağrısında bulundu.Le Pen, İnsan Hakları Sözleşmesi'nin bazı maddelerinin reddedilmesi gerektiğini savundu.
images.politico.euLe Pen, "Fransa, kendini teröristlerden korumak için Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin bazı maddelerini reddetmelidir. dedi. Aşırı sağcı lider, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron arasındaki gerilimde, ülkesinin büyükelçisini geri çekmesinin önemli olduğunu ancak güçlü bir tepki olmadığını savundu.
Le Pen, öğretmenin öldürülmesinin ardından Erdoğan'ın baş sağlığı dilememesini Twitter'dan eleştirmişti.
M. #Erdogan a choisi de ne pas présenter de condoléances après la décapitation d’un professeur et préfère insulter gravement le Président de la République alors que la France est en deuil. Le rappel de notre ambassadeur était inévitable et doit être salué. MLP— Marine Le Pen (@MLP_officiel) 25 Ekim 2020Avrupa Birliği’nin de Türkiye’ye karşı tavır almasını isteyen Le Pen, Twitter hesabından paylaştığı mesajda da Erdoğan'ın bir öğretmenin öldürülmesinde başsağlığı dilemek yerine Macron'a hakaret etmeyi seçtiğini ileri sürerek, büyükelçinin geri çağrılmasının kaçınılmaz olduğu yorumunu yapmıştı.