Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Tevfik Özlü: Jurnal vaka sayıları böyle devam ederse…

Sıhhat Bakanı Fahrettin Koca ve Koronavirüs Bilim Kurulu Üyeleri, Türkiye’de jurnal olgu sayısındaki yükselme konusunda vatandaşları uyarmaya devam ediyor.Bilim Kurulu Üyesi Prof.

Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Tevfik Özlü: Jurnal vaka sayıları böyle devam ederse…

Sıhhat Bakanı Fahrettin Koca ve Koronavirüs Bilim Kurulu Üyeleri, Türkiye’de jurnal olgu sayısındaki yükselme konusunda vatandaşları uyarmaya devam ediyor.

Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Tevfik Kısa Ve Öz, yükselen olgu sayısına ilişkin talimat yaptı. Prof. Dr. Kısa Ve Öz, bu sayılarla virüsün bize ‘hala aramızda olduğuna dair’ bir mesaj verdiğini vurguladı.

Prof. Dr. Tevfik Özlü

İşte Prof. Dr. Veciz’den uyarı çeken talimatlar:

JURNAL VAKA SAYILARINDAKİ ARTIŞ BÖYLE DEVAM EDERSE

Vaka sayılarında bir büyüme var. Bu herkesi biraz endişelendirdi. Bence endişelenmekte avantaj var. Çünkü endişelenmezsek eğer önlem almayız. Oysa şu dönemde çok titiz olmamız gerekiyor.

Günlük vaka sayılarındaki artma böyle devam ederse önümüzde önemli bir korkutma laf konusu olabilir.

Bu sahiden bir uyarı. Virüs bize şunu söylemek istiyor; “Ben bir yere gitmedim. Sizi terk etmedim. Bekliyorum. Fırsat kolluyorum. En ufak bir ihtiyatsızlık gösterdiğiniz zaman hemen sizi hastalandırmaya devam edeceğim. Ayağınızı denk alın.” diyor.

Bir salgının yoklama altında olup olmadığını belirten tek parametre jurnal vaka sayıları değil. Toplam vaka sayısı yani hasta havuzumuzun artıp artmadığı kayda değer. Jurnal vakaların ne kadarının hastaneye yattığı ne kadarının ayakta çare edildiği ya da asemptomatik olduğu kayda değer.

Bugün için salgın halen teftiş altında devam ediyor. Lakin bu günlük vaka sayılarındaki çoğalma, bu konuda bizi uyarıcı, endişe verici bir parametredir.

OLGU SAYISI NEDEN YÜKSELDİ?

Peki ne oldu da jurnal 700-800 olgu sayılarından 1400-1500’lü rakamlara geri geldik? Bu sorunun cevabını bir şekilde biliyoruz. Her gün medyada yayınlanan görüntüler, insanların kalabalıklaşması, mesafeye dikkat etmemesi, maskelerini usulüne yerinde bir şekilde kullanmaması normalleşme sürecinin hatalı anlaşılmasıyla ilişkili bence.

Burada en kayda değer faktör normalleşmenin bir nevi eskiye dönüş olarak algılandığı, salgın bitti, sorun kalmadı gibi algılanmasıdır. Her Tarafta eski ezberlerimize geri döndük. Kendimce en büyük sorun bu.

Normalleşme olmak zorunda. Ama normalleşmeyi usulüne uygun yaparsak, tedbirlere dikkat edersek sorun olmayacak aslında. Lakin biz normalleşmeyi hatalı anladık; eskiye dönüş olarak anladık. Bu da emrindeki bu artışı doğuran en manâlı faktörlerden bir tanesi.

MASKE VE UZAKLIK UYARISI

Bir toplulukta cümbür cemaat maskeliyse ve maskeyi usulüne uygun takmışsa; ağzını, burnunu kapatmışsa hepimiz güvendeyiz demektir. Lakin içimizde bir kısım ahali maskesiz dolaşıyorsa, ben maske taksam bile yeterince güvende değilim. Herkesin bu konuda duyarlı olması gerekiyor.

Mesafe de çok manâlı. İnsanlara temas etmemek gerekiyor. Burada da fazla sorunlar, dikkatsizlikler var.

YAZ AYLARI GELDİ, DÜĞÜNLER BAŞLADI

Yaz mevsiminin gelmesiyle nişanlar, düğünler, taziyeler, sünnetler gibi törelerimiz eskisi gibi yapılmaya başlandı. Kesinlikle yapalım lakin bakımlı kapalı yerlerde, insanların tokalaşmaları öpüşmeleri fazla güvenli olmayan. Daha küçük gruplarla, açık havada, mesafeyi koruyarak, maske takarak, hijyene uyarı ederek uzaktan acıyı, sevinci paylaşma yeterli olmalı.

İLGİLİ HABERBakan Koca: Dünkü tablo, salgının ciddiyetini koruduğu gerçeğiyle yüzleştirdiBakan Koca: Dünkü tablo, salgının ciddiyetini koruduğu gerçeğiyle yüzleştirdi
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER